Beşiktaş'ta yeni Sergen!

A -
A +

Kayserispor-Beşiktaş maçının ikinci yarısında siyah beyazlı formasıyla yeni bir genç girdi oyuna... Ben o güne kadar ya izlememişim ya da dikkat edememişim... Adı Hasic... Bosnalı imiş. Yaşı da henüz 20 ... Hemen yazayım; üzerinde durulursa, yarının Beşiktaş'taki yeni Sergen'i olur... Bu kadar iddialıyım... Teknik tamam, topla giderken yön değiştirebilme tamam... Adam geçme de öyle... Eh bir de baka baka köşeye topu bırakıp golü attı. Haydi Sergen; İşte ben döndüm de de, teknik adamlık hayatının “Altın Palmiye” ödülünü kazan... Maç mı? Zaten haftada üç maç var.

 
G.Saray'ın asıl derdi ne? G.Saray'da bir ara kongre rüzgârları esmişti. Yönetimle Fatih Hoca arasında da alışılmamış rüzgârlar esti durdu. Peki, bence asıl soru ne mi? Efendim, bu ülkede G.Saray, basketbolun doğduğu, canlandığı yerdir. Ama şu andaki erkek ve kadın takımlarına bakıyorum, sanki branşla yeni tanışmış bir kulüp tasarrufu var. Yenilebilirsiniz, bu doğaldır. Ama o formanın içindekilerle mi?
 
Fenerbahçe az bile attı! Şayet Fenerbahçe'nin günümüzdeki takımı biraz olsun eski yılların özelliklerine sahip olsaydı, bu Kasımpaşa maçı en az 5-6 gollü biterdi. Bu takımın bu maçta en göze çarpan niteliği sıkı yardımlaşma idi. Kasımpaşa ise bu maçtaki hâliyle devam ederse, bu lige veda edebilir. Tamam eksiktiniz ama kimdir o sonradan oyuna girenler?
  Kazanınca çeneler açılıyor! Fenerbahçe Başkanı Ali Koç başta olmak üzere yöneticiler, kim varsa etiketli maç sonrası durmadan görüş belirtti. Hele hele Ali Koç'un konuşması dakikalarca sürdü gitti. Peki, kaybedilen maçtan sonra neden böyle hararetli konuşmalara girmediniz? Federasyona mektup gönderdiklerini belirten Başkan cevap alamamaktan da yakındı. Tüh be, hâlbuki siz TFF Başkanı’nı makamında bile ziyaret ederdiniz. Mektup yerine bir zahmet yeni bir ziyaret yapsaydınız ya...  
Sivas-Denizli maçındaki rezalet! Sivasspor golü atıyor, hakem kulağında patlayan VAR sesi ile durun bakalım diyor. Dinliyor ve gidip bakıyor... Sonuç mu? Gol iptal penaltı var... Bizim bildiğimiz çocukluktan beri, gol en büyük avantaj, penaltı ise ikinci sırada... Efendim Denizlili oyuncu koluyla oynuyormuş, bu yüzden penaltı... Peki o zaman penaltı golü geçen avantaj mı oldu? Devamla, golü atan da elle oynamış... Bir pozisyonda üç karar birden... Vay be!
  Sağlar, sen hâkim görmemişsin! Biraz geç oldu ama hiçbir yerde okumadım, görmedim, duymadım da... Bu nedenle yazmaya karar verdim. Fikri Efendi demişler ki, başörtülü yargıçlar şöyle böyle kararlar veriyormuş. Fikri Bey bu yüzden onlara güvenemezmiş. Yapma yahu! Senin erkek hâkimin, sakalı yok idi haaa... Yassıada duruşması sırasında kendini savunmaya çalışan rahmetli Menderes'i, "Ne yapalım Efendi, sizi buraya tıkan güç böyle istiyor..." diye paylamıştı. İşte Fikri Efendi, ben o andan itibaren bu ülkede bir gün dahi hukuka inanamadım... Sen, varsa şayet, şapkanı önüne koy ve özür dile...  
Değiştir şu kafayı artık TGC! Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu sözüm ona yeni yıl mesajı yayımlamış. 2020 yılını basın ve ifade özgürlüğü açısından değerlendirmiş. Bu yıl halkın haber alma hakkının engellendiği bir yıl olduğuna karar vermiş. Sizin daha çok yapacağınız iş var arkadaşlar... Böyle politik işlerle uğraşacağınıza, Bayram gazeteleri de kalktı, zor durumdaki emeklileriniz için hiçbir gün kafa yordunuz mu? Bayram gazeteleri kalktığında kılınızı kıpırdattınız mı? Pardon; bir gazetecik çıkardınız, o da zaten hemen kayboldu.
 
Konyaspor zengin oldu! İsmail Kartal'ın takımı, acaba kaç defa bu ligde bir maçta 4 gol atar? Sanırım bunun cevabını o takımın ne oyuncuları, ne teknik ekibi, ne de yönetimi verebilir. Ama karşılarında, topluca rakip sahaya gittikten sonra kaptırılan veya kapılan her topta geriye katılamayan bir ileri uçlu ve orta alanı olan Galatasaray vardı. Ve şaşırtıcı olanı da oyuncu değişikliklerinde Galatasaray teknik ekibi geri dörtlünün tamamını değiştirdi. Yani dörtlük olmanın sebebi onlarmış. Bu kafa ile nereye kadar acaba?
 
Sözcü'nün felaketine karşılık!
Efendim, değerli dostum Başkan Erdoğan, Sözcü'nün Ayasofya'nın camiye dönüşümü hakkında attığı başlığa karşılık, "Para verip bu gazeteyi almayın" dedi. Ben de başka bir cevap vereyim bu Sözcü'ye... Sizin kurucunuz, yani eski patronunuz 1978 Dünya Kupası'nda Arjantin'den sınır dışı ediliyordu da ben kurtarmıştım. Sebebi de Mar Del Plata'da kamp yapan Brezilya hakkında o dönemin Günaydın gazetesinde tam sayfa yayımlanan yalan haber idi. Vallahi siz Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet'in namaz kıldığı mekân olduğunu da yalanlarsınız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.