SOYKIRIM

A -
A +

Memleketimizde yakın zamanlara kadar korkunç bir ihânet yaşandı. FETÖ ve PKK alçaklarından bahsetmiyoruz. Onlar ayyûka çıkan mes’eleler. Nüfûs planlaması adı altında işlenen cinâyetleri konu alıyoruz. Kiminin hâinlik kiminin ahmaklık gereği içinde bulunduğu bu soykırım elimizdeki en kıymetli kaynağı, ya’nî genç nüfûsumuzu hedef aldı. İlkin reddetsek de sonradan bu propagandanın te’sîrinde kaldık. Elimizdeki cevher bir mikdâr aşındı. Nüfûsumuz artık yetmişlerdeki kadar genç değil. Bununla berâber garba nazaran hâlâ iyi durumdayız. Bu noktada geriye dönüşün adımlarını atmamız gerekiyor. Ne yapıp edip nüfûs artış hızımızı %2’nin üzerine çekmeliyiz. Üstelik bölgelerimiz arasında bir muvâzene de kurarak. Olur olmaz şeylere kafa yoranlar biraz da bunu düşünse iyi olur.

Avrupa bugün hareket kâbiliyyetini büyük ölçüde yitirmiş durumda. Sebebi yaşlı nüfûs. Lükse alışmak nihâî darbeyi indiriyor. Kapitalizmin son damlasına kadar sömürdüğü yaşlılar hamle gücü bulamıyor. Hâl böyleyken biri çıkıp, “Nüfûs 80 milyon kişiye doğru gidiyor. Bu da bize büyük bir ayak bağı oluyor. Hâlbuki 50-60 milyonda kalsaydık çok daha zengin olurdu bu ülke” diyebiliyor. Anlaşılan babasının yolundan gidiyor. Varlığını Türk milletinin sayısını azaltmaya adamış. Şübhesiz boşa kürek çekiyor. Milletimiz onu da sulbünü de hayâl kırıklığına uğratacakdır.

Margarini atlamamak lâzım. Nice sâfdîl el’ân farkında değil ama o da büyük bir tuzak. Yahudinin silâhı. Vahşî kapitalizmin ortaya koyduğu nice yiyecek kimbilir hangi hastalığın sebebi? Bugün o kadar çok illetle boğuşuyoruz ki sayısı meçhûl. Nerede sona ereceği belli olmayan bir vetîreyi yaşıyoruz. Gerçi tereyağına senelerce iftirâ eden bir kısım zevât şimdi “pardon” diyor. İyi de bu işden kuru bir pardonla sıyrılmak mümkin mi?

İçdiğimiz ilâcların prospektüslerine vâkıfız. En azından muhtevâlarından haberdârız. “Yan etkileri” kısmı mühim bir yer işgâl ediyor. Âdetâ zararları fâidelerinden çok. Bir yeri yaparken diğerini bozuyorlar. İlâc firmalarının sâhibi kim? Yine Yahudiler. Hâsılı kelâm hiçbiri Edirne Dârüşşifâsında besmeleyle hazırlananlara benzemiyor!

İstihbârât bu tür faâliyyetleri ta’kîb etmeli. Hangi adımın arkasında ne maksadla kim var ortaya çıkarmalı. Gerekirse müstakil teşkîlâtlar kurulmalı. Devlet de onlardan aldığı bilgilerle bu soykırıma “dur” demeli. Yarı aydınlatılmış yol zifiri karanlık içindekine göre elbette tercîh edilir. Ne var ki her köşeyi aydınlatmadıkça emniyyetle yol alamayız. Yeni Türkiye yüz yıllık kalıplardan çıkmadıkça kurulamaz. Daha fazla oyalanmadan bu pranga kırılıp atılmalı. Niye yüz yıllık kalıplar diyoruz da eski kalıplar demiyoruz. Zîrâ bir asırdır esîriz. Oradan geriye doğru gidildikçe hürriyyet başlıyor. Hürriyyetin kalıplarıysa haşmeti yeniden getirecek ölçüler.

Tabîî hürriyyetden kasdımızın o menfûr fitne ocağı olmadığı açık!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.