Trabzon’daki asıl suçlu!

A -
A +

Trabzonspor ligin 8. haftasında teknik adam değiştirmek zorunda kaldı. Zor bir durum. Peki, iki maçta kendi sahasında toplam 10 gol yiyen bir takımın teknik direktörü suçlu gibi görünüyor değil mi? Öyle mi? Hayır! Siz aynı teknik adama imza attırıp 20 gün yorumculuk yapmasına göz yumarsanız... Ne demiştim o günlerde; “Dua edin de millî takım finale kadar çıkmadı...” Siz kaleciniz ve aynı zamanda kaptanınızı bir Avrupa Kupası maçı öncesi kadro dışı bırakıp, sahaya genç bir yedeği sürdükten sonra, şehrine dönmüş aynı kişiye “Yanlış yaptık, al bandını tak koluna, çık sahaya” demişseniz... Suçlu sehpasında yönetim olarak sizin oturmanız gerekliydi...

Avrupa başka!
Beşiktaş rotasyon falan derken Ankara’da Gençlerbirliği’ne kaybetmişti bizim ligde... Sonra gençleşmiş, yarı yarıya yenilenmiş Monaco’yu Monaco’da temizledi. Bu ne çelişki değil mi? Hayır çelişki değil... Sadece rakiplerin futbol anlayışından kaynaklanıyor. Bizde kendi sahasında topun arkasında tam takım savunan, oralarda bizim büyüklerin bizim ligde oynadıkları gibi oynayan takımlar... O zaman çalım için kademesiz rakip, pas için derinlik oluyor bizim takımlara Avrupa’da... Şimdi Beşiktaş futbol tarihimizde rekor kırıp gruptan çıktı sayılır. Ama aynı takım, hele hele rotasyona girip bizim ligde olmadık birine yine puan sunarsa şaşmayınız!

Sansürcü TV!
Fenerbahçe TV’de geçtiğimiz günlerde ne Halkbank’a yenilen erkek voleybol, ne de VakıfBank’a kupayı kaptıran kadın voleybol takımlarının maçları vardı. Tabii ki Efes’e kaybeden erkek basketbol takımının maçı da... Erkek voleybol maçı ekranda yoktu. Efes maçı da şifreli kanalda... Yahu sizin taraftarınızın hakkı değil mi, maçları izlemek? Kaybedince sansür, kazanınca defalarca... Ama diğer kulüpler kaybettikleri maçları da taraftarlarına izlettiriyorlar. Spor kulübüyüz diyen yaygaracılara sunulur.

Ayıp oldu Obradovic!
Fenerbahçe, Euroleague’deki ilk maçında Malaga’da yenildi. Olabilir. Ancak bu şampiyonanın en büyük favorisi yine Fenerbahçe’dir. Ne var ki büyük hoca Obradovic bu defa büyük bir ayıp işledi. Kaptan Melih’le Sinan’ı bir oyundan alışı var ki, sormayınız... Bir kere daha izleyiniz göreceksiniz, neredeyse hakaret içeren jesti. O sırada aradaki farkı kapatmıştı Malaga... Sorumlu olarak da bu iki Türk oyuncu gösterildi neredeyse... Ayıp! İşte bendeniz bunları bilip yorumlayarak bu ülkenin bu spor branşında millî takımının bittiğini yazmıştım... Sonra da Efes maçında “Beni kurtarın” diye Melih’e sarıl... Bir ayıp daha!

Hollanda yorumu...
Bundan dört-beş sene önce Hollanda’nın büyük bir düşüş içinde olduğunu ve bundan böyle de hiçbir şampiyonaya katılamayacağını yazan, söyleyen tek kişiydim. En son olarak da emekli bir hocayı başa getirerek âdeta beni haklı çıkarma imzası attılar. Biz de oralardan adam almak için adeta birbirimizle yarışıyoruz be... Aynı ülke için 1974’te de “En büyük favoridir” diye yazmıştım Tercüman’da... Finalde kaybetmişlerdi kupayı... Yani meselem yok... Önemli olan sonu en başta görmektir.

George Weah!
1989’da, Galatasaray’la oynadıkları ve 1-0 kaybettikleri maçtan dört gün önce, henüz hiç resmî maç oynamamışken bu ünlü futbolcuyu bulan Arsene Wenger şöyle demişti bana “Bakın ben bunu Liberya’da sokakta oynarken buldum ve toplam 50 bin dolar maliyetle ailece Monaco’ya getirdim... Bizim yabancıların kaldığı sitenin kapısını üç günde ancak öğrendiler... Ama ben bunu en geç iki sene içinde 50 milyon dolara satarım...” Sattı da... Milan’a... Aynı Wenger için bizim kulüplerden birinin başkanına, hem de altı tanığın yanında,  Arsenal’de henüz birinci senesini doldurmadan “Bunu alın rahat edin” demiştim de, şu cevabı almıştım: “O da kim?” Weah şimdilerde Liberya Devlet Başkanı seçildi...

Bozucu ve yapıcı  gerek
Galatasaray’da Konyaspor maçında bir gerçek, bir kere daha kendini ortaya çıkardı. Galatasaray’ın orta alan, ileri uç zenginliğindeki en büyük eksik, rakibi bozma, presi bölüm bölüm uygulama işini beceren Tolga idi. Bu defa Selçuk yaptı bunu... Çünkü Tudor’un yeni takımı yüksek teknik kapasiteye dayalı oyunculardan kurulu... Bunlar yük alıp oynamayı sevmezler. Bu nedenle ille de en azından bir adet bizimkilerden gerekiyor.

Santrfor denemesi!
Evkur Yeni Malatyaspor tecrübesiz teknik adamı ile intihar ekibi olurken, Aykut Hoca, Fenerbahçe’deki santrfor bolluğunu bile denemeye tabi tuttu. Sonuç mu? Sanki kendinden çok aşağı bir takımın sahasına gelmiş bir futbolcu topluluğu yazlık takım gibi açılıp saçılırsa bir dakikada iki gol yiyip maçı kaybeder işte... Bu maç önemli bir soru da çıkardı ortaya; Galatasaray’a karşı acaba Soldado mu, Fernandao mu, yoksa Janssen mi oynayacak? İster misiniz hiç hesapta olmayan Robin van Persie üstatları çıkıversin ortaya...

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.