Galatasaray huzurevi mi?

A -
A +

Riekerink ve Tudor’la çıkmaza girdikten sonra Fatih Terim hocayla kurtuluş yoluna çıkan Galatasaray, yeni bir program çerçevesinde huzurevi de açtı. Hani şu yaşlıların genelde yalnız kaldıktan sonra ömürlerinin geri kalan kısmını yaşadıkları yerler gibi... Nereden mi çıktı? Baksanıza son yıllarda ne kadar sarı-kırmızılı formayı giymiş emekli varsa hepsi Fatih Hoca’yı sarmalamış durumda... Gökhan’dan tutun da Hasan’a, Ümit’ten Taffarel’e kadar... Unuttuklarım bağışlasın, ucunu kaçırdım çünkü listenin... Birileri de çıkıp “Her blok için ayrı ayrı çalışmalar yapılacak” diyerek bu huzurevinin temelindeki harcı belirtti. Hatırladım be; A millî takıma da böyle bir ev açılmıştı da, elenip geri dönmüştük!

Şenol Hoca’nın dersi

Şu devre arası Antalya tantanası var ya... Hah işte orada Şenol Güneş hoca sahnede resmen şov yaptı. Bir teknik direktörden fazlasını oynadı be... Bildiğiniz öğretmenlik özelliklerinin hepsini kendini dinleyen, izleyen hocalara sundu. Umarım bu dersten hem hocalar, hem yöneticiler, hem spor basını, hem de taraftarlar sebeplenir. Türk sporu adına; Allah uzun ve sağlıklı ömürler versin hocam.

Burak ne diyor yahu?
 
Trabzonspor’un can simidi atıp Çin’den getirttiği Burak Yılmaz, “Talipler var. Ama pek de gitmek istemiyorum” falan gibilerinden artistik çalımlar atmış geçtiğimiz hafta sonu... Şayet istenildiği gerçek ise ve de ciddi mangır saymaya kalkışmışlar varsa, Trabzonspor “Olmaz, asla” derse şaşarım vallahi! İşte o zaman Rıza öncesine dönerler...
 
Lefter'i anarken...
 
Bundan altı yıl önce 13 Ocak’ta Türk futbolunun unutulmaz ismi Lefter’i kaybetmiştik. Çok iyi bir Fenerbahçeli olan Manol dostumuz da Lefter’e “Ordinaryüs” lakabını takan kişi idi. Tabii ki bendeniz onu da andım... Daha neler neler vardı hafızamda... “Artık yetti” diyerek 39 yaşında Yunanistan’a gittikten sonra, son 3-5 maç için Fenerbahçe’ye dönmüş ve yine şampiyonlukta büyük pay sahibi olmuştu. Hele hele 1953-54 sezonunda gol kralı oluşunu hiç unutamam. Her maç öncesi sahaya çıkmadan soyunma odasında o günlerde sekiz yaşlarındaki maskotunu yanaklarından öpmeden edemezdi. “Uğurum” derdi. Hatta bir defasında maskot az biraz geç kalmıştı da, takım sahaya Leftersiz çıkıyordu az kalsın... Tünelde son dakika öpücüğü olmuştu. Seni unutmayacağız büyük usta! Pardon; bu yazdıklarımı acaba mezarı başında veya lokallerde anılırken gündeme getirebildiler mi? Hiç sanmam...
 
Hoş geldin Arda!
 
Barcelona’da oynamasının mümkün olamayacağını yazan belki de iki kişiden biriydim. Diğer kişi Ömer Üründül kardeşimdi. Neyse, kilit kırıldı ve Arda içimize döndü. 2,5 yıl kiralık... Ve de büyük paraya... Umarım geldiği takıma katkıda bulunur da, dışarıdakilere yaptığı katkıları unutur. Takımdaki diğer yıldızlar da söylenen paradan amma da keyif (!) almışlardır. Avcı kardeşimiz; İşin şimdi çok zorlaştı... Benden söylemesi... Pardon unutuyordum; Arda’nın maçlarını oynayacağı (kendi sahası) stadın adı ne? Hayat bu işte... Olmadık şekilde, olmadık yerde dersini veriyor.
 
Dereağzı'nda yeni bir sefa
 
Efendim; Aykut Kocaman’ın işi eldeki malzemeyi kenara atıp, onlara sefa sürdürmektir. Ya da Fenerbahçe’nin görevi diyelim. Krasic ve Serdar Kesimal’dan sonra şimdi de Ozan Tufan, Dereağzı dinlenme tesislerine sürüldü. Orada sabahları sağlıklı yaşam koşuşu yapacak, duşunu alacak, çayını veya kahvesini yudumlayacak, sonra da ver elini İstanbul... Masrafı mı? Ne masrafı! 2 milyon avronun üzerinde gelir, tam aksine... Az kalsın unutuyordum; Bu oyuncunun bonservisi de 7 milyona avroya alınmıştı. Şu üç oyuncu için bütçeden çıkan parayı bir Anadolu kulübüne vereyim, şampiyonluk için oynar be!
 
Sol bek maceraları!
 
Fenerbahçe’de, hem de millî iki adet sol bek var ama hâlâ yenileri aranıyor. Galatasaray’da Rumen millî var, bizim Hakan Balta da döndü, bir de yine Norveç millî var... Yahu nedir bu bir beke verilmesi gündemde olan paralar? Ender Konca gibi bir yıldız sol açık bile, sağ bekte millî olmuştu yeniden... Beşiktaşlı golcü santrfor Ali Gültiken de sağ bek oynamadı mı? Rahmetli Galatasaraylı orta saha yıldızı Ergün de aynı görevi defalarca yapmadı mı? Şayet siz kulüp veya teknik adamsanız, bulur buluşturur kazandırırsınız.
 
Beşiktaş’ı örnek alınız derim
 
Bizim Hakan Gündoğar’la listelerimizi karşılaştırdık. Ne listesi mi? Beşiktaş’ın bonservis bedeli ödemeden takıma kattığı büyük yıldızların listesi... Şu Fabri, Gökhan Gönül, Pepe, Caner, Tosic, Vida, Atiba, Medel, Oğuzhan ve en sonunda Larin falan gibiler. Cenk için 500 bin, Adriano için de 600 bin avro ödenmiş. Yani çaktırmadan onlar da beleş... Çuvalla para döktüklerini kenara atan, ya da döviz borsasını zedeleyip beleşe gönderdikleriyle övünenlere sunulur.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.