Siyasette değişimi yönetmek -I-

A -
A +
AK Parti 6. Olağan Kongresini heyecanlı bir atmosferde, tartışmadan, kavgadan, parti içi çekişmelerden uzak bir programla gerçekleştirdi. Kongre ile birlikte Merkez Karar Yönetim ve Merkez Yürütme Kurullarında yeni dönemde kimlerin olacağı da belli oldu. Partinin 50 kişilik Merkez Karar Yönetim Kurulunda 29 yeni isim görev aldı. Yani değişim yüzde 60’a yakın. Türkiye 9 Temmuz itibariyle tamamen yeni bir yönetim sistemine geçti. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine geçmek, sadece yönetimde parlamenter sistemin bırakılması ve devletin bu yeni yönetim sistemine göre yeniden yapılandırılması anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, bu yeni sisteme göre siyasal partilerin de dönüşmesi zorunluluğu ortaya çıkıyor. İktidarda olan AK Parti için ise bu dönüşüm, muhalefet partilerinden daha fazla bir çabayı ve değişimi gerektirmekte.Türkiye’nin mevcut siyasi kültüründe seçmenler, bakanlar, Parti Genel Başkan Yardımcıları ya da Meclis Grup Başkanvekillikleri gibi önemli pozisyonların seçim çevrelerine göre dağılımını önemsiyor. Özellikle parti çalışmalarına katılımda, gönüllü görevlerde ya da aidiyetinin devamlılığında bu tip dağılımlara dikkat ediyor. Ancak yeni yönetim sisteminin bir özelliği olarak, bakanlar genellikle özel sektörden ya da bürokrasiden gelenlerden oluştuğu için bundan sonra bakan dağılımında seçmen beklentilerine göre bu coğrafi dinamikler karşılanamayacak. Kaldı ki bakanların çoğu siyasetin içinden gelmediği için eski dönemle karşılaştırıldığında seçmenle doğrudan iletişim kanalları sınırlı. Bu açıdan bakıldığında iktidardaki parti, siyasal kültürün yerleşmiş beklentileri dönüşünceye kadar seçmen beklentilerini yönetmek zorundadır. Yine yeni yönetim sisteminin bir gereği olarak, yasama ve yürütme organlarının birbirinden daha katı bir şekilde ayrı olması gerekiyor. Bunun bir yansıması olarak, AK Parti’nin MYK’sında yürütmenin üyelerine yer verilmediği anlaşılıyor. Kongrede AK Parti tüzüğünde yapılan değişikliklerden biri de zaten bu konu ile ilgiliydi: “Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeliği ile Cumhurbaşkanı Yardımcılığı veya Bakanlık görevi aynı kişide  birleşemez. Bu görevlerden birine atanan MYK üyesinin üyeliği, atama kararının  Resmî Gazete’de yayımlandığı gün kendiliğinden sona erer.” Yeni sistemde bakanlar, TBMM dışından atandığı için milletvekilleri ve dolayısıyla parti grubu ile arasındaki mesafe açılabilecektir. Dolayısıyla vatandaşların kendi seçim bölgeleri ya da genel taleplerinin ve beklentilerinin yürütmeye iletilmesi eski döneme göre zayıflayacaktır. Bu eksikliğin giderilmesinde parti yönetimleri artık daha önemli ve merkezî hâle gelmiştir. Ayrıca, yeni sistemde politika önerilerinin ve önceliklerinin belirlenmesinde de, yürütmenin yeni yapısından dolayı, parti yönetimleri daha önemli bir fonksiyon üstlenmeleri gerekmektedir. Erdoğan’ın, değişimi gerçekleştirirken bu hususları dikkate aldığı anlaşılıyor. Yeni parti yönetiminde ağırlıklı olarak eski bakanlara görev verilmiş. Siyasi partiler, değişimi gerçekleştirirken elit dönüşümü ve siyasi seçkinlerin yönetimi meselesini de önemsemek zorundadırlar. Elit dönüşümü ve siyasi seçkinlerinin yer değiştirme süreçlerini iyi yönetemeyen partiler, parti içi mikro iktidar mücadelesi ve hizipleşmelerle karşı karşıya kalmaktadır. Bugüne kadar Erdoğan’ın, siyasette değişimi ve dönüşümü gerçekleştirirken bu süreçleri başarı ile yönettiği bilinmektedir. Sonuç olarak, AK Parti’de görev değişikliklerine ve yeni yönetime gelen isimlere bir de bu açılardan bakmak gerekmektedir. Siyasette değişim ve bu değişimi yönetebilme konusunun farklı bir boyutunu bir sonraki yazıda ele alacağım... ..... Not: Tüm okuyucularımızın Kurban Bayramını tebrik eder, milletimiz ve İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını dilerim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.