Ne olacak bu Amerika’nın hâli?!

A -
A +
“Çılgın kovboy” yaptı yapacağını… Koltuğu bırakmamak için, Meclis binasını dahi kan revan içinde bıraktı. Darbeye teşebbüs etti, fakat sıkıyı görünce geri bastı!.. Peki, bundan sonra neler bekleniyor?
 
 
Milyon dolarlık soru şu: Amerikan toplumundaki derin siyasi ve sosyolojik yırtılma nasıl onarılabilir? Daha doğrusu onarılabilecek mi? İki yüz yıldır hiç yaşanmayan siyasi olaylar cereyan ediyor… Dünyaya demokrasi nizamı vermeyi kendisinde bir hak olarak gören ABD, “demokrasi beşiği” diye tanımladığı Kongre binasının işgal edilmesi karşısında büyük panik yaşıyor. Ayrıca böyle bir durum karşısında ne kadar da dayanıksız ve hazırlıksız olduğu faş oluyor… Üstelik bu “darbe teşebbüsünün” fitilini ateşleyen kişi de, hâlen Beyaz Saray’da oturan Başkan'ın kendisi. Daha kampanya döneminde iken, seçim sonuçları hakkında hile şüphelerini seslendiren, pandemiyi bahane ederek, seçimlerin ertelenmesini temin etmeye çalışan kişi… Yani seçim sırasında her türlü suistimale tevessül etmekten kaçınmayan Başkan! Kendi partisine mensup valileri, eyalet sekreterlerini suç işlemeye teşvik eden, onları bu konuda zorlayan, tehdit eden kişi… Seçim sonuçlarına karşı iki ayı aşkın zamandır devam eden direnişi, nihayet bir darbe teşebbüsü ile duvara çarptı… Donald Trump; “Seçimi çalıyorlar, hükûmeti bizden çalıyorlar…” diye diye, tahrik ettiği taraftarlarını Kongre binasına kadar getirterek işgal ettirdi. Lakin nasıl bir bataklığa sürüklendiğini görünce de hemen çark etti ve kendi adına Meclis basan göstericileri “bedel ödeyeceksiniz…” diye tehdit etti. Bu ne ikiyüzlülük!..
Asıl bedeli ödeyecek olan Donald Trump’ın kendisi. Amerika şimdi harıl harıl onu nasıl cezalandıracağını tartışıyor… İki haftadan az süresi kalmasına rağmen, istifa etmesi için bastırıyor. Aksi hâlde görevden alma sürecini başlatmak için hazırlık yapıyor. Bu olur mu olmaz mı, ayrı konu. Ama Trump’ın muhakkak bir bedel ödeyeceği kesin gibi görünüyor. Hatta öyle ki, Trump bunun önüne geçmek için kendisi ve ailesi hakkında özel af çıkarma yollarını arıyor… Gerçi Amerikan hukuk sisteminde en pahalı avukatları tutacak kadar parası olanlar, genellikle işledikleri suçlardan yakayı sıyırırlar!.. Trump’ın para sıkıntısı yok. Lakin bu defa işin hem siyasi hem hukuki boyutu var. Sıradan bir mahkeme işi değil yani. Ve güvendiği dağlara kar yağıyor. Şimdiye kadar çok güvendiği ve hep asker gibi, ceketinin düğmeleri ilikli olarak yanında esas duruş gösteren yardımcısı Mike Pence bile kendisini terk etti. Güce dayanmak böyle bir şey… Güç kaybı devam ettikçe erozyon da büyür. Çılgın Kovboy, ABD toplumunu dehşete düşüren bir iş yaptı. Kendisi bir şekilde bunun hesabını verecek, asıl vahamet ABD toplumundaki yarılma ve yırtılma. Medya organları ha bire Trump hesabına seçim sonuçlarını tersyüz etmeye çalışan 120 küsur temsilci ve yaklaşık on senatörün isim ve resimlerini yayınlıyor… Anlayacağınız Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasında kolay kolay dinmeyecek bir siyasi kavga hüküm sürmeye devam edecek. Bu Trumpizm denilen olayın bir sonucu. Aslında öncesi de vardı. Fakat şimdi büsbütün alevlendi.
Amerika bir taraftan borazanlığını yaptığı demokrasi konusunda dünyaya madara olmanın şokunu yaşıyor… Seçilen yeni Başkan Biden döne döne bu sefaleti anlatmaya çalışıyor. Gelgelelim demokrasi konusunda Demokratların da Cumhuriyetçilerden daha düzgün bir sicili yok. Obama’nın, dolayısıyla onun yardımcısı olan Biden’ın Dışişleri Bakanı John Kerry, Mısır’daki askerî darbe için şunları söylemişti: “Mısır ordusu demokrasiyi yeniden inşa ediyor…” Şu rezalete bakar mısınız? Nobel ödülü verilen Obama da, hiçbir şekilde Sisi Darbesine “darbe” demeye yanaşmamıştı. Bunun sebebi de İsrail ile iyi geçinmesi için Mısır’a askerî yardım yapabilmekti… Dünyadaki her türlü askerî müdahalelerin baş destekçisi olma şampiyonluğunu elinden bırakmayan ABD, esasen kanlı ve kirli sicilini artık kamufle edemez bir noktaya gelmiş bulunmakta. Bundan sonra ABD’yi zor günler bekliyor… Trump başta olmak üzere, Kongre binası baskınına katılanlar, yardım ve yataklık yapanlar yargı önünde hesap verme durumunda kaldıkça, Amerikan toplumundaki kutuplaşma ve cepheleşme durumu da büyüyecektir.
Aylardır konuşulan darbe ihtimali ve şayet görevi devretmezse Trump’ın askerler marifetiyle Beyaz Saray’dan çıkarılması durumu, şimdilik Sarı Kovboy’un geri adım atmasıyla belli bir noktada kontrol altına alınmış gibi. Ama henüz her şey bitmiş değil. Teksas’tan kendi özel jetiyle Kongre'yi basmaya gelen ve “Biz sadece başkente saldırdık… Hayatımın en güzel günlerinden biriydi. Bu daha savaşın başlangıcı…” diyen emlak komisyoncusu (Trump’ın meslektaşı…) Jenna Ryan isimli kadının sözlerinin gerisinde neler yatıyor acaba? Bekleyip göreceğiz. Öncelikle şuna bakmak lazım: 20 Ocak’a kadarki on bir gün, Trump ve Amerika hesabına nasıl geçecek? Süper güç fena hâlde sıkıntıda…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.