15 Temmuz’un ikinci yılında FETÖ ile mücadele ve darbe davaları

A -
A +
Yarın 15 Temmuz FETÖ'cü hain darbe ve işgal girişiminin üzerinden 2 yıl geçmiş olacak... Bu iki yıl içinde devlet FETÖ ile mücadelede önemli sonuçlar elde etti. Devletin kurumlarının FETÖ'cülerden temizlenmesi ve arındırılmasında epey mesafe alındı. Ancak FETÖ ile mücadelede, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından oluşan kararlılığın bazı kurumlarda zamanla geri plana düştüğü biliniyor. Şu anda temizlik ve arındırmanın devam ettiği kurumlardan biri güvenlik bürokrasisi ve özellikle ordu. En son seçimden önce çıkarılan KHK’da Emniyet Genel Müdürlüğünden 8 bin 998 personel, Kara Kuvvetlerinden 3 bin 77, Deniz Kuvvetlerinden bin 126, Hava Kuvvetleri Komutanlığından bin 949, subay ve astsubay; Jandarma Genel Komutanlığından ise 649 subay, astsubay ile uzman çavuş ihraç edildi. Ordudan atılanlardan itirafçı olanların verdiği bilgilere bakıldığında 15 Temmuz darbe girişiminin ardından da FETÖ’nün Türkiye içindeki hücreleri ile irtibatını her anlamda devam ettirmeye çalıştığı anlaşılıyor. Yine itiraflardan, hâlâ bazı kurumlardaki hücreleri üzerinden mücadeleyi aksatacak ya da manipüle edebilecek elemanlarının olduğu ortaya çıkıyor. Örneğin, 15 Temmuz darbe girişiminin kilit ismi ve FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı Adil Öksüz’ün yakalanması için oluşturulan özel ekibin başında bulunan şube müdürü ve birlikte görev yaptığı komiser daha geçen ayın sonunda tutuklandı. Bu kişilerin Adil Öksüz’ün yakalanmasını engellemek için aramayı farklı mahallere yönlendirdiği yeni ortaya çıktı. Bunun gibi FETÖ ile mücadeleyi akamete uğratıcı ve FETÖ’nün hâlâ devlet içinde varlığını devam ettirmesine yardım edenlerle ilgili, ileride benzer hadiseler ortaya çıkarsa şaşmamak gerek. FETÖ ile ilgili davalar ve fiilî darbe davalarının birçoğu sonuçlandı. Özellikle fiilî darbe davalarının bu yılın sonuna kadar en azından ilk derece mahkeme süreçlerinin sonuçlanması bekleniyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün haziran ayı içinde açıkladığı rakamlara bakıldığında, davaların yüzde 70’inin ilk derece mahkeme süreçleri sonuçlanmıştı. Yine aynı açıklamada, darbe davalarında 287 dosyanın 171’inde karar verildiği, 116 davanın ise devam ettiği belirtilmişti. Sonuçlanan davalarda 2 bin 140 mahkûmiyet, bin 478 beraat, 622 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 887 sanığa müebbet ve 631 sanığa ise 1 yıl 2 ay ile 20 yıl arasında değişen sürelerde hapis cezası verildiği de açıklanmıştı. Bu rakamlara bir yenisi daha eklendi. En son geçen perşembe günü darbe davalarının en önemlilerinden biri olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davası sonuçlandı. 15 Temmuz darbesinin girişimini gerçekleştiren FETÖ’cüler ilk köprü trafiğini kapatarak işe başlamışlardı. Köprüde o gece hain darbecilere karşı kahramanca direnen Erol Olçok ve 16 yaşındaki oğlu Abdullah başta olmak üzere 34 insanımız şehit olmuştu. Köprüde, FETÖ’cülerin insanlarımızın üzerine o gece nasıl kalleşçe ateş açtıkları hafızalarımızda tüm görüntüleri ile yer almasına rağmen, bu davadan vicdanları yaralayan, haklı olarak şehit ve gazi yakınlarını isyan ettiren bir sonuç ortaya çıktı. Söz konusu davada, 133’ü tutuklu, 143 asker yargılanıyordu. Mahkeme heyeti, 72 sanığı ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. 22 sanığa 17 yıl yedişer ay, 5 sanığa aynı suçtan 15 yıl hapis cezası verdi. Ama maalesef, mahkeme biri asteğmen 43’ü er toplam 44 sanığı, tüm suçlardan beraat ettirdi. İşte dava sonucunun, şehit yakınları başta olmak üzere insanlarımızı isyan ettiren kısmı; özellikle beraat eden bu 44 kişi ile ilgili. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu 44 kişiden 39’u hakkında taleplerine aykırı olarak verilen beraat kararlarının temyiz edilerek Bölge Adliye Mahkemesinden beraat eden sanıklar yönünden kararın bozulmasını istedi. Çünkü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı esas hakkındaki mütalaasında; darbe girişiminin başladığı saatlerde durumu anlayarak silahlarını bırakan tank personeli sadece 5 sanık için beraat istemişti. Kararın ardından beraat edenler, şehit ve gazi ailelerinin yüzüne bakarak büyük bir nümayişle Harbiye Marşını söylediler. Yargılama sürecinde ceza alanlar dâhil hiçbir şeyi hatırlamadıkları yalanını söylediler. Hiçbiri 34 insanımızı kimin şehit ettiği ile ilgili tanıklıkta bulunmadı. Yine bu FETÖ'cü teröristlerden hiçbiri, diğer darbe davalarında olduğu gibi, suçunu itiraf etmedi. Yaptıklarından en ufak bir pişmanlık belirtisi göstermedi. Aksine şehit ve gazi yakınlarına karşı küfürler de dâhil alçakça davranışlar sergilediler. Darbenin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen hâlâ FETÖ ile mücadelede katedilmesi gereken epeyce bir yol var. 24 Haziran seçimlerinin kazananlarına bakıldığında milletin FETÖ ile mücadeleyi önemsediği net olarak ortaya çıkıyor. Yeni dönemde de hükûmetin en önemli önceliğinin FETÖ ile her anlamda mücadele olduğu da aşikâr...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.