Altından kıymetli sözler...

A -
A +

Dünkü makalemizde bir demet sunduğumuz, Allah adamlarının, deryadan damla misali nasihatlerine bugün de devam ediyoruz... Tedbir almak, sebeplere yapışmak, danışmak nefse zor gelir. Onun için insan sebeplere tam yapışmaz. İslam büyükleri sebepler âleminde iş görürlerdi. Kerâmet göstermeyi değil, herkes gibi hareket etmeyi tercih ederlerdi. "Kayık veya gemi ile karşıya geçen evliyanın mertebesi, su üzerinde yürüyüp gideninkinden daha yüksektir" buyurulmuştur. * Güler yüzlü olmak iman alametidir. Güler yüzlü kişi iman sahibi hakiki mü'mindir. Kâfir ise, imana gelmesi ihtimali vardır. Çatık kaşlı mü'minin ise küfürle gitmesinden korkulur. * Hak teâlâ bir kula hayır murad ederse, hep hayırlı işlerle meşgul olur. Allahın bir kulu sevmediğine nişan, hep onun faydasız işlerle uğraşmasıdır. * Muvaffak olmanın, başarılı olmanın şartı mütevazı olmaktır. Tevâzû göstereni Hak teâlâ yükseltir. O tevâzû ettikçe daha yükselir. Kibredeni de alçaltır. O kibirlendikçe halk onu aşağı görür. Hele Mahşer günü gurur ve kibirliler ayaklar altında kalıp hakaret görürler. * Mü'mine sert bakmak da kul hakkına girer. Ayrıca gıybet, kalb kırmak ve su-i zan da, kul hakkıdır. Bundan kurtulmanın tek yolu, hak sahibinden helâllik dilemektir. Haklı olsak bile yine de gidip "Sen haklısın, arkadaş beni affet" demektir. * İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmiş olmaz. * Kim ki Allahın emirlerine uymazsa, Allahı seviyorum demesi doğru olamaz. Kim ki Resûlün sünnetine uymaz, seviyorum derse bile ona inanılmaz. * Dinden bir meseleyi öğretmek, yüzbin umre sevâbından kıymetlidir. * Ölümü çok düşünmek, ömrü uzatır, kalbi ferahlatır. * Kim kulların günâhını örterse Allah da Kıyâmette onun aybını örter. * Kırık kalble yapılan amel, Hak indinde makbul olur. * Doğrunun yayılması, yokuşu çıkmak gibidir. Şer ise bir sel gibi çabuk yayılır. * Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin; hastalık gelmeden sıhhatin, ölüm gelmeden ömrün, fakirlik gelmeden paranın, meşguliyet gelmeden boş geçen zamanın, boş vakitte, ibâdet etmenin. * Âhırete faydası olmayan her şey dünyalıktır. * İslâma hizmet için üç şart vardır. Güler yüzlü, tatlı dilli olmak, cömertlik, tam ihlâslı olmak. * Nerede bir sıkıntı varsa orada, İslâma uymamak vardır. * Tevâzû yüksekliğin şaşmaz alâmetidir. Kibir de alçaklığın kesin işaretidir. Yüksek dağlardan su aşağı akar. * Günâhlarımıza bir tövbe etmeli, iyi işlerimize bin tövbe etmelidir. Çünkü iyi işlere riya karışabilir. * Mühim olan kalbin temizliğidir. Kafayı çok bilgi ile işgal etmek değildir. Bir Allah adamının bir tek kelâmı ile bir insan hidayete erer. Lakin bir cahil ve habisin sözü ile de felâkete düşer. Kalbin nurlanmasının nişanı icraattır. * Cenâb-ı Hakkın râzı olduğu Ehli sünnet yolunu bulamıyan, bir nehirde yüzen tahta parçası gibidir. Cenâb-ı Hakkın razı olduğu yolda olanların îmânları bir kaya gibi sağlamdır, sabittir. * Resûlullahın huzurunda Sahabe-i kirâm çok edepliydi. Hatta "Bugün günlerden ne?" diye sorsa, edeplerinden cevap vermezlerdi. En fazla "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" derlerdi. Onun vârisi olan evliyâlara karşı da böyle saygı ve edep lâzımdır. * Din, edep ve tevazu demektir. Edep, giriş kapısıdır. Sonra tevazu gelir. Üç çeşit edep vardır: 1- Allaha edep, 2- Anne babaya edep, 3-Cemiyete, topluma edep. Vazife de üç çeşittir: 1- Allaha karşı, 2- Aileye karşı, 3- Topluma karşı... * Hazreti Ali buyurdu ki: Dünyada en iyi şey, sıhhatli olmaktır. En kötü şey ise başkalarına el açmaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.