Soğuk Savaş devri kansız bitmişti amma…

A -
A +

Evet, Soğuk Savaş dönemi kansız şekilde sona ermişti, ama yeni dünya düzeni kansız kurulamıyor maalesef!.. Ukrayna’da son günlerde gelişen durum, aslında yeni dünya düzeniyle ilgili ciddi işaretler veriyor…

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, kameraların önünde, kendi ülkesinin Genelkurmay Başkanlığına ateş püskürüyor… Sebebi de ondan habersiz Donbass Bölgesinde kritik bir şehir olan Lysychansk'in Rus Ordusuna terk edilmesi. Luhansk Oblastının iki önemli şehrinden biri olan Severodonetsk birkaç hafta önce elden çıkmıştı. Şimdi de Lysychansk kaybedildi. Donetsk Oblastındaki en kritik şehir olan Mariupol ise en erken kaybedilen şehir oldu. Cephedeki bu olumsuz gelişmeler, içeride de sinirlerin iyice gerilmesine ve daha da önemlisi yönetim kademeleri arasında derin çatlaklar oluşmasına yol açıyor. Düşünün savaş hâlindeki bir devletin başkanı, kendi ordusunun tepe yönetimine medya aracılığıyla mesaj ve direktif veriyor! Bu hâl, Rusya’ya karşı Ukrayna’ya destek veren Batı cenahının sunmak istediği tablodan çok farklı. Batı medyasının bir kısmı da hâlen bunu sürdürme gayreti içinde olmasına rağmen, ağırlıklı biçimde Rusya’nın; yavaş da olsa, Ukrayna’da kendi plan ve programı doğrultusunda ilerlemeye devam ettiği işleniyor. Özellikle Amerika orijinli değerlendirmelerin bariz şekilde hatalı olduğu ve kamuoyunu yanılttığı da daha yüksek sesle söylenmeye başladı. Ama asıl başka bir mesele daha net ifadelerle seslendiriliyor… O da şu; YENİ DÜNYA DÜZENİ TIKIR TIKIR KURULUYOR! Yeni düzenden kasıt, şüphesiz yeniden çok kutuplu bir dünya. Ve Amerikan hegemonyasının artık işlemediği bir dünya… Her ne kadar bunun önüne geçmeye çalışsa da, Washington’un bu saatten sonra gidişatı kontrol altında tutmasının mümkün olmadığını belirtiyorlar.

Mesela; Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi gibi, Çin’in Tayvan’ı ilhak etmesi karşısında da, ABD'nin yapabileceği fazla bir şey olmadığına dikkat çekiyorlar… Burada şu hususu hatırlatmakta fayda var; “Soğuk Savaş” dönemi kansız sona ermişti. Amma ve velakin, görülüyor ki, YENİ DÜNYA DÜZENİ kansız biçimde kurulamıyor. Tarihin garip cilvesine bakınız ki, Sovyetler Birliği yıkılırken tek kurşun atmayan Kızıl Ordu’nun mirasçısı, bugün Ukrayna’da bütün Batı Cenahına meydan okuyor!.. Süleyman Demirel 1990’lı yıllarda sık sık şunu tekrarlıyordu: “SSCB yıkıldı ama Kızılordu orada duruyor!” Hâlbuki, Kızılordu'nun o sıralarda savaşmaya hiç takati yoktu. Sırtında tüfeğiyle, lahana tarlasında yiyecek temin etmeye çalışan bir askerin fotoğrafı o vakitler çok konuşulmuştu… O günden bugüne köprülerin altından çok sular aktı. Hâlihazırda yalnızca Ukrayna değil, Baltık ülkeleriyle, Polonya; Romanya, Çekya gibi Doğu Avrupa devletleri ve İsveç, Finlandiya gibi Kuzey Avrupa ülkeleri Rus tehdidine karşı, yeni güvenceler arayışında. Peki, hangi sebepler bu sonucu hazırladı?

1991’de yani Sovyetler Birliği dağılırken, ABD Başkanı olan Baba Bush, “Yeni Dünya Düzeni” telkinlerinde bulunuyordu… Onun empoze etmeye çalıştığı yeni düzen, ABD’nin başını çekeceği tek kutuplu bir dünya idi! Bunu da Kuveyt’i işgal eden Saddam Hüseyin’i cezalandırmak ve Irak’a sözde demokrasi ve hürriyet götürmek için, o güne kadar tarihin gördüğü en büyük askerî yığınakla ispatlamaya çalışıyordu. 36 ülkenin farklı boyutlarda iştirak ettiği Birinci Körfez Savaşı ve devamında yaşananların bugün Irak’ı ne hâle getirdiği ortada. Aylardır ne hükûmet kurulabiliyor ne de ülkeye cumhurbaşkanı seçilebiliyor!.. ABD çıkarlarına hizmet etmek üzere kurgulanan mahut ‘DÜNYA DÜZENİ’ tutmadı tabii. Dolayısıyla “kaos ortamı” Eylül 2001 terör saldırısıyla başka bir safhaya taşındı… Önce Afganistan ve peşinden Irak işgali, NATO’nun görev alanı dışında angaje edilmesi vs. vs... Hiçbirinden netice alınamadı. 20 yıl sonra ABD Afganistan’dan hezimetle çekildi ve meydan Taliban’a kaldı… Irak’ta, İran’ın nüfuzu had safhaya çıktı. Ve şimdi Amerika, İran’ın bu nüfuzunu kırmak için Irak’ta yeni oyunlar sahnelemeye çalışıyor. İşte bütün bunları izleyen sivil ve askerî uzmanlar, hegemonik güce sahip bir ABD’den artık bahsedilemeyeceğine dikkat çekiyor.

Zaten Zbigniew Brzezinski gibi önde gelen strateji uzmanları, ABD’nin artık kendi başına düzen kuramayacağını, ancak onsuz da düzen kurulamayacağını yıllar öncesinden yazıp çizmişlerdi… ABD’nin bugün yapmaya çalıştığı şey de, yeni kurulacak düzen içinde yine en belirleyici role sahip olmak. Bunu ne kadar başarabileceğini zaman gösterecek. Ama Ukrayna meselesinde sergilediği performans, doğrusu bu yönde pek fazla ümit vermiyor. Yakın gelecekte Avrupa Birliği’nin başını çeken ülkelerden aleni direnişler zuhur ederse kimse şaşırmasın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.