Taksim Camii hayırlı olsun!..

A -
A +
Bazı eserlerin manası, cesametinden çok daha büyüktür… Taksim Camii'nde olduğu gibi. Evet, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ifadesiyle; “Taksim Camii, İstanbul’un fethinin 568. yıl dönümüne bir hediyedir...”
 
 
İstanbul bir camiler şehri… Nitekim bu mübarek şehrin remzi (sembolü) de minarelerdir. Dünyada, Selatin Camilerin bu derece cem olduğu bir başka şehir yoktur. Muhteşem Süleymaniye, Fatih Camii, Bayazıt Camii, Şehzadebaşı Camii, Yeni Cami, Sultanahmet, Nuruosmaniye ve diğerleri. Minareleri şehadet parmağı gibi göğe yükselen mübarek mabedler… Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Taksim Camii açılışında şu temennide bulundu: “İstanbul’umuzun en güzel yerlerinden biri olan Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarının kesişim noktasında yer alan camimizin içinden cemaati, minarelerinden ezanı, kubbesinden Kur’ân nidaları inşallah kıyamete kadar eksik olmayacaktır.” Mehmed Akif, İstiklâl Marşı’nda diyor ya; “Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli.” Yahya Kemal Ezân-ı Muhammedînin davet şumûlünü çok doğru bir şekilde şöyle ifade eder: “Emr-i bülendsin ey Ezân-ı Muhammedî/Kâfi gelmez sadâna Cihân-ı Muhammedî…” Evet, Ezân-ı Muhammedî bütün insanlığa bir davettir. Camiler, müminlerin iştiyakla içine doluşup, huşu ile Allahü tealaya ibadet ettiği mukaddes mekânlardır. Yani camiler; Allah’ın evi (Beytullah), Müslümanların da ibadetgâhı olmaları hasebiyle, yapıları ve görünüşlerinin vasfından ziyade; derununda taşıdıkları manevi atmosfer ve ruhaniyet itibarıyla temayüz eder… Hiç şüphesiz camiler, aynı zamanda İslâm Medeniyetinin en yüksek sanat eserleri olmaları bakımından da, her zaman farklı bir yere sahip olmuşlardır. Yüzyıllardan beri bütün insanlığın gıpta ile baktığı, hayran kaldığı nadide eserler olarak hafızalara işlemiştir...
Dün ibadete açılan Taksim Camii, hacim itibarıyla diğer büyük camilere nazaran daha mütevazı. Ancak bulunduğu mekân ve inşaatı konusunda bugüne kadar verilen mücadele ve dahi bu inşaatı engellemek için her vakit devreye giren odakların karşı faaliyetleri bakımından, çok çok önemli bir eser… Gazeteniz Türkiye, bugüne kadar Taksim Camii konusunda en fazla haber ve röportaj yapan yayın organlarının başında geliyor. Nitekim dün gün boyu, TGRT Haber televizyonunun bültenlerinde izlediğiniz görüntülerde, eski çalışanlarımızdan Sayın Selami Çalışkan ve Merhum Enver Durmuş’un, 1994 yılındaki bir çalışmasının özeti yer aldı. 19 Ocak 1994 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim Camii’ni inşa etmeye dair düşüncelerini aksettiriyorlardı… Esasen Taksim Camii ile ilgili düşünce ve teşebbüslerin geçmişi bir buçuk asır kadar geriye uzanır. Dün Sayın Cumhurbaşkanı da özetledi. Taksim'e cami inşa etme fikri, ilk defa Rusya ile girdiğimiz “Doksanüç Harbi” sırasında yani 1877-78 yıllarında gündeme gelmiş… Daha sonra Kurtuluş Savaşı sıralarında da aynı konu, “Türk milletinin istiklal ve istikbal azminin” bir yansıması mahiyetinde dillendirilmiş… Gelgelelim, Cumhuriyetin ilk yıllarında tam tersine işler olmuş!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün de ifade ettiği üzere, Tek Parti Döneminde, Ayasofya ve Bezm-i Âlem Camileri müzeye dönüştürülerek, milletin gönlünde yeni yaralar açılmış. Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle birlikte, Taksim Camii için çalışmalar yeniden başlamış ve fakat bir türlü neticeye ulaşılamamış.
Derken 27 Mayıs Darbesi ile DP iktidarı devrilmiş… Onun çizgisindeki Adalet Partisi 1965 yılında işbaşına gelince; dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, camiin inşa edileceği arsanın Vakıflar Genel Müdürlüğüne tahsisini sağlamış. Amma velakin CHP’li belediye bu kararı idare mahkemesine götürerek durdurmuş... Aradan yıllar geçmiş, Taksim Camii'ni yapma fikri hep yaşatılmış. 1977 yılında yine devrin başbakanı Süleyman Demirel, bu defa arsa için bakanlar kurulu kararı çıkartmış. Ne var ki, o karar da 12 Eylül Darbecileri tarafından iptal edilmiş… Camiye tahsis edilen arsa, katlı otoparka çevrilmiş. Sayın Erdoğan da dünkü konuşmasında ifade etti: Neler gördü bu memleket!.. 1980’li yıllarda, ANAP iktidarı sırasında da şartlar müsait olmadığı için, bahse konu cami inşaatı hayata geçirilememiş. 1991 yılında Recep Tayyip Erdoğan’ın da içinde yer aldığı Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı kurulmuş…
Evet, hikâye çok uzun ve hüzünlü… Çok şükür ki neticesi sevindirici. Taksim Camii nihayet ibadete açıldı, hamdolsun! Bugün İstanbul’un fethinin 568. Seneidevriyesi… “Taksim Camii yeniden ibadete açılan Ayasofya Cami-i Kebir’e bir selam ve İstanbul’un fethine de bir hediye.” 
“Feth-i Mübîn"in 568. Seneidevriyesinin hediyesi, Taksim Camii hayırlı olsun. İslâm âleminin sevinç ve sürur vesilesi olsun inşallah. Caminin inşaatını üstlenen Elmas ailesine hususi teşekkür borcumuz var. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, bu caminin yapılmasında emeği geçen herkesten Allahü teala razı olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.