Dünyaya ilham, Türkiye’ye armağan...

A -
A +

Yanılmıyorsam ya da yanlış hatırlamıyorsam Avrasya Tüneli açılışı böyle bir pankartla duyuruldu ülkeye ve de dünyaya (tabii duydularsa)... Ben de bizim mahallenin 70’lik delikanlıları Nedim, Raşit ve Yaşar’la tünelin devreye girişinin ilk günü olan perşembe saat 12.30’da düştük yola... Dalyan’dan yani Fenerbahçe Ordu Evi’nin hemen yakınından hareket ettik. Tünelden geçtik, bizim Raşit, Galatasaray’ın fazla pasından olsa gerek, uyuyunca ilk çıkışı kaçırıp taaa Zeytinburnu’ndan döndük. Ve Dalyan’a vardığımızda tam tamına 32 dakika geçmişti. Hem de gidiş ve gelişte birer şerit kapalıyken... Benim saat ayvayı yedi sanırken ekip aynı rakamı söylüyordu. Aklınıza, yüreğinize ve de kesenize bereket! Şimdi bazı aklı evveller “Falanca yerde yol” diyeceklerdir, tıpkı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne yaptıkları gibi. Ama sonraları utanmadan üzerinden geçmişlerdi, Boğaz’ı seyrederek...

Obradovic’e hiç yakışmadı!
Bizim spor medyası ve yöneticisi, yabancının kralını bile üç günde kendine benzetir. Baksanıza; Avrupa’nın, bana göre de bir numaralı basketbol hocası, Darüşşafaka maçında Vesely’nin ikinci teknik faulünün ciddi bir hakem yanlışı olduğunu dakikalarca anlattı maç sonrası... Oyuncusunun ters parende atarcasına yaptığı aldatmacayı sonradan izleyip kızardı mı acaba?

Trabzon’un ayıbı!
Hiç kimse darılmasın, kızmasın... Ne demek, “Üç Büyükler” İstanbul’da birbirlerinin stadında yeniden maç izlemeye başlamışken, ülkenin futbolu en iyi bilen şehrinde Fenerbahçe seyircisine yasak? Trabzon İl Güvenlik almış bu kararı... Şayet orada rakip seyircili maç oynatamıyorsanız, önce sizin güvenliğe ihtiyacız var sanki... Ve de takımla ilgili tabii ki... Şu günlerdeki Trabzonspor takımında o tarihe yakışır en fazla üç veya dört futbolcu olduğu son maçta bir kere daha ortaya çıktı. Eh, bu da normal... Çünkü, Trabzonspor sezona başlamışken, siz imza attırdığınız teknik adama Fransalarda ekrandan yorum yapma gevşekliğini tanırsanız, Hami’ye de, Şenol’a da, Hüseyin’e de, Necmi’ye de, Turgay’a da, Cemil’e de, Kadir’e de, Necati’ye de, Ali Kemal’e de, Ali Yavuz’a da ayıp etmiş olursunuz...

Aklın yolu birdir!
Şenol Güneş hocayı, Kasımpaşa maçında öne geçtikten sonra Tolgay’ı çıkartmayıp yerine Gökhan İnler’i almadığından dolayı eleştirmiştim. Öyle ya hedefe giden yolda her şey mubahtır derler. Ve maçı kaybetmişti. Bu hafta ne yaptı? 53. dakikada o değişikliği aynen yaptı. Sonuç mu? Maç, Kasımpaşa maçının ilk devresindeki skorla 1-0 bitti.

Penaltı skandalı!
Şayet, Oğuzhan topu hemen kapıp noktaya yönelmiş ise, bu her şeyden önce ayıptır. Quaresma, Oğuzhan’ı uyarıyor; “Burada Cenk duruyor” diye... Cenk de elini kolunu bağlamış, büyük bir sükûnet içinde Oğuzhan’a bakıyor... Burada yerim dar. Ben ne penaltı olayları bilirim. Bu yanlarında solda sıfır kalır ama bünyede hafif bir arıza yapmıştır yine de... İlle de yazayım mı? Efendim; Fenerbahçe-İstanbulspor’u yenerse şampiyon oluyor, yenemezse rakibi... Maç 0-0... Fenerbahçe penaltı kazanıyor... Lefter kaçıyor... Kimse atmaya yanaşmıyor... Vallahi 5-6 dakikalık operasyon sonunda kolundan tutup, zorla ve cebren, hâlâ hayatta olan dostum Puşkaş Ergun’u getiriyorlar noktaya...  Kalede de rahmetli büyük kalecilerden kazağının rengi sebebiyle “Sosis” lakaplı Sabih var... Ergun gözünü kapatıp kalenin ortasına vuruyor, Sabih sağa kıvrıldığı için gol oluyor. Ben mi neredeyim? Gol olan kalenin tam arkasında...

Bu da Hüseyin Göçek skandalı!
Zamanında basketbol oynamış, hatta İngiltere’de bilmem kaçıncı ligde maç yönetmiş Hüseyin Göçek çok efendi bir kişiliktir. Ama ben hakemliğinin üzerine hep soru işaretleri koymuşumdur. Adana’da liderin golünü yedi. Yardımcı koşarak santraya gidiyor. Yani gol diyor... Sen de santrayı gösteriyorsun, belki de göz ucuyla yardımcına da bakarak... Eee sonra iptal ne demek? Ne konuştuğunuz bence bu ülke futbol tarihinin mutlaka ama mutlaka açıklanması gereken bir numaralı sırrıdır.

Bizim futbol kimlere kaldı?
A Haber, Gümüşhanespor-Konyaspor Ziraat Türkiye Kupası maçını veriyordu. Maçı anlatan da Cüneyt Şen gibi deneyimli bir televizyoncuydu. Cüneyt, maç öncesi tıpkı eskiden olduğu gibi takım kadrolarını almak için yarım saat önce soyunma odalarına yönelmiş. Ama ne yazık ki Konyaspor’un yardımcı hocası Arda Keskin, “Şimdi ben size takımı verirsem rakip görüp, önlem alır” demez mi? Yapma be kardeş; Lig TV sizin Konyaspor’un kadrosunu bir saat önce, bilmeyen kalmasın diye, hem de ekrandan veriyor. Bu işler bizde çok ucuzladı be...

Van Persie’siz!
Fenerbahçe, bence en kolay maçını rahat kazandı. Ama şaşmamak mümkün değil. Öyle ya Van Persie üstatları yoktular... Neredesiniz ey spor medyasının büyük yorumcuları? Acaba bu takım topu rakibin sahasına geçirdiğinde mi daha etkili, yoksa arızalı sağlam büyük ustanız varken mi?

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.