Anadolu Efes’e ekran ayıbı!

A -
A +

Cumartesi akşamı kıramayacağım bir yemeğe davetli idim. Bu nedenle de Darüşşafaka maçından önceki Anadolu Efes ve Galatasaray’ın müsabakalarını kaçıracaktım. Neyse, saat 23.00’e beş kala evden içeri daldım. Hemen ekranın karşısına geçtim. Ve merakla altyazılara dikkatimi verdim... Galatasaray açık farkla kaybetmişti. Tuh be dedikten sonra uzun bir süre Anadolu Efes’in ne yaptığını bekledim altyazılarda. Falanca ülkenin bilmem kaçıncı liginden sonuçlar vardı ama, benim basketboldaki bir numaralı firmamın maçının sonucu yoktu. Yazıklar olsun size, tüccar zihniyetli ekranlar! Sonra pazar sabahı tekrar edilen o muhteşem Barcelona galibiyetini başından sonuna kadar izledim... Ve de bu maçtan önce sevgili ve çok eski dAostlarım okuldan Tuncay Özilhan’la, salondan Aydın Örs’ün yan yana fotoğraflarını görünce, hem duygulandım, hem de bir kere daha tüccar medya zihniyetine lanet ettim.

Helal olsun Aziz Bey!
Artık ne basın toplantısını, ne de herhangi bir söylemini izliyor veya takip ediyorum Aziz Yıldırım’ın... Bu yüzden de Obradovic’le imzalanan sözleşme dakikalarını da kaçırdım. Meğerse Aziz Yıldırım o gün, “Obra ülke basketboluna büyük yarar sağlıyor, milli takım da bu yüzden ona verilmeli” demişler. Vay be! Tanjevic-Milli Takım birlikteliğinden sonraki Ergin Ataman-Milli Takım buluşmasını şiddetle kınayan ve bu devam ederse milli takıma oyuncu vermeyeceğini açıklayan Aziz Bey bir kere daha çark etmiş durumdadır. Bendeniz de bunu eleştirdiğim için yüce Türk adaletine, hem de bir bayan hakimden, 2 bin 172 lira ceza alıp, ödedim. Eh şimdi benim Türk adaletine güvenim olabilir mi? Asla ve asla! Yaşasın bizim eski Adana Demirsporlu ve İstanbulsporlu Yavuz! Neden mi? Çünkü onun kanunu “Yersen” kanunu da ondan...

Galatasaray’ın haline bakın!
Yok yok aldığı sonuçlarla ilgili diyeceğim kalmadı zaten... Ama oda ne? Altyapıdan Riekerink’in kankası Orhan Atik’in görevine son verilmiş. Vay be; demek ki takımın bu halinin sebebi Orhan kardeşmiş... Devamla... Tugay Kerimoğlu kardeşim ki, tanışlığımız taaaa genç takımdaki günlerinden başlar, tutmuş hakkı olan 208 bin lira için dava açmış. Yahu ey Galatasaray Kulübü yetkilileri; yoksa sizler 500 küsur yıllık yapıdan haberiniz yok da, Hasnun Galip’ten geçerken kazara ayağınız takılıp da bu camiaya girdiniz?

Advocaat şaşırttı mı?
Fenerbahçe’nin teknik patronu Hollandalı maç öncesi, “Manchester kaybeder, Feyenoord ve biz gruptan çıkarız” demişler. Ortalık yangın yeri oldu. Şayet böyle bir şey olursa İngilizler, şike iddiası ile dünyayı ayağa kaldırır yorumları falan... Yahu beyler; Advocaat bir emeklidir... İdare edeceksiniz! Pardon bitmedi. Aynı Hollandalı Antalyaspor maçından sonra Sow’un attığı golü Çakır’ın iptal etmemesi gerektiğini savundu. Yani goldü dedi. Eh, size yine de emekliliğine veriniz.

Türk Lirası muhabbeti!
Bundan böyle Türkiye Futbol Federasyonu, kulüplere ödemeleri veya herhangi bir çözüm için dövizden vazgeçtiğini ve Türk Lirasına geçtiğini açıkladı. Güzel! Bence de böyle olmalıydı zaten... Ancak merakım şudur; yarın kulüplere yayın hakkından mangır öderken de dolar yerine bizim lira mı ödenecek? İkinci sorum; yabancılara da bizim para ödenirken ki bu çok uzak ihtimal, bizimkilere verilenle aynı kur mu uygulanacak?  Ciddi itfaiyecilere ihtiyaç vardır, bunu da bilesiniz!

Pozisyon fırtınası!
Galatasaray-Gaziantepspor maçının notlarını yeniden gözden geçirdiğimde hayretim bir kat daha arttı. Maç sırasında “Bu ne yahu” diye kendi kendime söylenirken, boş mesai yapmamışım... Bu maçın toplam pozisyonu 17 beyler! Bir iki uzak şutu da dahil etmediğimi hatırlıyorum... Yani? Yani, bu maç ev sahibinin, bir basketbol maçı ilk yarısı gibi,  11-6 galibiyeti ile bitebilirdi. Tabii ki kaleci Gökhan’ın da hakkını teslim edelim...

Bravo size!
Önce Türkiye Futbol Federasyonu ve onunla fikir birliği edip ligin ertelenmesine karşı çıkan kulüpleri kutlayayım.  Sonra da maçlar öncesi, hatta sırasında futbolcuların polisimizle sarmaş dolaş oluşu da, sanırım bu terörist şerefsizlere de ne demek istediğimizi anlatmıştır... Spor sahalarının bu tepkisi sanırım düne kadar yapılanların hepsini sollamıştır. İşte spor bu! Atatürk ne demişti; “Ben sporcunun zeki, çevik ve ayna zamanda ahlaklısını severim...” Var mı başka bir kitle için bu tip bir sözü? Hepinizi sevgi ve gururla kucaklarım, eski bir sporcu olarak...

Başakşehir takımmış...
Gençlerbirliği gibi, eski deyimle gergedan bir takıma konuk olacaksın ve sahaya neredeyse takımın yüzde 70’inden yoksun çıkacaksın. Nasıl mı? Mahmut ve Emre gibi iki orta alan beyni ve de Yalçın gibi savunmanın abisinden yoksun...  Sonra da maçı kaybetmeden döneceksin... Vallahi başarı diye buna denir. Pardon; bir de takım diye...

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.