RÖVEŞATA MUHABBETİ

A -
A +

 Futbol niçin çok sevilir?
 
        Aslında o kadar çok sebebi var ki, saymakla bitmez.
 
        Futbolseverlerin fazlaca sevdiği, hasretini çektiği bazı hareketler vardır ama bunları ciddi bir maç sırasında uygulayabilmek hakikaten çok zordur ve büyük maharet ister.
 
        Röveşata, vole, dömivole, topuk pası, şandel, trivela ve kaleye çok uzak mesafelerden atılan bazuka gibi şutlar her zaman futbolseverler tarafından büyük takdir görmüştür.
 
        Havadan gelen ama henüz zemine temas etmemiş topa sıçrayarak ayağın üstüyle yapılan vuruşa vole (Fransızca volée), yine havadan gelen topun bu defa yerde sekmesinden sonra hafifçe yatarak ayakla yapılan estetik vuruşa ise dömivole (Fransızca demi-volée) denir.
 
        Futbol topunu, kalesinden hatırı sayılır derecede uzaklaşmış olan rakip kalecinin üzerinden aşırıp kaleye göndermek şandel (Fransızca chandelle) olarak adlandırılır.
 
        Yüksekten gelen topa vücudu sırtüstü devirmek suretiyle düşmek üzereyken makas yaparak ya da havada perende atarken topu ayakla ters yöne göndermeye ise röveşata (İngilizce reverseshot) diyoruz.
 
        İşte hemen hemen istisnasız her futbolcunun hayalinde röveşata golü atmak ve hemen hemen her taraftarın gönlünde de rakip takımı röveşata golüyle yenebilmek yatar.
 
        Ne var ki röveşata golleri nadirattandır. Çünkü bu hareket hem çok zor hem de bir o kadar tehlikelidir.
 
        Futbol kaideleri ise gayet açıktır.
 
        Top, kafayla oynanabilecek yükseklikte ve iki rakip futbolcu yan yana bu topa müdahale edebilecek mesafede iseler, bu topa kafa yerine ayakla vurmaya kalkışmak tehlikeli hareket kategorisine girmektedir. Havadaki topa kafayla değil de ayakla yapılan müdahalede ayak rakibe değerse faul, değmezse endirekt serbest vuruş verilir.
 
        Futbolun kitabında yazılanlardan da gayet kolay bir şekilde anlaşılabileceği üzere röveşata yapacak futbolcunun çok yakınında herhangi bir rakip futbolcu olmaması iktiza etmektedir.
 
        Elbette futbol tarihinde nadirattan da olsa unutulması mümkün olmayan çok güzel röveşata golleri mevcuttur. Bunlardan birisi 14 Kasım 2012 tarihinde Stockholm'de İsveç ile İngiltere arasında oynanan millî maçtır. İsveç'in İngiltere'yi 4-2 mağlup ettiği bu hazırlık maçındaki Zlatan Ibrahimović'in ceza sahası dışından attığı mükemmel röveşata golü çoktan 'Unutulmayan Goller Listesi'nde yerini almıştır. Bu efsanevi röveşata golü son derece nizami ve bir o kadar da mükemmeldir.
 
        Türkiye'de röveşata golleri deyince akla gelen futbolculardan biri de Tanju Çolak'tır. Fakat bir de 2012 senesinde Fenerbahçe ile Galatasaray arasında Kadıköy'de oynanan ve 2-2 biten maç vardır ki, bu maçta Sow yanındaki Semih Kaya'yı sakatlamasa da sakatlama pahasına röveşatayla Galatasaray kalecisi Muslera'ya harika faullü bir gol atmıştır. Bülent Yıldırım'ın bu vuruşu nizami sayması ve Galatasaraylı futbolcuların hareketin güzelliği karşısında pozisyona itiraz etmeyi bile akıllarına getirememesi, o gol kararının hatalı bir karar olduğu hakikatini değiştirmemektedir.
 
        Son zamanlarda hemen hemen hiçbir takım taraftarı tarafından sempatik bulunmayan uluslararası futbol hakemimiz Cüneyt Çakır'ın belki de Antalyaspor-Fenerbahçe maçında verdiği tek doğru karar olan, Sow'un bariz faullü röveşata golünün iptali kararının tartışılması abesle iştigal değildir de nedir?
 
        Keşke faul olduğu bariz olan röveşata gollerini iptal edemeyen, bilhassa kendilerine göre belli başlı bazı büyük takımlar lehine utanmadan haksız penaltılar uyduran ya da bariz haklı penaltıları es geçen eyyamcı hakemlerin kokartları bir an evvel sökülse de Türk futbolu biraz rahat nefes alabilse!
 
        Vesselam.
 
        16.12.2016

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.