Ne yaptık Terim Hoca?

Milli Takım’ın ilk on biri açıklandığında şöyle bir sıkıntı girdi içime, nedeni de şuydu; hem Enes, hem de Cenk ilk on birdeydiler. Acaba dedim Terim Hoca, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin son maçlarındaki önde dörtlülere dönüşleri mi kafaya takıp bu maçın taktiğine atmıştı? Ve bunun ne kadar büyük bir yanlış olduğunu koca bir ilk yarıda iki gollü ağır bir fatura olarak ödedik. 
Hakan Çalhanoğlu, nerede oynayacağını koca bir 45 dakikada kestiremezken ikinci sınıf ligin, yani Hollanda’nın golcüsü Enes ayağına top değmeden soyunma odasına gidiyordu. Hâl böyle olunca Cenk de neredeyse hiç top bulamadan boşuna güç harcıyordu. Buna karşılık fiziksel sağlamlığı beden ölçüleri bizden kat kat yüksek olan Ukrayna’ya da istediği gibi top kullanma, öne çıkış, arkaya dönüşlerde rahatlık tanıyacaktı. 
İkinci yarıya dönülürken bizde stoper Hakan çıkıp yerine Kaan, Enes de çıkıp Tolga oyuna giriyordu. Topal stopere dönerken, orta alan hiç olmazsa biraz daha güçleniyor, ön tarafta da aşağı yukarı oyuncularımız ne yapacaklarının farkına varıyorlardı. 
Terim Hoca’nın çıkıştaki yanlış sonra çorbaya çevirdiği kadro, inanılmaz bir dönüşe önce bir duran top golüyle devre biterken -ki ben onu ikinci devre sayıyorum - ve bir Cenk marka penaltıyla daha grubun ikinci maçında başımıza gelebilecek bir felaketi önlüyordu. Tabii bu değişikliklerde de Çalhanoğlu yine kenarda kalıp bütün yük ufaklık Emre’nin omzuna yüklenmedi değildi. 
Fatih Hoca’ya alıp almadıkları konusunda hiçbir eleştiri yapmam. Ama eldeki malzemenin bu kadar anlamsız ve kötü kullanılışına da hayret ettim doğrusu. Bence bu maçın ikinci devredeki kadrosu bundan böyle en kolay rakip gibi görünen Kosova ile bile oynasak, iki uç adamı felaketinden kaçınmamızın adeta senedi olmalıdır. 

Terim Hoca’nın sahaya çıkıştaki yanlış kadro tercihi az kalsın daha grubun ikinci maçında bizi bir felakete sürükleyecekti. 

MAÇIN ADAMI

Fatih Terim

İlk yarıdaki yanlış kadrosuyla yenilgiye davetiye çıkardı, ikinci yarı değişikliklerle de beraberliğin mimarı oldu.