Tarihî bir Beşiktaş

Porto karşısında futbolun hemen hemen bütün gereklerini yerine getiren Beşiktaş tarihe bir not düşmeyi başardı…

Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde bu maça kadar verdiği emeğin karşılığını almak isteyecekti doğal olarak. Kolay mı Şampiyonlar Ligi’nde bir grup içinde beşinci maça 3 galibiyet 1 beraberlikle geliyorsunuz. İşte bu oluşum içinde Şenol Güneş Hoca artık Beşiktaş’ın ideal kadrosu budur dediğimiz on biri sahaya sürmüştü. 
Ne var ki boş kaleye attığı golün dışında Talisca santrfor arkası diye adlandırdığımız görevi hiç ama hiç yapamazken Porto takımını da orta alan çıkışlarında rahat davranmaya itiyordu. Cenk’i koruma altına alan tandemin önündekiler Tolgay ve Atiba’ya rastladıklarında bozuluyorlardı ama kenardan adam kaçırabildiklerinde bizi tedirgin ediyorlardı. Gökhan ve Adriano böylesine bir oyunda etkili oldu diyebileceğimiz çıkışları yaptılar. Önce Pepe-Tosic sonra Pepe-Medel’den oluşan tandemimiz de Medel’in bir topu hariç hatasız oynadı diyebiliriz. Beşiktaş’ın öndeki üçlüsü oyundan hemen hemen hiç düşmeden oynayarak bence bu maçın övünülecek bloğu oldular. Bu arada benim öteden beri ilk on bir için orta alandaki en net adayım diye öne sürdüğüm Tolgay, onu bu takıma ancak yedek olabilir diyenlere de dün akşam acı bir ders verdi. 
Atiba malum, kesici zaman zaman sunucu sigorta görevinden hiç düşmedi. Porto takımının bu maçta uzun bir süre bizi tedirgin eden özelliği, her aksiyonumuza çok yakın oynayıp zaman zaman da bir fazla adamla birikerek bozma özelliğini sahaya koyuşu idi. Porto ne zaman bu özelliğinden düşse ya da kurguyu yerleştiremese Beşiktaş çok rahat ayağa paslar yaparak hem dinlendi, hem de rakibin heyecanını törpülemiş oldu. 
Bu maçta Cenk’in goldeki hareketlenmesi, rakiplerini inanılmaz bir şekilde eksiltişi harikaydı. Bizim Cenk’i galiba yakında başka yerlerde seyretmek zorunda kalırız. ‘Beşiktaş taraftarından söz etmeyecek misin’ diye soracak olursanız; özellikle şu yeni statla birlikte bence futbol tarihimizin en muhteşem topluluğuna Beşiktaş sahip oldu. Hep birlikte alkış tutmamız gerekir. 

MAÇIN ADAMI: Tolgay Arslan