Semerkant’ta kritik zirve…

A -
A +

Şanghay İşbirliği Teşkilatının iki gün sürecek devlet başkanları zirvesi bugün Özbekistan’ın Semerkant şehrinde başlıyor… Zirve toplantısına salgından beri ilk defa yurt dışına çıkan Xi Cinping de katılıyor.

1996 yılında Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın bir araya gelmesiyle Şanghay Beşlisi adı altında temeli atıldı… 2001 yılında Özbekistan’ın katılmasıyla birlikte, Şanghay İşbirliği Teşkilatı adını alarak genişleme yolunda ilerledi. 2007 yılındaki Bişkek Zirvesinde, Rusya Devlet Başkanı Putin, “TEK KUTUPLU DÜNYA KABUL EDİLEMEZ…” çıkışında bulundu. Bu söz aynı zamanda, Şanghay İşbirliği Teşkilatının (ŞİT) orta ve uzun vadedeki hedef ve maksadını da ortaya koyuyordu… 2017’de Hindistan ve Pakistan, 2021 Eylül'ünde ise İran, tam üye olarak bu teşkilata katıldı. Böylece “Şanghay Dokuzlusu” oluştu. Ama genişleme devam ediyor. Hâlen Afganistan, Moğoloistan ve Belarus gözlemci ülke statüsünde. Türkiye, Azerbaycan, Sri Lanka, Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Kamboçya, Nepal ve Ermenistan ise diyalog ortağı… Bu hâliyle dünya nüfusunun büyük bir kısmını içine alan ve giderek Asya-Pasifik’te siyasi ve ekonomik ağırlığını arttıran bir konumda. Her ne kadar tam manasıyla oturmuş, fonksiyonel bir teşkilattan bahsetmek erken ise de, uluslararası düzendeki hızlı gelişmeler ve yeni dengeler, Euro-Atlantik eksenindeki belirgin zayıflamayı, buna karşılık Asya-Pasifik ekseninde de artan özgül ağırlığı resmediyor…

Çin Devlet Başkanı Xi Cinping, Covid salgınından bu tarafa ilk defa ülke dışında böyle bir zirveye katılıyor. Rusya ve Çin’in ABD ile ilişkilerde son derece gerginlik yaşadığı bu dönemde, Putin-Cinping görüşmesi, büyük önem arz ediyor… Pekin Kış Olimpiyatları (Şubat 2022) sırasında, dünya ülkelerinin bir kısmı, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara yaptığı baskı ve zulmü gerekçe göstererek, siyasi boykotta bulunmuştu. Bu boykota katılmayan Putin, Pekin’e giderek Cinping ile görüşmüştü. Ve buradan “Sınırsız bir ittifak için” hedef birliği içinde olduklarını deklare etmişlerdi. Çin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal harekâtı karşısında, herhangi bir kınama açıklamasında bulunmadığı gibi, başta BM olmak üzere çeşitli platformlarda Moskova’yı destekleyen söylem ve tavırlar sergiliyor. Buna karşılık Rusya da Tayvan meselesinde Çin’e destek veriyor. Ancak ABD ve Avrupa Birliği’nin, Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımlar sebebiyle, Çin Rusya ile ticari alanda etkili yeni hamlelere girmiyor. Bunun sebebi olarak, benzer şekilde yaptırımlarla muhatap olma ihtimali dillendiriliyor. Kısa bir süre önce Vladivostok şehrinde toplanan Doğu Ekonomi Forumuna katılan Putin, Gasprom’un, Çinli ortaklarıyla doğalgaz ticaretinde, yüzde 50-50 oranında Ruble ve Yuan para birimlerinin kullanılması konusunda mutabakata vardığını dile getirmişti. Rusya ve Çin, Amerika ile olan nüfuz mücadelesinde birbirini destekleyerek ağırlık koyabiliyor. ABD ise Çin ve Rusya’nın daha fazla birbirine yaklaşmasını önlemek için çeşitli politikalar deniyor. Ancak gelinen noktada, iki taraf arasındaki husumet düzelmeyecek derecede derinleşmiş bulunuyor. Hem Ukrayna meselesi hem de son zamanlarda iyice alevlenen Tayvan konusu (Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyareti vs.), Moskova ve Pekin’i çok daha keskin bir şekilde Washington’la karşı karşıya getirdi.

Batı Medyası, Semerkant’taki zirveyi “Yeni Dünya düzeninin ayak sesleri” olarak değerlendiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ilk defa Şanghay İşbirliği Teşkilatı’nın zirvesine katılıyor. Erdoğan burada önemli ikili temaslarda bulunacak. Özellikle Putin ile hem Ukrayna meselesi hem de tahıl koridorunun işleyişi konusunda ve bilhassa Suriye ile ilgili olarak kritik bir görüşme yapacak. Keza son günlerde Karabağ’da yeniden bozulan ateşkes ve yükselen Azeri-Ermeni gerginliğinin de gündeme gelmesi söz konusu… Erdoğan Semerkant’tan ABD’ye, New York’a geçerek Birleşmiş Milletler Teşkilatının 77. Genel Kuruluna katılacak. Henüz belli olmamakla birlikte, burada ABD Başkanı Joe Biden ile de bir görüşme yapması bekleniyor. Görüşme gerçekleştiği takdirde, ABD Başkanı ile özellikle Suriye’de terör örgütü PKK/PYD’ye verilen destek konusunda, Türkiye’nin duyduğu rahatsızlık bir kere daha gündeme getirilecek. Keza F-16 uçaklarının alımı konusu da görüşülecek konu başlıklarından biri olarak belirtiliyor.

Hem Semerkant’taki ŞİT zirvesi hem BM Genel Kurulu, dünyanın büyük çapta enerji kriziyle boğuştuğu bir dönemde gerçekleşiyor. Keza uzun yıllardır çözüm bulunamayan kronik bölgesel problemlerde gerginliğin tırmandığı bir zaman dilimindeki bu zirvelerin, nasıl sonuçlarla biteceği merak ediliyor. Ama şurası artık kesinlik kazanmış gibi: Dünya çok kutuplu yeni bir döneme giriyor… Amerika bu yeni dönemde hegemonik gücünden mahrum olarak, eskisi gibi etkin olmaya çalışıyor. Fakat işler istediği gibi gitmiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.