Birileri için her şey serbest!

A -
A +

Bizim Kadıköy’deki Caferağa Spor Salonu’nda Kadınlar Basketbol finalinin ilk ayağı Yakın Doğu Üniversitesi ile Fenerbahçe arasında oynanacaktı geçen pazar... 
Ve de Aziz Yıldırım müritleriyle maça gelip de kendilerine ayrılan yere geçerken rakibin başkanı ve Fenerbahçe’nin eski yöneticilerinden Işık Eyigüngör” Hoş geldiniz” anlamında elini uzattığında tokadı patlattı! 
Ne fark eder ki? 
Sakın ola ki kimse inkâr etmeye kalkışmasın. Orası benim mıntıkam... Bir metreden bu çirkin davranışı gören en az on tanıdığım var. 
Efendim, bu kulüp sporcularını ayartıyormuş Fenerbahçe’nin ve de Beşiktaş taraftarını salona alıyormuş. 
Geçiniz! 
Bir de bunları şike diye yorumlamaz mı Aziz Bey! Biz de saf saf şikeyi 6 senedir başka delillere dayanarak anlatmaya çalışıyorduk. Sporcun gidiyorsa alan ne yapsın? 
Ama bu suç da cezasız kalacaktır. Bahse giren varsa buyursun... Zaten suçlar cezasız kalınca ve hatta takdir de edilirse, suçu işleyen ıslah olur mu sizce? 
Son dakika... 
Federasyon 6 ay hak mahrumiyeti vermiş... 
Ufff, amma canı yanmıştır Aziz Bey’in... Işık Bey’e de bir ay... Hani birisi daha fazla kızmasın diye... 

Birileri için  her şey serbest!

Son ders FIBA’dan...

Uluslararası Basketbol Federasyonu son aldığı kararla, salonlarda kadın sporcuların başörtüsü takmasına izin çıkardı. Yani yarın, kim bilir belki de bizde, bir takımın oyuncusu, tabii ki taş kafalı yöneticisinden izin alırsa, karşımıza başörtülü çıkabilir. Yahu elin adamı başörtüsüne sporda da izin veriyor, ama bizde sokaktakine bile kötü gözle bakıyoruz. Acaba kim daha medeni?  

İsmet Uluğ kimdir?
Fenerbahçe’nin resmî sitesinde geçtiğimiz hafta şöyle bir cümle yer alıyordu bir haberde: “Fenerbahçe Boks Şubesi kurucularından İsmet Uluğ anısına...” Yani bir özel boks organizasyonundan iki satırla söz ediliyordu. Sonra tanıtım yapıldı... Ve orada Fikret kardeşimle, kulübün boks şubesinin başındaki zat İsmet Uluğ’un kim olduğunu dile getirdiler... Fenerbahçe futbol takımının unutulmaz kaptanı, kulübün eski başkanlarından, lakabı ile Yavuz İsmet idi o İsmet Uluğ... Hani tarihe ve onu oluşturanlara daha saygılı davranılsa diyorum. Tabii bilgileri varsa...

Fabri’nin maceraları!
Şampiyon takımın kalecisi ve kaptanı Tolga kulübeye çekilip de yerine Fabri konduğunda Beşiktaşlı dostlar bayram etmişlerdi. İlk günlerde erken bayram denilirken, bu Fabri giderek ivme kazandı ve banko adam oldu. Ama aynı Fabri sezon finişine doğru takımı yakan adam rolüne soyundu. Tolga’yı ıslıklayanlar şimdi Fabri için neler söylüyorlar acaba? Bir kaleci o pozisyonda topu tutmaya çalışır mı? Önündeki herkesi, takım arkadaşları da dâhil yıkıp yumruğu çakar... Haaa Emenike’nin yaptığı faulü atlayan hakem mi? Eh, iki kırmızıyı eşitleyecek ortamı buldu ya... 

İndirim günleri!

Hani mevsimler değişmeye yüz tutmuşken, vitrinlerde, özellikle de giyim mağazalarında indirim furyası yaşanır ya... İşte bizde de, özellikle de futbolda ceza indirim günleri vardır. Yalnız bizde bu her takım için işlemez. Bazıları için bu indirim söz konusu olamaz. Ama bazıları için yarı yarıya işler... Siz hâlâ bu federasyon genel kurulu yapısını değiştiremezseniz, yani genel kurulu devletle işi olmayanlardan kuramazsanız, mağazaları bile sollarsınız indirimde... Ne demek istediğimi anladınız mı, torpilsiz kulüpler?

Ve otobüs camları!

Fenerbahçe taraftarını Arena’ya götüren otobüslerin camları yoktu. Acaba bu otobüsleri stat önünde karşılayıp, bu tahribatı yapanlara ne yapıldı? Hemen etrafını çevirip “Biraderler zarar, mesela 50 milyon, hemen aranızda paylaşın” desek. Para toplanmazsa da toplanana kadar nezarette çaylar ikram edilse... 
Ama siz yeni cam tahribatına hazırlıklı olunuz... 
Seyirci polisler de göreve devam...

Çin’den teklif, Tudor’dan fantezi!

Galatasaray’ı satın almak için Çin’den birileri 500 milyon dolar teklif etmiş. Büyük para... Ne mi olur? Onu ünlü Galatasaray Genel Kurulu bilir. Hele hele ünlü Divan’dan da tavsiye alırsa... 
Bir de şu Tudor var... 
Maçın daha 17. dakikasında Bruma’yı oyundan alan... Biz de sakatlandı sanmıştık. Ama mesele boş tribünlere fantezi sunmakmış meğerse... Ben, önümüzdeki sezon Galatasaray’ı nasıl merak ediyorum bilemezsiniz... 
Pardon unutmadan, Cenk Ergün Bey futbolun başına getirilmiş... Ah Karıncaezmez ah; mezarından çık da gör hayatını verdiğin kulübünün hâlini...

Cengiz’den sonra Castro...

Hatırlarsanız Başakşehirli ufaklık Cengiz, Beşiktaş’a attığı ilk golde iki ayağını da kullanarak sanat eseri sunmuştu. Bu defa da Kasımpaşalı Castro, Galatasaray’a attığı iki golde de akıl ve vuruş tekniğini sergiledi. Örnek alına derim... Özellikle de yarı finale kalan bizim 17 yaş millî takımı oyuncuları tarafından. Çünkü büyükler kaleci nişanlamakta yarış hâlindeler de... 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.