G.Saray’a keklik…

Mesut Bakkal kardeşimizin “Başımıza ne gelirse kabulümüzdür” kurgusu olunca G.Saray attıkça attı

Galatasaray, son bir iki maçtır yaşadığı krizden çıkmak adına çok teknik bir rakip bulmuştu karşısında. Rahmetli İlhan Cavcav’ın mirasını kötüye kullananlar sözüm ona öyle bir takım kurmuşlardı ki, daha şimdiden düşmenin en güçlü adayı olarak gözüküyordu Gençlerbirliği… 
Galatasaray Teknik Direktörü Tudor, bu defa da Maicon, Serdar Aziz ve Denayer’den kurulu bir üçlü savunma sahaya sürüp, sağdan Mariano, soldan Rodrigues’le ortayı beşleyip, çift santrfor planını kurmuştu. Gençlerbirliği’nin halini yukarıdaki satırlarda ortaya koyarken, kenardaki Mesut Bakkal kardeşimizin “Başımıza ne gelirse kabulümüzdür” kurgusunda hiçbir değişiklik olmadan Galatasaray attıkça attı. 
Benim bu maçta en çok dikkat kesildiğim nokta, Gomis ile Eren’in çift santrfor konumunu nasıl kullanacakları konusuydu. Eren asist yaparken Gomis sanki avlayıcı olarak duruyordu sahada. En çok eleştiri alan oyuncuların başında gelen Belhanda da öyle bir müsait bir rakip bulmuştu ki, fiziksel yapısı üst düzeyde olmamasına rağmen klasını rahatlıkla konuşturdu sahada. 
Böylesine maçlar düne kadar genelde eleştiri hedefi olan hakemlerimiz için de yönetim açısından biçilmiş kaftandı. Nasıl çalarsan çal, nasıl çalmazsan çalma, Galatasaray büyük takım olarak kekliğini zaten ilk devrede mideye indirivermişti. 
Şunun da altını çizmekte yarar var, Juventus’taki futbolculuk döneminde üçlü savunma tezgâhından geçen Tudor, anlaşılan o ki, bu maceraya sık sık başvuracaktır. Ama şunu bilmeli ki, her takım Ankara temsilcisi kadar keklik değildir. 
Şimdi Galatasaray’da Feghouli’nin cezası bitip de takıma girmeye kalkıştığında soyunma odasında veya kulübede kalacak oyuncu Tolga olursa ve de ayakta duran bir orta sahası olan rakiple karşılaşırsa Galatasaray sıkıntı yaşar mı yaşamaz mı? 

MAÇIN ADAMI: Belhanda