Dikkat, provokasyon!..

A -
A +
HDP ile ilgili kapatma davasının yeniden gündemi işgal ettiği bir sırada, partinin İzmir İl Başkanlığına yapılan saldırı her bakımdan provokasyon kokuyor!.. Olayın süratle aydınlatılması gerekir.
 
 
HDP İzmir İl Başkanlığı binasına silahla baskın yapıp bir parti çalışanını katleden Onur Gencer isimli şahıs, daha ilk andan itibaren, Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast’la benzer bir tipoloji sergiliyor… Agos Gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayeti sonrasında, olayın faili Samast’la doğrudan veya dolaylı olarak ilişkisi bulunan; onu yönlendiren, azmettiren, olay öncesinde ve sonrasında koruma-kollama mahiyetinde faaliyetleri bulunan birçok kişi tespit edildi. Bunların içinde emniyet teşkilatına mensup çeşitli kademede görev yapan isimler de vardı. Özetle hatırlayacak olursak, cinayetle ilgili olarak, Vali, Emniyet Müdürü ve daha alt kademelerde devlet memuru hayli isim soruşturuldu, kovuşturuldu ve bazıları cezalandırıldı. Bahse konu cinayet, mahiyeti itibarıyla sıradan bir hadise olmadığı ve ideolojik, sosyal ve siyasi bakımlardan pek çok etkeni bulunduğu için, özellikle medya organlarında ve düşünce platformlarında, sıradan cinayetlere göre çok daha geniş boyutlarda tartışıldı. Bu yüzden, doğru-yanlış; kimi zaman da olayı alenen çarpıtmaya dönük pek çok haber-yorum yapıldı. Dink cinayetinin üzerinden (17 Ocak 2007) on dört buçuk sene geçti… Bunca tahkikat ve adli yargılamalara, idari soruşturmalara, siyasi atışma ve tartışmalara rağmen, hâlâ daha menfur hadisenin karanlıkta kalan birçok yönü var. Bu durumun hukuk devleti imajını ne denli örselediğini ayrıca belirtmeye lüzum var mı? O dönemde FETÖ unsurlarının açıkça dahlinin bulunduğu bilahare kesinleşen bu cinayet, hem içeride hem dışarıda Türkiye’ye haddinden fazla zarar verdi.
O yüzden bu girizgâhı yapma ihtiyacı duydum…
Evet, HDP İzmir İl Teşkilatı binasına yapılan saldırı ve işlenen cinayetin mahiyetini, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları gayet net biçimde ortaya koyuyor.  Bahçeli; “İzmir’de ateşle oynamaya kalkışıldığını, söz konusu saldırının kanlı bir prova, toplumun sinir uçlarını test eden kalleş bir tertip olduğunu” kayda geçirerek, “Bu vahim olayın içyüzünün mutlaka deşifre edilmesinin, önünün ve arkasının aydınlatılmasının gerektiğini” söylüyor. Zira böylelikle, “Türkiye’nin karışmasını; etnik, ideolojik ve siyasi fay hatlarının kırılarak fitne depremlerinin oluşmasını hedefleyen, iç ve dış provokasyonların devreye alınmış olduğuna” dikkat çekiyor… Sayın Bahçeli’nin olayın vukua gelmesinden hemen sonra, derhâl bu keskin açıklamayı yapmış olması çok çok önemlidir. AK Parti, CHP, İP, Gelecek Partisi ve Deva Partisinin de gecikmeden olayı kınaması aynı şekilde önemli ve olumlu bir tavırdır. Bu ülkede, siyasi partilerin emniyet içinde serbestçe faaliyet gösterebilmesi, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olmak hasebiyle, temel göstergedir…
Partilerin meşru zeminde siyasi faaliyette bulunması ve bunun sağlanması temel bir hakkın kullanılma ve korunmasıdır. Ancak anayasa ve kanunlara aykırı hareket etmeleri hâlinde, hukuki takibata uğramaları ayrı meseledir. Bilindiği üzere, son aylarda MHP Yönetiminin HDP’yi siyaseten hedef alan çok kesin bir tavrı söz konusu. Bu cümleden olarak, adı geçen partinin kapatılması için; dava açılması yönünde mükerrer çağrılarda bulunduğu gibi, gerekirse MHP tüzel kişiliğinin bizatihi bu davayı açma yoluna gidebileceğini de beyan etmişti. Kapatma davasının hukuki seyri devam ediyor… Tam da Anayasa Mahkemesi raportörünün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan kapatma davasının, kabulü yolunda görüş belirttiği sırada, böyle bir saldırının meydana gelmiş olması gerçekten kritik. Saldırı failinin sağ olarak yakalanmış olması, hadisenin her yönüyle vuzuha kavuşturulması bakımından ciddi bir imkân sağlayacaktır. Şimdi yetkili mercilere düşen, asla gecikmeksizin ve toplumun zihnindeki bütün soru işaretlerini cevaplandıracak şekilde, bu hadisenin içyüzünü ortaya koymaktır.
Şüpheli şahıs Onur Gencer, her hâliyle “tetikçi” olduğunu ele veriyor… Bu noktadan sonrası için en önemli iş, öncelikle tetikçinin arkasında kim veya kimlerin bulunduğunu tespit etmek… Ve şüphesiz bu saldırıyla bağlantılı olarak, Bahçeli’nin de işaret ettiği muhtemel tahriklerin çapını ve zeminini de deşifre etmek. Şayet Türk emniyet ve adli makamları bu meseleyi gerektiği şekilde ve zamanında aydınlığa kavuşturabilirse, buna benzer başka fitnelerin tetiklenmesine de set çekmiş olur.
Türkiye’nin terörle mücadelede büyük mesafe almış olduğu bir dönemde, terör unsurlarına ve destekçilerine yeni tahrik ve fitneler için fırsat verecek durumlara asla meydan bırakılmamalı. Bu konuda sosyal medyada yapılan kışkırtmaların da mutlaka gerekli takip ve sıkı kontrol altında tutulması şart.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.