Aslına dönüş

Fenerbahçe, karşısında ne Alanyaspor’un savunmasını ve  orta alanını buldu, ne de Beşiktaş maçının hakemini...

Akhisar, Fenerbahçe’yi çok iyi etüt etmiş ki, özellikle ilk yarıda kendi yarı alanına neredeyse tam takım çekilerek ve de rakip oyunculara tehlikeli bölgeye yaklaştıklarında yakın oynayarak hem gücünü ekonomik kullandı, hem de Fenerbahçe’nin daha uzun sahada dripling veya pasla efor harcamasını sağladı. ‘Bunu yaptı da pozisyona girebildi mi?’ derseniz, bir ev sahibi olarak özellikle kenarları çok etkisiz kaldığından bu oyununu tabelaya yansıtmadı. 
Peki Fenerbahçe ne yaptı? Bir kere bana göre hatalı bir kadroyla çıktı sahaya. Topal, Mehmet Ekici, Ozan yetmiyormuş gibi bir de Giuliano vardı takımda. Yani her ne kadar orta saha eleman zenginliği gibi görünüyorsa da kanatsız kalmış bir Fenerbahçe için tehlikeli pozisyon oluşturabilmek ancak rakibin kendi yarı alanındaki birikiminin hatasına kalıyordu. Çünkü Valbuena da 1-2 sol kanat maç başı girişimlerinin devamını getirmeyip topla içeri dalma alışkanlığında ısrar edince yarı alanına birikmiş bir takım için kolay savunma sundu. Zaten oyundan alınışının en önemli sebebi de buydu. 
Tabi Fenerbahçe’den konuşurken Alper’in özellikle bir deplasman oyunu dikkate alındığında ilk 11’de olmayışı gerçekten şaşırtıcıydı. Aykut Hoca’yı 2 haftadır göklerde uçurunlar mıydı acaba bu yanlışların hazırlayıcıları yoksa ekranda bülbül gibi öten malum yöneticileri miydi?... Akhisar’da Larsson’un uzun süre oyunda kalışı da bir Okan Buruk hatası gibi görünürken, orta alandaki oyuncuları varyeteye kaçmadıkları sürece Fenerbahçe’yi bekleyip kaptıkları toplarla da etkili oldular. Sonuçta Fenerbahçe, karşısında ne Alanyaspor’un savunmasıyla orta alanını buldu, ne de Beşiktaş maçının hakemini. Skrtel’in atılmasından sonra Aykut Kocaman’ın hakeme isyan etmesi ona hiç yakışmadı. 

Maçın adamı: Sissoko