Hürriyet’e soru; insan mı, makine mi?

Ne yazık ki ülkenin en yüksek tirajlı gazetesi olarak anılan Hürriyet’te geçtiğimiz cuma günü büyük bir ayıp çarptı gözüme... Spor sayfasında gençlerden üstat (!) Uğur Meleke isimli köşe yazarı ülkemizdeki yabancı sporcu ithalatına değinirken demişler ki ; “Ne yani iPhone ve Samsung girişini de mi yasaklayalım...” Yahu, sence, sizce; benim insanım mı değerlidir, yoksa el âlemin makineleri mi? Balık baştan kokar diye boşuna dememişler.

Bu sonu ne zaman yazdım?
Aylardan mart ve nisan idi... Yanlış hatırlamıyorsam iki defa gündeme getirmiştim konuyu. Fenerbahçe, Anadolu Efes ve Darüşşafaka Euroleague’de bayağı başarılı oluyorlardı. Galatasaray da idare etmeye çalışıyordu. Sonunda Fenerbahçe şampiyon bile oldu. O gün de yazdım; “Ben asıl millî takımın ağustos-eylül aylarındaki Avrupa Şampiyonası’nda ne yapacağını merak ediyorum...” Korkum oydu ki, yabancı istilasına uğratılmış ülke basketbolu, göğsünde ay-yıldızlı formayla çıkacağı salonda çaresiz kalabilecekti. Öyle de olmadı mı? Ufuk Sarıca kardeşim onca emeğine rağmen oyuncularıyla birlikte ancak salon değiştirebildi. Ne yani basketbolda hiçbir gün söz sahibi olmamış İngiltere ve sıradan Belçika’yı yenmek mi marifetti? İspanya’yı da terlettik, o kadar... Turgay Beyler, Harun Beyler ve Hidayet Beyler; bu daha iyi günlerimiz. Haaa derseniz ki, millî formayı boş ver... O zaman saygılar!

Pas gevezeliğinin sonu...

Aykut Kocaman hoca futbolculuğundan sonraki teknik adamlık işinde kafasında tek kurgu ile çıktı karşımıza... O da pas gevezeliği... Bu arada rakip bir hata yaparsa bir atarım yatarım... Yersem de yine aynı kafa ile devam edip, atarsam ikinciyi ne âlâ, atamazsam tek puanı cebe koyarım... Son maçın 17. dakikası idi... Yahu Kemal dedim, say bakalım Fenerbahçe kaç pas yapacak... Tam 14 pas yaptı... Sonunda mı? Top Başakşehir’e geçti ve kontra yenildi... Yok yok gollerden biri bile o anda gelmedi. Tamam işte sistem tutmuştur bile...

Beşiktaş, yarım saatlik düzelmiş!
Lige kötü başlayan, yenilerini de şampiyon takımı bozmamak adına pek kullanmayan Beşiktaş, Karabük’te ilk yarım saat şampiyon takım gibi idi. Ama rakip kaleci ve başta da stoperlerinin topun önüne kendilerini atışlarıyla tabelayı değiştiremedi. Tamam; Necip-Lens kanadı arızalı idi... Tamam; Oğuzhan penaltıyı tribüne attı. Her şeye rağmen oyuncu değişiklikleri ve dakikaları Şenol Hoca’nın kendine geldiğini gösteriyordu.

Bu Emre ne zaman biter?

Yahu bu ne? Korneri Attamah’ın kafasına oturttu. Yarım çapraz pası savunmanın yanından ve üstünden Caiçara’ya atıp, Adebayor’un golünde başrolü oynadı. 37 yaşındaki adam olarak maçın 93. dakikasında Fenerbahçe savunmasından dönen o serseri topu öldürdü ve de Kerim’in ayağına verdi, yani maçı bitiren gol öncesi... Daha ne yapsın? Allah nazardan saklasın! Acaba Fenerbahçe’deki gereksiz hırçınlığına şimdilerde pişmanlık duyuyor mu?

Galatasaray stop
Millî maç araları bazı takımlara yaramaz. Sakat dönenler olur, arada formunda arıza meydana gelenler de... Galatasaray bu Antalya maçında sanki o ilk üç maçı oynamamış takım gibiydi. Tabii ki bunda rakibin Antalyaspor gibi kaliteli  oyunculardan kurulu bir takımın oluşunun da rolü vardı. Her şeye eyvallah! Ama Ndiaye çıkar mı, bu öne doğru gidemeyen takımdan? 62. dakikadan sonra Gomis bu yüzden kendini parçaladı... Eto’o mu? Adam futbol sanatkârı be!

Trabzon’a keklik!

Daha 6. dakikada kendi sahanda 1-0 yenik duruma düşeceksin, sonra da maçı 3-1 kazanacaksın. Eh, bence küme düşmeye bir numaralı aday gibi daha şimdiden kendini gösteren Gençlerbirliği rakip olursa... Rodallega da bu sezonun kulübede oturanlarının başında mı gelecek acaba?

Üç büyük yorumcudan nağmeler!
Birincisi Beyaz TV’den... Bir zamanlar büyük bir kulüpte menajerlik de yapmış olan zat Van Persie’ye saldırmaz mı? Yahu sen değil miydin, “Fenerbahçe’de önce Robin van Persie’yi yazar sonra on kişiyi takıma koyarım” diyen... İkincisi yayıncı kuruluş ve Fanatik’ten... Bir zamanlar Zaman’ın spor müdürü olan zat diyor ki, “Fenerbahçe, içinde Isla’nın da bulunacağı üçlü savunmayla kurtulur...” Yahu Fenerbahçe’yi küme mi düşürmek istiyorsunuz? Üçüncüsü Hürriyet’ten ünlü yorumcu... Diyorlar ki; “Fenerbahçe acilen çift santrfora dönmeli.” Anlaşılan siz de Türkiye Birinci Ligi şenlensin istiyorsunuz.