Önce vatan millet!

A -
A +
Peş peşe gelen şehit haberleri karşısında acı acı yutkunuyoruz, içimiz kan ağlıyor lakin elimizden hiçbir şey gelmiyor. Ramazan Bayramı’na buruk, hüzünlü ve acılı giriyoruz...
Gâh İran gâh Irak ve gâh Suriye sınırında Mehmet’imiz, vatan haini alçaklarla aman vermeksizin çarpışıyor, onlara göz açtırmıyor. Bin yıllık bu aziz vatanda maalesef Türk milleti öyle çok şehit verip öyle çok bedel ödedi ki artık bu vatan topraklarının her bir karışı bir şehitlik gibi azizdir!
Bir fidan misali büyütüp askere gönderdikleri yavrularını vatan borcunu öderken kara toprağa veren şehit ailelerine vefa ve minnet borcumuz vardır ve bunu asla ödeyemeyiz. Allah onlardan razı olsun…
Geçtiğimiz gün Azerbaycan’ın Şamahı şehrinde “Şehitleri Anma” programında yaptığım konuşma sonrası Azerbaycan ordusunda görevli bir gazi üsteğmen yanıma geldi ve omuzundaki Azerbaycan ve Türk bayraklarını işaret ederek bana aynen şunları söyledi:
“Türk devletleri içinde en fazla şehit veren iki kardeş ülkeyiz ve derdimiz de acımız da kaderimiz de ne de çok benziyor. Siz orada PKK ile biz burada Ermenilerle mücadele edip şehit veriyoruz. Allah Türk Milletini bu alçaklar karşısında galip kılsın ve muvaffak eylesin inşallah!”
Üniformasından duruşuna kadar Türk ordusundan bir asker zannettim. Omuzundaki Azerbaycan bayrağını görmesem gerçekten inanacağım, öylesine iftihar ettim ki göğsüm kabardı. Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, Azerbaycan Ordusunun teşkilat yapılanmasını Türk subaylarının yaptığını söyleyince hakikaten çok duygulandım.
Millet olarak kaderimizde küffar ile cenk etmek varmış…
Tam beş bin yıldır cenk ede ede var olma, ayakta durma ve İ’lâyı Kelimetullah ve Nizam-ı âlem davası için nice şehit verdik ve veriyoruz. Türk milleti, vatanı için canını göz kırpmadan veren şehitlerine minnet borçludur.
Dün şehit evladının cenaze töreninde ayakta durmakta zorlanan o gözü yaşlı babanın görüntüsü gözlerimden silinmiyor ve silinmesin de inşallah. Çünkü çabuk unutan bir millet olduk!
Tarih tekerrürden ibarettir...
Ancak bu tekerrürden hiç ders almayanlar var ne yazık ki! Bu vatan haini azılı katiller sürüsüne bir kez bile “terör örgütü” diyemeyen bir parti ile iş tutanlar bu törenlere katılıp timsah gözyaşları dökseler de kendilerini hiç inandırıcı bulmuyoruz.
Türk milletinin bir “Beka” sorunu vardır ve bu ezelî ve ebedî bir olgudur!
Bu beka sorununu hafife alan bazı partiler ve avaneleri, avareleri şunu bilmelidirler ki bu topraklar tam bin yıldır sürekli olarak bir “beka” mücadelesine sahne olmuştur. Düşman değişmiş lakin talih değişmemiştir!
Şükür ki terör örgütleriyle çok büyük mücadeleler veren bir İçişleri Bakanımız var. Sayın Süleyman Soylu’nun göreve geldiği günden bugüne özellikle güney şehirlerinde, dağ başlarında bizzat operasyonlar yöneten ve gözünü budaktan ayırmayan duruşunu, şehirlerimizdeki huzur ve sükûnun azami derece sağlandığı gerçeğini hiç unutmadan bu başarı için sayın bakana özellikle teşekkür etmek istiyorum.
Yine Millî Savunma Bakanımız Hulûsi Akar’ın askerle olan samimi, içten diyaloglarının, babacan tavrının moral ve motivasyon anlamında çok önemli olduğunu belirtmek lazımdır. İç ve dış güvenlikten sorumlu her iki bakanımıza da duacıyız.
Seçim ve geçim meseleleri tali mevzulardır...
Bizim için en önemli mesele vatan ve millettir. Milli birlik ve beraberlik ülküsüdür. Ancak seçimlerimizi yaparken “millî birlik ve beraberlik” kavramının içini dolduran insanları tercih etmek de millî bir görevdir.
Ramazan ayının bu son gününde, bütün okuyucularımızın ramazan bayramlarını kutluyor, sağlık, esenlik ve huzur dolu günler diliyorum. Bu ak topraklarda nice bayramlara inşallah...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.