İşte futbolun cilvesi bu...

'Bu maçın gollerini saklayıp futbolu bilen birine izletseniz, “Maç 5-0 Gençlerbirliği lehine bitti değil mi?” diye sorar… '

Ben uzun yıllardan bu yana üç büyüklerden herhangi birisinin kendi sahasında ne bir Avrupalı rakibe, ne de bizim ligden bir takıma karşı böyle ezik kaldığına şahit olmadım. Düşünebiliyor musunuz, deplasmana gelen Gençlerbirliği’nin çerçeve içine giden net 5 adet gollük vuruşunu kaleci Volkan Demirel inanılmaz plonjonlarla kurtarıyor, diğer 3 adedini de kalenin içinde kademeye giren savunma oyuncuları çıkarıyor. Yani; Sow’un tek vuruşuyla değişen skor tabelası neredeyse 4-5 farklı misafir takımın lehine şekil alacak görüntüler sergiliyordu. 
Gençlerbirliği takımını kenardaki hocası, içerideki futbolcularıyla hakikaten kutlamak gerekir. Ama futbol işte böyle bir oyun. Cilvesi çok, bir anlık kader vuruşlarıyla sonuçlar alınabiliyor. 
Ben yazıyı yazdırmaya başladığımda 86’ncı dakikaydı, Gençlerbirliği’nin 10 Fenerbahçe’nin Saracoğlu’nda sadece 3 korneri vardı. 
Oyunun teknik analizinde ise Fenerbahçe lehine sadece Lens’in Sow’un koşu yoluna bırakıp filelere giden gol aksiyonu vardı. Oysa Gençlerbirliği’nin pas zenginlikleri, koşu yolu hareketleri, duran top dokunmalarıyla yukarıda saydığım pozisyonlar sahnelenmişti. Ama değindiğim gibi futbol tabii ki ferdi güç, takım oyunu ama her ünitede olduğu gibi büyük de şans istiyordu. İşte Fenerbahçe dün akşam rakip sahadaki üç kontrasından üç gol bularak bunun en açık örneğini sahaya yansıttı. 
Bir diyeceğim daha var; Tabii ki Gençlerbirliği’nin baskılı, organize futbolu yarım düzineden fazla gol pozisyonu sundu ama Fenerbahçe’nin attığı 3 gol de kontra atak özellikleri taşıyordu. Yani rakip sahayı ne kadar uzatıp genişletirseniz o kadar pozisyon bulup gol atma şansınız olur bunun altını çizelim. Bu maçı skorunu saklayıp futbolu iyi bilen birilerine izlettirseniz ‘5-0 Gençlerbirliği lehine bitti değil mi?’ diye sorar… 

MAÇIN ADAMI: Volkan Demirel
Maçın uzun süre takımı lehine tuttu.