Biden’ın Orta Doğu ziyareti ve Tahran Zirvesi

A -
A +
“Amerika geri döndü…” sloganıyla göreve başlayan ABD Başkanı Biden, son Orta Doğu gezisinde başka bir çıkış yaptı; “Amerika bir yere gitmiyor. Orta Doğu’da Rusya ve İran’ın dolduracağı bir boşluk bırakmayacağız!”
 
Joe Biden’ın son Orta Doğu ziyareti, Amerikan medyasında hiç de olumlu bir yankı bulmadı!.. Bir taraftan Başkan'ın sıhhi bakımdan verdiği görüntü diğer yandan yapılan görüşme ve toplantılardan beklenen sonuçların ortaya çıkmaması, olumsuz değerlendirmelerin fena hâlde artmasına yol açtı… Wall Street Journal gibi bazı gazeteler, çok sert ve sivri başlıklarla ziyareti eleştirdi. “Amerika geri döndü-America is back” lafının altını doldurmakta başarılı olamayan ABD, her şeye rağmen, kendisinden etkili bir liderlik ortaya koymasını bekleyen Avrupa Birliğini, ancak Ukrayna savaşının doğurduğu gerilim ve tehditler dolayısıyla yakınlaştırabildi. Bu yakınlaşmada da tercih edilen politikalar, doğrusu AB ülkelerinin hiç de içine sinmiyor.
 
Daha şimdiden çok yüklü faturalarla baş başa bırakan enerji krizi ve genel ekonomik yaptırımların sınırı belli olmayan maliyeti vs… Bunun da ötesinde, Rusya ile uzun vadeli husumet doğuracak meydan okumaların, yaşlı kıtayı ne gibi yeni tehditlere maruz bırakacağı, Almanya başta olmak üzere AB ülkelerini kara kara düşündürüyor. Ancak endişelere rağmen, ABD ile aksi yönde bir tartışmaya giremiyorlar veya girmek istemiyorlar! Son olarak, Rusya’nın kısa bir müddet için kapattığı doğalgaz vanalarının nasıl bir telaşa yol açtığını, dünya dikkatle izliyor. Beri tarafta Rusya giderek daha etkili biçimde, Ukrayna topraklarını adım adım işgal edip kontrol altına alıyor. Bununla da kalmayıp ilhak için hazırlıklarını planlı şekilde yürütüyor. Ne Rus ordusunun “hantallığı” eleştirileri ne de Putin’in fena hâlde hasta olduğu üfürmeleri, sahadaki gerçeklerin üzerini örtemiyor!..
 
Ama beri yanda, nasıl hareket edeceği eline verilen not kâğıtlarıyla dikte edilen Biden’ın, yaşlılık ve ona bağlı hastalıklarının günbegün daha fazla dikkat çekmesi, soru işaretlerini ve tartışmaları tetikliyor… Biden’ın İsrail ve Filistin ziyareti, kangrenleşmiş asırlık problemin çözümüne katkı yapacak en ufak bir işaret vermedi. Suudi Arabistan’ın hava sahasını İsrail’e açması ise, Cemal Kaşıkçı cinayetinin unutturulması için bir hamle olarak kabul ediliyor. “Amerika Orta Doğu’dan bir yere gitmiyor. Rusya ve İran’ın dolduracağı bir boşluk bırakmayacak…” gibi lafların, sahada ne kadar karşılığı var ki? 2003’te işgal edilen Irak’ta bugün kimin nüfuzu ön planda? Tartışmasız biçimde İran’ın!.. Peki, Rusya’nın Suriye’ye çok köklü biçimde yerleşmesini sağlayan faktör, ABD’nin kararsız ve ikircikli politikaları değil mi? ABD gele gele, PKK terör örgütünün Suriye versiyonu YPG ile iş birliği yapma noktasına geldi. Koskoca Amerika güya terörle mücadele için, yine bir terör örgütü ile ittifak yapıyor… Bunun ciddiye alınacak bir tarafı olabilir mi?
 
Biden’ın Orta Doğu ziyaretinden hemen sonra gerçekleşen Tahran Zirvesi, Bölgedeki ihtilaf ve problemlerin çözümünde, en azından prensip bakımından daha tutarlı ve ciddiye alınabilecek mahiyette… Astana formatında üçlü olarak gerçekleştirilen Zirvede, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 Sayılı kararına uygun olarak, Rusya, Türkiye ve İran “Astana Garantörleri” olarak sürecin devamını teyit ettiler. Bu hiç olmazsa uluslararası ilişkiler düzeni bakımından geçerli ve meşru bir yaklaşımdır. Bu zirveden ABD’nin Doğu Fırat’tan çekilmesi çağrısının yapılması da önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözleri son derece dikkat çekici: “Şu anda terör örgütü Fırat’ın doğusunda özellikle petrol kuyularını emiyor, sömürüyor, ondan sonra rejime de satıyor… Amerika’nın oradaki elemanları terör örgütü mensuplarına eğitim yaptırıyor. Bu eğitim esnasında rejimin bayrağını da orada dalgalandırıyor. Niçin? Güya aldatacak ya… Aldatabileceğini zannediyor. Yaptıkları iş orada Türk Askerine karşı bir terörist eyleme girmek. Burada da kalkıp rejimin bayrağını orada dalgalandırmakla acaba Türk Ordusunu aldatır mıyız diye düşünüyorlar. Bunu yemezler!”
 
Erdoğan’ın bu sözleri yeteri kadar açık ve net. Daha açık nasıl söylenebilir? Fırat’ın doğusundan ABD’nin çekilmesi hususu çok ama çok önemli. Erdoğan bu çekilmenin Türkiye’nin de beklentisi olduğunu hatırlatıyor. Sebebini de şöyle izah ediyor; “Çünkü oradaki terör örgütlerini besleyen Amerika. ABD terör örgütünü beslediğine göre, biz de terörle mücadele ettiğimize göre, oradan çekildiği anda veya bu terör örgütlerini beslemediği takdirde bizim işimiz kolaylaşacaktır…” Bu cümleler, Suriye’nin kuzeyinde başlatılacak muhtemel bir askerî harekâtla ilgili çok önemli ipuçları veriyor. Bakalım gelecek günler ne gösterecek… Tahran Zirvesi’nde konuşulanların da mutlaka yansımalarını göreceğiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.