Acaba arkası ne?

A -
A +

Şu Arda meselesi var ya... Ceza-af furyası varken ben üstünde fazla durmayayım dedim ama yağmur gibi gelen telefonlar, futbol dünyasının ta içinde yaşayanlar, hani neredeyse bir araya gelip bir senaryo yazmış gibiler... Nasıl mı? Bu olayın arkasında federasyon başkanlığı, millî takım teknik patronluğu, millî takım koordinatörlüğü, hatta şu-bu işlerle görevli listesi bile hazırmış. Oyun da onun açılış senaryosu imiş... Şimdilik sadece duyumum. Kesin bilgiye ulaşırsam onu da yazarım... Ne günlere kaldık be!

 

Vakıfbank, senin bayrağın yok mu?
Bizde hangi branşta olursa olsun, bir kupa kazanıldığında, bir şampiyonluk elde edildiğinde anında bayrak şov başlar. Yakışır da... Ancak ne var ki, bazı takımlar, yani onların kulüpleri bazen başarılarının ne denli büyük olduğunun farkına varamazlar. Nasıl mı? Yahu şu Vakıfbank kadın voleybol takımımız, bir ay içinde, hem Avrupa, hem de Dünya şampiyonu oldu. Müessese takımıyız falan gibi mazeret kabul etmem. Göğsünüzde ay-yıldız var... Kupa törenlerinde göndere çekilen bayrakta da öyle...  O hâlde, nerede bayrak? Bu arada Sayın Cumhurbaşkanımızdan da bir kabul beklerim yani...
Ya zehirlenen olsaydı!
Konyaspor-Başakşehir maçından sonra yazdığım yazıda, maç sonrası sahanın seyirci tarafından istila edilmesine nasıl izin verildiğini, buna sebep kimlerse cezalandırılmalarının gerekli olduğunu vurgulamış, Antalya’daki çıkış maçından önce de ciddi önlemler alınması konusunda uyarıda bulunmuştum. Ne oldu? Palabıyık ama uygulamada sinek kaydı bir hakem onca eyleme rağmen maçı tatil edip gidemedi. Ya birileri onca kimyevi maddeden zehirlenip ölseydi bunun hesabını kim verecekti? Ya hakem, ya da sözüm ona il güvenlik kurulu... Federasyon mu? Bakalım hangi ağırlıktaki faturalara imza atacak?

Hey gidi İETT hey!

Geçtiğimiz hafta, ben yazımı gönderdikten bir gün sonra mailime kısa bir haber geldi. Ne haber ama! Bizim İstanbul Amatör kümenin bir zamanlar baba takımlarından olan İETT, yani İstanbul, elektrik, tramvay, tünel idaresinin ekibi Dünya Şampiyonu olmuş. Hem de bunu dördüncü defa gerçekleştiriyormuş. Bu takımda bir zamanlar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da kaptanlık yapmış, hatta bendeniz tarafından günün büyük gazetesi Tercüman’da defalarca karmaya alınmış, haftanın oyuncusu seçilmişti. Bu şampiyonada 5 kıtadan 25 ülke 22 bin 500 kuruluşu ile yer alıyorlarmış. Üstüne üstlük 30 senedir de yapılırmış bu oyunlar... Biz ne uykusundaydık ki acaba medya olarak? Saadet Kurtul kardeşime gönderdiği mail ile bu tatlı haberi ulaştırdığı için teşekkürler!

 

Arena kalktı da, kompleks ne?
Statlarımızın kapısındaki Arena sözü kaldırıldı. Yerine stat geldi... Hoş, stat da bizden değil ama hadi neyse... Ya kompleks neyin nesi? Örnek mi? Trabzon’daki Şenol Güneş Spor Kompleksi... Ne yani kompleks yerine tesis yetmez mi? Biz nedense hep yarım porsiyon çalışıyoruz.
Gezi palavrası!
Haziran başıydı ya geçtiğimiz hafta... Gezi palavracıları yine Beyoğlu’ndan Taksim yapmışlar. Yahu adres yanlış! Şöyle bir İstanbul’u dolaşın bakalım, sağa sola kaç ağaç dikilmiş, ya da yarın ağaç olacak fidanlar... Ama sizin derdinizin ağaç olmadığı zaten ortaya çıktı. Siz en iyisi sağlıklı yaşam yürüyüşü yapınız! Kol- bacak adalesinin yanı sıra bakarsınız beyninize de iyi gelir.

Büyük savaş başlıyor!

Ali Koç, Fenerbahçe Mali Genel Kurulunun ilk konuşmacı üyesi olarak kürsüye çıktı ve ilk defa açık, net biçimde 2018 Mayıs ayında yapılacak olağan genel kurulda kulüp başkanlığı için aday olacağını açıkladı. Tepki mi? Salon parkesi ve tribünleri ayağa kalkıp ortalığı inletti. Peki, bu sırada Aziz Bey neredeydi? Konuşmasını yaptıktan sonra rahatsızlığı (!) sebebiyle olsa gerek, salondan ayrılmıştı... Başlık mı? Eee bendeniz Ali Bey’in çok önemli bir şahıs ile (birkaç bankanın genel müdürlüğünü yapmıştı), bir yıl önce de aynı fikir üzerine Aziz Bey’in makamına gittiklerini bilen kişiyim... Orada ne mi olmuştu? Pardon unutmadan; Fenerbahçe TV kongre ilgili haberlerinde Ali Koç’un başkan adaylığı ile ilgili, neredeyse benim izlediğim kadarı ile 2 saat tek cümle bile sunmadı bizlere... Bekleyin, ne günler geliyor!

 

Yapma be Aykut Hoca!

Aykut Kocaman bir gazeteye röportaj vererek, Fenerbahçe’de yarım kalan işlerini tamamlamaya gittiğini açıklamış. Güzel! Röportajda Şenol Güneş’e de dönemin şampiyonluk yarışı ile ilgili hafif yollu sataşma var. Hadi diyelim rakip idi, o da güzel! Peki, Aykut Hoca; kendi sesin ve görüntünden “Herkes sürat yaptı ama radara biz yakalandık” diyen de sen değil misin 2011’de? Hangi radar bu? Neyin sürati? Nerede yakalandınız? Yoksa bu radar, bırakın UEFA’yı falan, bizim federasyon tarafından bizzat İbrahim Akın’a üç sene (sonra iki seneye indirildi), İlhan Bey’e üç sene, Şekip Bey’e bir sene, profesyonellere birer sene ceza kesen radar mı? Hukukçular, pardon gugukçular size ithaf olunur...

 

17 Haziran sonrası büyük merak!

Transfer dönemi resmen 17 Haziran’da başlıyor. Tabii ki herkes başta “Üç Büyükler” olmak üzere kimlerin gideceği, kimlerin geleceği konusunda büyük merak içinde... Şampiyon Beşiktaş’ın derdi kiralıkları sağlam kazığa bağlamak. Bence en önemlisi Mitrovic... Teknik adam budur işte... Yönetim alır ama teknik adam isterse oynatır kuralının mimarı Şenol kardeşimi kutlarım. Galatasaray ise eski başkanı Süren’in tahmininden uzak durmak adına, bence yanlış politika ile yoğun faaliyette. Bu Başakşehir aptal mı ki, Chedjou ile hem de üç senelik sözleşme yaptı? Fenerbahçe, Ekici işini resmiyete bindirdi, otuzluk ve üstündeki yaşlılar peşindeki takibini sürdürüyor. Trabzon mu? Bir bilinmez...

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.