Toplumun siyaset algısı nasıl şekilleniyor?

A -
A +
Mesleği gazeteci, akademisyen olan veya siyasetle az ya da çok ilgilenenler, bayramda siyasi tartışmalardan kaçmaya çalışsalar da bulundukları yerlerde, toplumun farklı kesimlerinden yoğun bir şekilde siyasi analizler dinlemişlerdir.
Özellikle büyük şehirlerden uzaklaşarak Anadolu’nun farklı ve küçük yerleşim yerlerine ziyarete gidenler, gündemdeki konularla ilgili toplumun algısını derinlemesine gözlemleme imkânı bulmuşlardır.
En azından ben, bayram süresince bu dediklerimi yoğun bir şekilde yaşadım.
Gittiğiniz yerdeki insanlar, sizin mesleğinizin siyasete temas eden yanını bildiklerinden, daha hâlinizi hatırınızı sormadan siyasetle ilgili şikâyetlerini sıralıyorlar. Herhangi bir meselenin doğrusunun ne olduğu konusunda ayrıntılı bir brifing veriyorlar. Siyasette beğendikleri ve beğenmedikleri hususların gerekçeleriyle birlikte ayrıntılı dökümünü yapıyorlar.
Gündemde ne varsa o konuda edecekleri epeyce itirazları var. Gündemi çok yakından takip ediyorlar. Hatta büyükşehirde yaşayanlardan çok daha fazla televizyon izledikleri bir vakıa. Tartışma programlarını izliyorlar. Siyasetçilerin konuşmalarını dinliyorlar. Kimin ne söylediğine ayrıntılı şekilde vâkıflar.
Kendi argümanlarını güçlendirmek için siyasetçilerden duyduklarını aynen tekrar ediyorlar.
Bulundukları yerin küçük bir sorununu doğal olarak siyasetin merkezine koyuyorlar. Birçok farklı konuyu, siyasetçilerin kendi yerleşim yerlerindeki soruna yaklaşımını örnek göstererek değerlendiriyorlar: “Falanca siyasetçi, imkânı olmasa bile sorunla ilgilendi, ama bu işi çözecek siyasetçiler söz verdiği hâlde sorunu çözmedi…”
Belediye hizmetleri, yerel siyasetçiler, parti teşkilatları ve o partinin yerelde öne çıkan aktörleri ile ilgili ayrıntılı bir analiz sunuyorlar.
Yereldeki bazı sorunlarla ilgili “yukarının bu konudan haberi yoktur, olsa böyle olmazdı” diyerek, sizin söz konusu sorunu gündeme getirmenizi bekliyorlar.
Siyasi yaklaşımlarında yerel bir siyasetçinin tavır ve davranışına yönelik “cezalandırma” motivasyonu önemli bir yer tutuyor. Buradaki cezalandırmadan kasıt, sırf kızdığı, beğenmediği kişi üzerinden kendi partisini bir sonraki seçimde oy vermeyerek cezalandırma isteği.
Kendi bölgesinde siyaset yapanlardan kimin samimi olup olmadığını iyi biliyorlar. Görüntü vermek için gelip bir fotoğraf çektirip gidenlerin farkındalar. Hatta birçoğu sosyal medyadan paylaşılan “görüntü siyasetçiliğini” eleştiriyorlar.
Fakat tüm değerlendirmeler, en sonunda ülkenin bekası, huzuru ve ekonominin iyi olmasına odaklanıyor. Hangi siyasetçinin bu konuda ne tür bir siyaset izlediğini, o siyasetçilerin sözlerinden örneklerle açıklamaya çalışıyorlar.
Doğal olarak, yerel gündemde de bu bayramın önemli konularından birini, CHP ve lideri Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı yürüyüş oluşturuyordu.
Yerelde insanlar, yürüyüşün niçin yapıldığı ve neye hizmet ettiğini sorguluyorlar. “Bunun ülkeye ne faydası olacak ki?” sorusunu sorduktan sonra, yürüyüşle ilgili endişelerini sıralıyorlar. Ortak endişe “yeni yeni düzlüğe çıkmaya başlayan ülkenin tekrar krizlerle yüzleşme tehlikesi.”
 “Terörün azaltıldığı, büyük şehirlerde bombalı patlamaların sonlandırıldığı, ekonomik iyileşmelerin başladığı ve FETÖ’yle mücadelenin kısmî başarıya ulaştığı bir dönemde, bu yürüyüşün ne anlamı vardı?” serzenişinde bulunuyorlar.
Yürüyüşün olumsuzlukları ile ilgili somut örnekler vermelerini istediğinizde de medyada dile getirilen hususları bir çırpıda sıralıyorlar.
Bu yürüyüşün FETÖ’ye yaradığını söylüyorlar.
Batılı devletlerin çok geçmeden bu yürüyüşü sahipleneceğini belirtiyorlar.
Bunun ekonomiye olumsuz etkisinin olacağını dile getiriyorlar.
Yürüyüşün bir karışıklığa mahal vereceği endişesini paylaşıyorlar.
Yereldeki tüm bu siyasal söylemleri gözlemlediğinizde, merkezî siyasetteki tartışmaların yerelde çok iyi takip edildiği ortaya çıkıyor. Fakat merkezdeki her türlü siyasi tartışmanın siyasal beklentileri gerçekliğin ötesine taşıyarak artırdığı da aşikâr.
Dolayısıyla siyasal eğilimlerin gerçeküstü beklentilerle şekillenmesiyle de yeni bir seçmen tipi ortaya çıkıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.