Koalisyon olur mu?

A -
A +
Türkiye koalisyonu tartışıyor. Olur mu? Olmaz mı? Siyaset uzlaşma sanatıdır; bal gibi olur!

Siyasetin en doğru ve kestirme tarifi "uzlaşma sanatı"dır. İllaki tek parti iktidarı diye bir kural yok. Ayrıca tek parti iktidarı olacak diye milleti ha bire sandık başına götürmenin âlemi de yok. Bir parti tek başına iktidar olamıyorsa, koalisyon hükümeti kurulur, olur biter. Tek şartı; ortak aklın devreye girmesi ve önceliklerin doğru konmasıdır.  
Parti programları ve liderlerin seçim meydanında söyledikleri, uzlaşabileceklerini gösteriyor. Hepsi "Yeni Anayasa", "Hukukun üstünlüğü""Yolsuzluğun önlenmesi", "Refahın tabana yayılması""Yatırımların arttırılması ve büyümenin sürdürülebilir hale getirilmesi""İç ve dış barışın tesisi" dedi.
Bu öncelikleri ele alan bir ortak aklın devreye girmesi hâlinde her parti her partiyle koalisyon yapabilir. Dolayısıyla endişeye mahal yok.


CHP'nin mega kenti

Türkiye'nin bir tek mega kenti var; İstanbulİstanbul tek olmanın yükünü taşıyamaz oldu. Ayrıca, Türkiye birkaç mega kente daha ihtiyaç duyuyor. Mega kentlerin en büyük özelliği, bir şehrin sahip olması gereken her şeye sahip olması. İstanbul mesela. Ulaşımyeme-içme mekânıkonaklama yeri gibi imkâna sahip bir kere. Bir iş adamı ya da yöneticiye dilediği saatte dilediği ülkeye uçma imkânı veriyor. Otel ve restoranları her türlü talebe cevap verecek bir konumda. Diğer yandan ticaret ve finans merkezi; tüm holdingler burada. Dolayısıyla iş adamına zaman kazandırıyor.
CHP "Yüzyılın projesi" diye "Merkez Türkiye Projesi"ni ortaya attı ve Türkiye'nin 4 saat uçuş mesafesindeki 58 ülkeye ulaşabildiğini açıkladı. Doğru. Türkiye'yi bu ülkelerin ticaret ve kültür kavşağı yapacaklarını söyledi. Bu da doğru: Fakat içi boş!


Şanghay nasıl mega kent oldu?

Şanghay bugün Çin'in en büyük, dünyanın ise sekizinci büyük şehridir. Enteresan bir hikâyesi var; onu anlatayım da mega kentin ne demek olduğunu daha net görelim.
Şanghay eskiden bir balıkçı kasabasıydı. Çin ekonomik reform gerçekleştirdi ve 1992 yılında Şanghay'ın mega kent olmasına karar verdi; kenti ona göre planladı. Yabancı yatırımcılara "Gelin" dedi. "Size düşük bedelle arsa vereceğim. Her türlü altyapıyı yapacağım. Paranızın güvenliğini sağlayacağım." Yabancı yatırımcı geldi, şehri inceledi ve verilen sözlerin doğru olduğuna kanaat getirdi. Dünyanın en büyük 500 şirketinin hemen hepsinin yatırımı var Şanghay'da.
Şanghay dünyanın en yoğun limanı; 2005 yılında ise dünyadaki en büyük kargo limanı oldu. 2000'li yılların başında Şanghay'da bin gökdelen yükseldi. Ardından 3 bin gökdelen daha yapıldı. Bu metropolde bugün 15 milyondan fazla insan yaşıyor.


HDP ne yapar?

HDP yüzde 13 oy aldı. İktidar ortağı olsun ya da muhalefette kalsın; bir duruşu olacağı kesin. Faydalı işler yapması da mümkün. Çözüm Süreci en başta tabii. Siyasi partiler istese de istemese de Çözüm Süreci olumlu bitecektir. Fakat HDP'ye çok büyük görev düşüyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki şehirlerin yanlış planlama ile harap edilmemesi gerekiyor. Ki, bu konu çok önemli.


Bir Diyarbakır daha yok!

Bugün Avrupa Orta Çağ'dan kalma tarihî eserleriyle her sene milyonlarca turist çekiyor. Anadolu'nun her yeri öyle ama bilhassa Mezopotamya on üç bin yıllık bir tarihe sahip ve onlarca medeniyetin kurulduğu bölge. Tarih ve medeniyet kokuyor. Binlerce eser var. Bu eserler sadece Türkiye'nin değil, dünyanın malı. Onları iyi koruyup dünya insanlığının hizmetine sunmak ve turizm geliri elde etmek lazım.
HDP "rantını yiyeceğim" fikrinden gider ve o kentleri çirkin yapılaşmaya açarsa, yazık olur o şehirlere. Çok dikkatli olması ve kısa vadeli düşünmemesi lazım.
Şayet yönettiği şehirlerin sahip olduğu destinasyonları korursa o şehirler hem turizmin, hem sanayinin ve hem de ticaretin merkezi olur. Bir başka DiyarbakırMardin ya da Urfa yok. Bu şehirleri heba edip etmemek HDP'nin elinde...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.