Bir yıl sonra 15 Temmuz I: Ne amaçlanmıştı?

A -
A +
15 Temmuz, genellikle “darbe girişimi” olarak nitelendirilse de bir “darbe planı” değildir. Her şeyden önce bir işgal girişimidir. Sadece ülkenin yönetimini ele geçirme hedeflenmemiştir.
Kırk yıldan fazla bir planlamanın neticesinde kurulan bir şer ittifakı ile FETÖ’nün sahiplerine, ülkenin teslim edilmesi amaçlanmıştır.
Bu anlamda 15 Temmuz, Osmanlı döneminden itibaren Türkiye’nin yüzleştiği darbe girişimlerinden farklıdır.
15 Temmuz’a sadece bir “darbe girişimi” olarak yaklaşılırsa, tehlikenin mahiyeti tam olarak anlaşılamaz.
FETÖ’cüler yöntem olarak, 27 Mayıs 1960’tan 12 Eylül 1980 darbesine kadar birçok eski darbenin mirasından yararlanmıştır. Bu anlamda, bir darbe girişimidir.
Toplumun en azından hepsi olmasa bile önemli bir bölümünün, darbeye rıza göstermesine yönelik bir yol haritasının oluşturulduğu, darbe girişimi sonrası daha da netleşti.
FETÖ, halkı darbeye hazırlamak için, Gezi Parkı eylemlerinden itibaren kimlik ve ideolojik gruplar arasında çatışmacı bir ortamın oluşturulmasına yönelik bir çok girişimde bulundu.
Uluslararası destek sağlanması için, AK Parti’nin “İslamcı bir ajandaya” sahip olduğu söylemi, uluslararası medyaya ve çevrelere pazarlandı.
Mevcut siyasi iktidara yönelik, toplumun desteğini azaltmak için “algı kampanyaları” düzenlendi.
Ortak bir düşman oluşturmak için, AK Parti karşıtı farklı ideolojik ve kimlik grupları üzerinde toplum mühendisliği yapıldı. Bu anlamda, siyasal farklılıkların aşırı siyasallaştırılması için sokak siyaseti devreye sokuldu.
Darbeye destek verecek yeni medya düzeni oluşturularak, yeni birçok gazete ve internet sitesi kuruldu. Yeni kurulan bu medya mecralarına farklı siyasi görüşteki akademisyenler, gazeteciler ve kanaat oluşturucular transfer edildi. Bu kişiler, ekonomik imkânlarla kendi propagandalarını yapacak kıvama getirildi.
Akademik kariyerini darbe karşıtlığı üzerinden yapan, bu konuda kitaplar yazan birçok kişi, 15 Temmuz öncesi FETÖ mecralarında darbe çığırtkanlığı yapmaya başladı. 
Daha önceden siyasal partilere kumpaslar kurularak, siyasi partiler dizayn edilmeye çalışıldı.
Tüm bu yöntem benzerliklerine rağmen 15 Temmuz, darbe formatında planlanmış bir işgal girişimidir.
Daha önceki darbelerden farklı olarak terör yöntemleri kullanarak ülke işgal edilmeye çalışıldı.
Masum insanların üzerine bombalar yağdırıldı. Tanklarla insanların üzerinden geçildi. Yine sokaktaki darbeye direnen insanlar gelişmiş silahlarla tarandı.
Bu anlamda, DEAŞ ya da PKK’nın masum insanları öldürmesi ile FETÖ’cülerin yaptıkları arasında hiç fark yoktu.
DEAŞ’ın sapkın din anlayışına dayanarak insanları diri diri yakması ile, FETÖ’cü bir subayın, FETÖ elebaşının emri ile insanların üzerine tank sürerek onların bedenlerini parçalanması arasında fark yoktur. Her ikisi de sapkın bir yolun yolcusu olarak, terörü meşru görmektedir.
Bundan önceki hiçbir darbede, ülkenin Millî Meclisi başta olmak üzere, stratejik kurumları, yine devletin uçakları kullanılarak bombalanmamıştır.
Bundan önceki darbelerde uluslararası destek aransa da, hiçbirinde 15 Temmuz’u planlayanlarda olduğu gibi ülkenin dış güçlere peşkeş çekilmesi amaçlanmamıştır.
Bundan önceki darbeciler, FETÖ’cüler gibi alçaklaşarak düşmanla doğrudan iş birliği yapmamışlardır.
Eski darbe planlayıcıları en azından ülke içindeki bazı vatansever gruplara ulaşarak, onların desteğini almayı önemserdi. Ama FETÖ’cüler darbeyi bir işgal girişimi olarak planladığı için dış güçlerin desteğini almayı birinci öncelik olarak görmüşlerdir. Dolayısıyla da, destek karşılığında, doğrudan darbe sonrası Türkiye’nin geleceğine yönelik, sahiplerine bazı sözler vermişlerdir.
Kısa ve net olarak tanımlamak gerekirse 15 Temmuz, darbe yöntemi kullanılarak gerçekleştirilen bir işgal girişimidir.
Bu hususları başlangıç noktası alarak, bundan sonra bir dizi yazıda 15 Temmuz’u ve sonrasını çeşitli açılardan ele almaya çalışacağım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.