Müslümanın ölümü, hayattır!..

A -
A +

Muhterem okuyucularım, sizlere bugün de ölümden bahsedeceğim... Çünkü ölümü çok hatırlayıp unutmamak lazım. Peygamberimiz, "Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çok hatırlayınız!" buyuruyor. BİR EVDEN BİR EVE GÖÇMEK... Allah'a inansın inanmasın herkesin kesin olarak inandığı bir şey vardır ki, o da ölüm gerçeği... İnsanoğlu bunu tam olarak bir idrak edebilse, dünya güllük gülistanlık haline gelir. Ölüme, ahırete gerçek manada inanan insan, zulmetmeyi, cana kıymayı bırakın, insanlara ters bile bakamaz. Böyle kimse için, ölüm korkulacak bir şey değildir. Hatta sevinilecek bir şeydir. Çünkü, ölüm sevgiliyi sevgiliye kavuşturan köprü gibidir. Bazıları ölürüm korkusuyla, ölümü düşünmez; hatta ölümü hatırlatacak şeylerden bile uzak durur. Bu çok yanlış bir düşüncedir... Müslüman için, ölmek, yok olmak değildir. Ölüm, ruhun bedene olan bağlılığının sona ermesidir. Ruhun, bedenden ayrılmasıdır. Ölüm, insanın bir halden başka bir hale dönmesidir. Bir evden, bir eve göç etmektir. İnsan ölümü istemese de ölüm ona hayırlıdır. Salih olan mümin, ölüm ile, dünyanın eziyet ve yorgunluğundan kurtulur. Ölüm, mümine hediyedir, nimettir. Günahı olanlara musibettir. RUHUN BEDENDEN AYRILMASI... Müminin ruhunun bedenden ayrılması, esirin hapisten kurtulması gibidir. Mümin öldükten sonra, bu dünyaya geri gelmek istemez. Yalnız şehidler, ahırette kendilerine verilen nimetleri görünce, dünyaya geri gelip, bir daha şehid olmak ister. Müminlere ahırette çok ikramlarda bulunulacaktır. Müminlere yapılacak ikramlardan birincisi, ölümdeki sevinçtir, rahatlıktır. Mümini rahatlatan, ancak Cenab-ı Hakk'a kavuşmaktır. Her mümine ölüm, hayatından daha iyidir. Azrail aleyhisselam, İbrahim aleyhisselamdan ruhunu almak için izin istedikte, İbrahim aleyhisselam; "Dost, dostun canını alır mı?" dedi. Allahü teâlâ, Azrail aleyhisselama; "Dost dosta kavuşmaktan kaçınır mı?" diye sormasını emretti. Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam; "Ya Rabbi! Ruhumu hemen al!" diye dua etti. Bir an önce, Rabbine kavuşmak istedi. Allahü teâlânın emirlerine uyan bir mümine, ölümden daha sevinçli birşey olmaz. Allah'a kavuşmayı seven Mümin, ölümü ister. Cenneti seven ve ona hazırlanan insan ölümü sever. Çünkü, ölüm olmayınca, Cennete girilmez. İyi bir insan ölür ölmez, Allahü tealanın ihsanları başlar. Saadet sahibi şu kimsedir ki, Azrail aleyhisselam gelip; "Korkma, Erhamürrahimine gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük devlete erişiyorsun!" der. Böyle kimseye, bundan daha şerefli bir gün yoktur. DÜNYA HAYATI RÜYA GİBİDİR... Bu dünya, bir konaktır. Ahırete göre bir zindandır. Bu geçici varlık, bir görünüştür. Gölge gibi, yavaş yavaş çekilmekte, geçip gitmektedir. Hadis-i şerifte, "İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar" buyuruldu. Dünya hayatı, rüya gibidir. Ölen kimse uyanınca, rüya bitecek, gerçek hayat başlayacaktır. Müslümanın ölümü, hayattır. Hem de, sonsuz hayat! Düzgün bir imana sahip olup, yararlı amel işleyen kimselere, ölüm anında melekler gelerek, korkmamalarını, üzülmemelerini söylerler; onlara, karşılaşacakları mesut hayatı müjdelerler. İşte böyle kimseler için ölüm alt kattan üst kata çıkmak gibi kolaydır. Ne mutlu bunlara. Allahü teala hepimizi böyle müminlerden eylesin. Âmin... NOT: Hakk'ın rahmetine kavuşan yazarımız Mehmet Oruç'un vefatından önce kaleme aldığı yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.