Para, puan ve hava!

A -
A +

Bizim ligi bir kenara bırakalım ve ülke futbolunun itibarına bakalım... Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde dört maçta 10 puana ulaştı. Henüz bileğini büken de olmadı. Yani hiç yenilmedi... Şimdi önünde iki maç var. Bunlardan birinde tek bir puan dahi kazansa, grubu en önde bitirecek. Bu, kulübe avro akımını artırmak, dolayısıyla da ülke ekonomisine katkı, ülkeye kulüpler bazında puan kazandırmak, (başka takımlara da yararı olur) başta tarihî rakipleri olmak üzere bütün bizim takımlara hava atmak demektir. Ben bu mesleğe elli yılını veren ve futbolun içinde doğmuş büyümüş biri olarak böyle yorumluyorum günümüz Beşiktaş’ını... Hele hele bugünkü hallerine bakılarak Talisca ile Oğuzhan’dan birini kulübede oturtarak devam ederse daha da yukarılara çıkar derim bu Beşiktaş... Tıpkı Göztepe maçında olduğu gibi...

İstifa tantanası!
Fenerbahçe’nin Osmanlıspor’la berabere kaldığı maçtan sonra ekranlarda, “Aykut Kocaman’a istifa yakıştırması” yarışı vardı. Bazıları da “artık git” demekle görüşlerinin altını doldurmaya çalıştılar. Peki, ben ne mi diyordum? “Ben burada iken kapının önünden geçemez” dediği hocaya yeniden 70 milyon avro harcanarak kurulan takımı teslim eden Aziz Yıldırım, istifa lafını duyarsa, der ki “Biz lafımızı yedik Fenerbahçe için... Hop dedik, nereye? Sezonun ortasında bana teknik adam mı aratacaksın?” Benim senaryom da böyleydi usta yorumcular ve yazarlar! Haa bir de yönetimin ikiye bölündüğü gibi palavralar da atıldı. Ne güldüm biliyor musunuz? Önümüzdeki ocak ayı mı? Eh, biraz daha avro trafiği gerekmez mi? On adet yeni oyuncu alındı, bir beş adet daha alınır canım... Yüksek Divan ve kongre mi? En iyisi sizler bir yürek kontrolü yaptırınız derim... Pardon unutuyordum; İstifa kelimesinin katledilmesinde durum mu; Aziz Bey’le Aykut 4-4 berabereler...

Özer Hurmacı meselesi!
Osmanlıspor’un yedek kulübesini gösterdiğinde televizyon, şaşırıp kaldım... Kulübede yedekler arasında Özer Hurmacı da vardı... Herhâlde dedim takımı yalnız bırakmadı.  Aaaa bir de baktım ki oyuna girdi... Hemen bizim Cahit’i aradım, ne oluyor diye... “Abi” dedi, “Ceza ligin ikinci yarısında uygulanacak.” Yahu hakikaten günümüz federasyonu, disiplin kurulu, tahkim falan ne varsa futbolun tepesinde uygulamalarına akıl sır erdirmek mümkün değil. Aklıma ne geldi biliyor musunuz? İstanbulsporlu Nedim Doğan, Fenerbahçe’ye transfer olurken usulsüzlük tespit edilmiş ve Nedim altı ay ceza almıştı. Ne zaman mı uygulandı? Hemen, sıcağı sıcağına... Ligin ilk altı ayı Nedim’le kapalıdan maçları birlikte seyrettik. Vallahi dünün futbol yönetimi özerk değilken, daha adaletli idi...

 

Bundan iyisi nerede?
Galatasaray krizli dönemi yaşarken, yine fikstür kıyağı ile karşılaştı. Hani derler ya uygun bir şey bulunduğunda; bundan iyisi Şam’da kayısı... Gerçekten de Gençlerbirliği kayısının en lezzetlisi idi. Bakınız; Puan cetveli! Hem de Feghouli ve Ndiaye yokken... Yani Tudor’un sabit fikrini zedeleyici olarak... Ne olmuş ki yani üçlü savunma ile oynadıysa... Neyse ki maç böyle bitti de, sonrasında hakem yangını çıkmadı...

Hoş geldin Rıza!

Trabzonspor, bu sezon flaş yapan Kayserispor karşısında golsüz berabere kaldı. Kimse “Ne oluyor?” demesin. Bu maçta da Trabzonspor’un Rıza Hoca ile takım olarak oynayabilme çizgisine dayandığını gördük en azından. Sonuçlar mı? Durun bakalım, henüz emekleme devri geçiliyor...

Deneme tahtası mı?
Millî Takım iki adet özel maç oynayacak. Bu maçlar için açıklanan kadroda belki de çok futbol meraklısının tanımadığı gençler de var. 2018’de olamadığımıza göre, önümüzdeki yılın ilk aylarındaki başka özel oyunlar da dâhil olmak üzere, bu böyle devam edecek... Merakım ve beklentim odur ki, acaba malum isimler 2020’nin resmî oyunları başlarken kadroya girecekler mi? Zaten mesele de eskiyle yeniyi kaynaştırmaktır... Olur mu? Bekleyelim görelim...

Cenk Kardeş, dikkat!
Yine herkesten önce yazayım dedim. Beşiktaş’ın gol makinesi Cenk Tosun, attığı golden sonra ya Babel, ya da Talisca ile vücut vücuda havada çarpışarak kutlama yapıyor. Peki, siz bu Beşiktaşlı biraderler, Rizesporlu Kweuke’nin aynı hareketi yaptıktan sonra bir yıl iptal olduğunu unuttunuz mu?

İşte bir millî takımın acı sonu!
Basketbol Millî Takımımızı acı günlerin beklediğini bir yıldan fazladır bu sütunlarda yazıp durdum. Bu süreç içinde yabancıya sınırın açılması yüzünden bizim çocuklar ortalama 2,5 dakika parkeye çıkabiliyordu. Neyse son turnuvada da zaten ilk darbeyi yedik. Ama şimdiki daha da beter... Fenerbahçe’nin 5 yerli oyuncusu ki bunlara ABD asıllı Ali de dâhil, millî takımda yer alamayacaklarını açıkladılar. Hani NBA’den bazen bu sesler gelirdi de, ne kızardık değil mi? Bu kadarla mı kalacak? Hayır! Avrupa kupalarında da oynayan diğer takımlarımızdan da benzeri sesler çıkacaktır. Yazık! Balkan Şampiyonu, Avrupa ve Dünya Kupası finalisti ay-yıldızın hâline bakınız! Bu arada FIBA ile Euroleague arasında süren çekişmeye de artık bir son verilmeli... Yoksa millî maçları seyircisiz oynamak durumunda kalacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.