Beşiktaş çok ağır geldi

''Şayet olağanüstü şartlar oluşmazsa galiba Beşiktaş’ın yeni bir şampiyonluğunu alkışlayacağız.''

Beşiktaş dün akşam Arena’da en az kendi kadar maça asılan, organize olmaya çalışan bir Konyaspor’a karşı övgü aldı diyebiliriz. Ama arada çok önemli bir fark vardı; Beşiktaş tıpkı yukarıda değindiğim Konyaspor gibi, hatta daha fazlasıyla çok iyi alan kapatan, çok iyi yardımlaşan, topluca hücuma kalkıp savunmaya dönebilen modern yapısıyla gol üstüne gol ekledi de buradaki asıl önemli farklılık; iki takımın oyuncularının arasındaydı. 
Beşiktaş takımını şöyle bir ele aldığınızda; Barcelonalıdan tutun, Portoluya kadar hem kulüp bazında hem de milli takımlar bazında çok önemli isimlere sahipti Şimdi bu kadar kaliteli elemanı bir de takım halinde hareket ettirmeyi başarırsanız o zaman siz oynadığınız ligi her şeyiyle önde bitirirsiniz. 
Notlarımın arasında baktığımda Beşiktaş’ın attığı dört golde hemen hemen hiçbir rakip ikramı yok. Ustaca paslar, dengeli ortalar ve sağlıklı vuruşlar. Ben bizim Cahit’e yazıyı yazdırdığım 60’tan sonraydı galiba, 4-0 önde oynayan Beşiktaş takımının rakibine ceza sahasından çıkarken yaptığı amansız pres dikkatimi çekti. Dikkatimi çeken bir başka şey ise harika goller atan Cenk’in sarı kart görüşüydü. Belki gelecek maç cezalı değil ama bu gereksiz hareketiyle alt alta toplandığında kim bilir belki de çok önemli bir maçta tribünde oturmak zorunda kalacaktı. 
İyi maç yönetmiş olmasına rağmen hakemin iki kalecinin aynı renk kazakla sahaya çıkışına izin vermesi garibime gitti. Şöyle bir senaryo yazalım; iki takımdan biri skor berabereyken bir duran top kullanacak, kullananın kalecisi de geldi diyelim, atılan yüksek topu da koluyla içeri attı diyelim, siz bunu savunan kaleci olarak yorumlarsanız ne olur? 
Özetle Beşiktaş, beklemede olan hem Galatasaray’ı, hem Fenerbahçe’yi, hem de Başakşehir’i mutlu etmedi. Şunun da altını bugünden çizelim, şayet olağanüstü şartlar oluşmazsa galiba Beşiktaş’ın yeni bir şampiyonluğunu alkışlayacağız.