Yürüyüş önce CHP, sonra yüzde 48’lik “hayır”ı ayrıştırdı

A -
A +
CHP içinde Kılıçdaroğlu ekibinin dizayn ettiği Ankara’dan İstanbul’a devam eden yürüyüş, bir kısım medyada gösterilenin aksine, toplumun daha geniş kesimleri tarafından eleştiriliyor. Medyada, sanki sadece AK Parti ve partiye yakın çevreler tarafından eleştirildiğine yönelik bir algı oluşturulsa da, içten içe çok daha radikal eleştiri, 16 Nisan’da “hayır” oyu veren kesimlerden geliyor. Hatta bu eleştirilerin özünü, söz konusu yürüyüşün, yüzde 48’lik  “hayır” kesimini ayrıştıran bir işlev gördüğü argümanı oluşturuyor.AK Parti karşıtı kesimlerde, yürüyüşü, kimler, nasıl ve hangi gerekçe ile eleştiriyor diye bakıldığında ilk grup, yine CHP çevresinden. Öncelikle CHP’nin içindeki Kemalist ve ulusalcı blokta, bu yürüyüşün planlanması, söylemi ve hizmet ettiği amaç bakımından yeterince düşünülmeden aceleyle uygulamaya konduğuna yönelik bir sorgulama var. Deniz Baykal’ın Antalya Gazeteciler Cemiyetini ziyareti sırasında, yürüyüşle ilgili söyledikleri, parti içindeki bu konudaki ayrışmayı yeterince açıklıyordu. Deniz Baykal, her ne kadar, yürüyüşe karşıt bir görüntü vermemeye çalışsa da, aslında söz konusu açıklama tarafını belli etmek içindi. Baykal “İktidara tavsiyem, bizi de yürümek zorunda kalacağımız zorlamalardan uzak kalmasıdır” söylemiyle de konumunun altını çizdi. CHP içinde, Kılıçdaroğlu ve ekibine yönelik partiyi merkezden uzaklaştırdığına dair devam eden bir eleştiri var. Özellikle Gezi Parkı eylemlerinden itibaren partinin radikal grupların siyasal söylemlerinin taşıyıcılığını yaptığı, giderek HDP siyasetine yaklaştığı, devletin hassasiyetlerini gözetmediği, AK Parti karşıtlığının devlet karşıtlığına dönüştüğü gibi argümanlar, CHP içindeki Kemalist ulusalcı blokun, eleştirilerinin çerçevesini oluşturuyor. Bu yürüyüş özelinde endişe ve eleştirileri ise çok daha somutlaşmış durumda.  Yürüyüşün ileri safhalarında özellikle İzmit sonrası ve İstanbul’a yaklaşıldığında radikal grupların yürüyüşü sahipleneceğini düşünüyorlar. Gezi Parkı eylemlerindeki gibi, bu radikal şiddet grupların yürüyüşü mecrasından çıkararak terörize edeceğini öngörüyorlar. Bizzat partinin içerisinde olmayan, ancak, siyasi ve dünya görüşü olarak geleneksel CHP seçmeni olan bazı çevreler ise Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirinin ötesinde öfke duyuyorlar. Bu kesimlerin bir kısmı son dönemde Doğu Perinçek’in Vatan Partisi’nin siyasi duruşunu önemsiyorlar. Bu anlamda, yürüyüşle ilgili Doğu Perinçek’in yazdığı eleştirel yazıyı sosyal medya hesapları ve iletişim gruplarında paylaşıyorlar. Özellikle Balyoz ve Ergenekon davalarında FETÖ kumpası ile yargılananlar ve FETÖ kumpaslarından mağdur olan kesimler, yürüyüşün bir FETÖ projesi olduğunu düşünüyorlar. Kılıçdaroğlu’nu MİT tırları olayındaki FETÖ kumpasını görmemekle ve FETÖ’nün algı operasyonlarına malzeme taşımakla suçluyorlar. Bu yürüyüşün sadece FETÖ’ye yarayacağını düşündükleri için CHP’nin giderek FETÖ söylemlerinin taşıyıcılığını yapan bir parti görüntüsü verdiğini söylüyorlar. Örneğin, Balyoz ve Ergenekon davasında babası tutuklanan ve şu an devlette çalışan bir güvenlik bürokratı, Kılıçdaroğlu’nun söz konusu dönemde, bugünkü FETÖ’cülere sahip çıktığı kadar çaba göstermediğini söyleyerek, yürüyüşü eleştiriyor. Bu çevreler, Balyoz ve Ergenekon davasında, aynı yürüyüşü başlatmayan CHP yönetiminin, FETÖ yargılamalarının başladığı bir sırada ve 15 Temmuz’un hemen öncesinde böyle siyaset izlemesinin yanlışlığına vurgu yapıyorlar. Kılıçdaroğlu’nun PKK’nın şehit ettiği insanların ailelerinden daha çok HDP siyasetinin sözcülüğünü yaptığını düşünüyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, bu yürüyüşle kendi liderliğini garanti altına almayı amaçlamıştı. Yaklaşan CHP Kongresine bu yürüyüşün etkisi ile güçlü girmek istiyordu. 2019 seçimleri için adaylığını güçlendirmeyi planlamıştı. Ancak, günün sonunda amaçladığının tam tersi bir durumla karşı karşıya kalabilir. FETÖ’nün amaçlarına hizmet eden bir yürüyüşün toplumun yüzde 48’lik kısmında yeterince etki etmediği görüldüğünde, Kılıçdaroğlu’na “her ne yapsan yap bir heyecan oluşturamadın” denilerek, CHP başka bir isimle yola devam etme kararı alınabilir. Yani Kılıçdaroğlu’nun son atımlık barutu da CHP içindeki liderliğinin sorgulanmasını engellemeyebilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.