Kanlı pazar

Toz pembe gözlüklerimizle gelmiştik Kadıköy’e... Yurdumun bağrında patlayan bombayla sarsıldık... Gözümüz sahada, aklımız Ankara'daydı...

Kara günler yaşadığımız günlerde toz pembe gözlüklerimizle gelmiştik Kadıköy’e. Buhranlı günlerde, teröre inat, yaşadığımızı göstermek istercesine koştuk Fenerbahçe-Kayseri buluşmasına.
Ama başlama düdüğünden hemen önce yurdumun bağrında patlayan bombayla sarsıldık.
O andan sonra gözümüz sahada, gönlümüz, aklımız-fikrimiz Ankara’daydı.
Bir gol değil, Başkent’ten gelecek haberler ilgilendiriyordu bizi.
Tribünlerden sarı-lacivert şarkılar değil, İstiklal Marşı yükseliyordu.

Maça gelince...
Fenerbahçe mutlak favoriydi. Zaten mekan da Saracoğlu olunca karşılaşmanın sonu başından belliydi.
Her ne kadar Vitor Pereira, rotasyon olayını abartıp takımın ahengini bozsa da, Fırat Aydınus, Mijailovic'in ceza alanı içinde Nani’ye yaptığı faulde penaltıyı es geçse de, Biseswar hem savunmada hem orta sahada hem hücumda üç kişilik performans sergilese de, Fenerbahçe’yi evinde yenmek Kayseri’nin harcı değildi.

İkinci yarı başlarken Pereira hatadan döndü. Şener-RvP değişikliğiyle sadece forveti çiftlemedi, bir ilke imza atarak 3-5-2'ye döndü.
Zaten eksik olan rakibi karşısında hücum gücünü artıran sarı-lacivertlilerin üst üste pozisyonlar bulması normaldi.
Tam 6 maç sonra sessizliğini bozan RvP, Fenerbahçe’yi rahatlattı. Bu golün hemen ardından Mijailovic bir kez daha penaltıya sebebiyet verdi ve bu sefer Aydınus es geçmedi! Ama Fernandao da maçın dev ismi Ahamada'yı geçemedi.
Yine de Fenerbahçe, vasatı aşamadığı maçta 3 puanı aldı.

Ancak son düdük çaldığında sevinen kimse yoktu.
Sadece biz değil, başta Pereira olmak üzere lejyonerler bile terör kurbanlarına ağlıyordu.
Başın sağ olsun Türkiyem.

MAÇIN ADAMI

Ahamada

KIRILMA ANI

Mabiala'nın kırmızı görmesi