Kırım Halk Cumhuriyeti 102 yaşında olacaktı!

A -
A +
Türk yurtları içinde yüreğimizi en çok burkan ve sızlatan vatan, Kırım’dır… Kırım’ın tarih boyunca bizde yeri bambaşka olmuştur. Kırım gönlümüzde hep ikinci vatan mesabesinde bir yerde durmuştur. Osmanlı devlet erkânında protokol sıralamasında da padişahtan sonra Kırım Girayları gelirdi.
Ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin beyin takımında da Kırım ve Kazan bölgesinden gelen devrin en önemli bilginleri, edipleri ve düşünürleri vardı.
Peki Türk yurtları içinde ilk bağımsız Cumhuriyetin 1917 yılında Kırım’da ilan edildiğini biliyor musunuz? Numan Çelebi Cihan başkanlığında ilan edilen Kırım Halk Cumhuriyeti'nin ilk meclisinde de üç kadın milletvekili vardı. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı da ilk kez Kırım Türklerine nasip olmuştur.
26 Aralık 1917 günü Bahçesaray şehrinde toplanan Kırım Tatarları önce kurultay yaptılar ve Kanun-i Esasi belirlendi. Kurultaya Cafer Seydahmet Bey başkanlık ediyordu. Meclis Başkanlığına Hasan Sabri Ayvaz, Cafer Ablayev, Ablakim İlmiy seçildi. Hükûmeti kurma görevini Kırım, Ukrayna, Polonya, Litvanya Müslümanları adına Numan Çelebi Cihan üstlendi. Hükûmetin makamı Akmescit’te olacaktı.
Kırım Halk Cumhuriyeti'nin Kanuni Esasisinde 18. madde, o dönemin şartlarını düşündüğümüzde hayli ilginçtir:
“Kurultay, insanların eşitliği ilkesini kabul ettiğinden kadınların da erkeklerle beraber aynı haklara sahip olduklarını onaylar ve bu eşitlik ilkesi üzerine bir kanun yapılmasını Temsilciler Meclisine havale eder.”
Bu Kanuni Esasi her anlamda ilginçtir. 10. madde parlamenter sistemi işaret etmektedir. Yıllarca Çarlık Rusya’sının antidemokratik baskılarına rağmen bu demokrasi anlayışı gıpta edilesi bir husustur:
“Millî İdare birimleri başkanları, yani yürütme erki meclisi, milletvekillerinden seçilirler ve Temsilciler Meclisinin çoğunluk oyu ile alacakları güvenoyu ile görevlerini yürütebilir ve ancak Parlamento tarafından sorumluluğa çekilebilirler.”
Adalet ile ilgili madde ise oldukça millî ve yerlidir:
“Adalet Bakanlığı: Tatar milletinin hukuksal sorunları ile ilgili davalarını gerek İslam hukukuna gerekse Tatar âdetleri ve toplumsal hayatına ait kurallara uygun olarak görmekle yükümlüdür.”
Bu hükûmet, bir de “Din İşleri Bakanlığı” kurmuş ve görevini şöyle tanımlamıştır:
“Tatar milletinin hayatına temas eden inanç ve ibadet konularına ait dinî problemleri çözmek için Muhammedîye hukukuna uygun olarak hükümler ve bildirileri verme ve yürütme ile yükümlüdür.”
Bu hükûmeti kuranların ekseriyeti İsmail Bey Gaspıralı’nın “Ceditcilik” düşüncesinden etkilenen öğrencileri ve dostları idiler. Bu parlamentoda kızı Şefika Hanım da milletvekili olarak bulunuyordu.
Ve…
Bu güzel düş, bu güzel hareket ne yazık ki 27 Ocak 1918 yılında Bolşeviklerin kısa zaman içinde Bahçesaray, Akmescit, Akyar, Aluşta, Yalta gibi şehirleri kanlı bir şekilde istila etmesiyle sona erdi.
Hükûmetin başında olan Numan Çelebi Cihan, ne yazık ki Bolşevikler tarafından önce tutuklanıp ardından idam edilmiştir. Dönemin bütün aydınları tutuklanmış, sürgün edilmiş ve kurşuna dizilmiştir. Bir milletin haklı direnişi böylelikle güçlü ama haksız ve dahi acımasız bir yönetim, Bolşevikler tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştır…
Bu olay unutulmadan 1944 sürgünü yaşanmıştır. Ve o kanlı gözyaşları katlana katlana bugüne kadar gelmiştir. Kırım, gözyaşlarını hâlâ kurulayamamıştır. Kırım sürgündür, Kırım alıkonulmuştur, Kırım işgal altındadır, Kırım evlatlarının özlemiyle acı çeken bütün hakları elinden alınmış zoraki bir mahkûmdur!
Ancak 102 yıl önce kurulan “Kırım Halk Cumhuriyeti” Türk milletinin gönlünde yaşamaya devam ediyor. Bu cumhuriyet, manen de olsa sonsuza kadar yaşayacak!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.