Cevdet Amca!

A -
A +
Gazete sütunlarında hep ünlü kişilerin ölümünü duyarız. Ünlü kişilerin ölümü üzerine günlerce yazar konuşuruz, çünkü o tanınmıştır, çünkü onun şanı şöhreti vardır.
Bugün bahsedeceğim kişi Cevdet Amca, halktan birisi, ama onu bilmenizi, tanımanızı istedim zira toplumda sayıları gittikçe azalan bu güzel insanları arıyoruz, özlüyoruz.
Cevdet Amca'yı tanıdıktan sonra mahalle kültürünü kaybettiğimiz şu günlerde aslında hangi değerleri de beraberinde kaybettiğimizi de görmüş olacaksınız.
Yaklaşık on yıl evveldi. Oturduğumuz mahallede ev aldığımızda kapımızı ilk çalan o ve eşi Nurhayat Annemizdi. Onlar, henüz yedi ve sekiz yaşlarında olan oğlum ve kızımın bir anda Cevdet Dedesi ve Nurhayat Babaannesi olmuşlardı.
Oturduğumuz semt genişçe bahçeler içinde müstakil evlerden oluşan yemyeşil ve güzel bir muhit. Yine içinde müstakil evlerin olduğu iki de site var. Sakin, huzurlu, ferah bir Anadolu mahallesi… Ramazan davulcusunun kapı önlerinde aile reislerinin isimlerini söyleyerek davul çaldığı başka bir yer var mı bilmiyorum.
Çocuklarım diğer mahalle çocuklarıyla sokaklarda gönüllerince oyun oynadılar. İçimiz müsterihti zira biliyorduk ki evinin önünde oturan Cevdet Dedeleri onlara göz kulak olmaktadır. Her endişe edip bakmaya gittiğimizde bizi sakinleştirip çocukların kendi nezaretinde olduğunu söylemesi, o baba tavrı, o huzur ve güven telkin eden söylemleri yok muydu? Bu kabilden insanları şimdilerde toplum olarak ne kadar çok özlüyoruz değil mi?
Sonraları gördük ki mahalleye kim taşınırsa taşınsın onlara yabancılık hissettirmeyecek, yardım eli uzatacak bir Cevdet Amca ve Nurhayat Babaanne var. En önemlisi neydi biliyor musunuz? Siz birkaç gün bir yerlere gitseniz, yokluğunuzu hemen fark edip, sizi merak edip soruşturan bir komşunuz, komşularınız vardı!
Bizim Cevdet Amcamız vardı. Evimizin ışığı yanmıyorsa ve hatta sabahın çok erken saatinde ışıklarımız yanıyorsa hemen telaşlanan ve sorup soruşturan bu güzel insanların varlığı bir anda bizleri bu mahallenin kırk yıllık sakini yapıvermişti.
Herkese istinasız herkese büyük emeği geçmiş bu güzel insan üç ay önce aniden beyin kanaması geçirdi ve geçtiğimiz gün vefat etti. Evlerinin genişçe ve çiçekli avlusunda toplanan kalabalığa seslenen cami imamının “Camimiz cemaatinden” ifadesi vardı ki hıçkırıklarımı tutamamıştım. Bütün namaz vakitlerinde camiye koşardı nitekim. Sabah namazlarını yaz kış hep camide kılardı. Caminin devamsızlık yapmayan en sadık müdavimi idi galiba… O samimi, halis muhlis ve içten bir Müslümandı. Cevdet Amca'nın evinin önünden uğurlanışı sonrası orada duramadım. Eve koştum, usul usul, uzun uzun ağladım, ağladım...
Annemin ve babamın ölümünden sonra bu kadar çok üzülüp ağladığımı görüyorum zira bu insanlar olmayan annem ve babam olmuşlardı. Çocuklarıma dedelik yapan bu arif ve zarif insanın yokluğunu mahalle olarak derinden hissedeceğiz.
Jale Abla'nın gözyaşları içinde durmadan dua edişini, Hamiyet Teyze'nin hıçkırarak “Ah Cevdet, ne yaptın bize böyle” deyişini, üç dört yıl önce mahalleye gelen Halide Abla'nın “O bize de ağabeylik yaptı Meryem” diye ağlayışını, kızımın haberi duyduğunda bahçenin orta yerinde kalakalışını size nasıl anlatayım ki?
Biz mahalle kültürüyle birlikte böylesi güzel insanları da kaybettik. Her sokak başında bu kabilden arif ve zarif insanların duruşu olaydı biz daha ne isterdik? Hem yetişkinlere, hem gençlere ve hem de çocuklara hayatın kendisini, insanlığı, iyiliği, güzelliği, komşuluğu, insanca yaşamayı ve her şeyden önemlisi sevgiyi öğreten bu insanların gidişi de insanı başka etkiliyor, başka üzüyor…
Hasılı, Cevdet Amca, mahallemizin mert delikanlısı, babası, abisi, dedesi, muhtarı, iyiliği ve güzelliği arkasından böyle bir iz bırakarak gitti. Allah ondan razı olsun, ruhu şad mekânı cennet olsun.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.