CHP’de İnce’ye karşı genel başkan arayışı

A -
A +
“Seçimlerden 66 gün sonra seçim sonuçlarını değerlendirmek amacıyla Parti Meclisi toplantısı yapıldı. Bu toplantıya cumhurbaşkanı adayını davet etmemek sorun, toplantıda yalan söylemek ayrı bir sorun.” Bu sözler, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye ait. Sözlerinin muhatabı ve “yalancılıkla” suçladığı kişi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. Seçimlerin ardından iki aylık süreçte CHP’de genel başkanlık tartışması devam etmiş ve değişim isteyen İnce’nin ekibinin, kurultay için yeterli delege imzasını toplayamadığı açıklanmıştı. Yeniden imza toplama tartışmaları yapılsa da, CHP’de yeni başkan arayışı yerel seçim sonrasına bırakılmıştı. CHP’de tartışma yerel seçimlere kadar ve seçim sonrasında da bitmeyecek.  24 Haziran seçimleri sürecinde ve hatta öncesinde parti içinde hangi tartışmaların yaşandığına ilişkin bilinmeyenler de açığa çıkacak. Taraflar birbirini suçladıkça parti içi tartışmalar ortalığa saçılacak. Bunun ipuçları bu son parti meclisi toplantısında Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu parti meclisi toplantısında İnce’nin parti genel başkanlığı mücadelesi ile ilgili şunları söylemiş: “Ben sonsuza kadar genel başkan olmayacağım. İlla ki bırakacağım. Bir yerde bırakacağım. 24 Haziran seçimlerinden sonra da bırakmayı düşünüyordum. Sayın İnce’yi, benden sonra genel başkan olması için aday gösterdim. Aklımızda bu vardı. Ancak sonrasında yapılanlar maalesef güven verecek şeyler değil, bana güven vermedi. Süreç çok farklı bir noktaya gitti.” İnce’nin sosyal medyadan paylaştığı “bu toplantı… Cumhurbaşkanı adayı hakkında yalan konuşmak için düzenlenmişse vah partimizin ve ülkemizin hâline!” şeklindeki açıklaması Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri ile ilgili. İnce’nin yine sosyal medyadan verdiği cevaba bakıldığında sanki seçim sonrası beraberce yenen yemek ve sonrasında yapılan açıklamaların neticesinde kendisine karşı bir “güvensizliğin” oluştuğu algısı verilmeye çalışılıyor. Çünkü İnce “yemekte konuşulanları basına söylemekle suçluyorsunuz… Konuşulanları niye açıklamışım? Ne açıklayacaktım menüyü mü?” diyerek dikkatleri yemeğe çekiyor. Ama CHP içinde ve çevresinde yapılan tartışmalara bakıldığında Kılıçdaroğlu’nun bu son açıklamasında, İnce’ye yönelik dile getirdiği “güvensizlik” söyleminin çok daha derin ve farklı konularda olabileceği anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu’nun yerel seçim sonrasında genel başkanlığı bırakacağını CHP ile ilgili daha önceki yazılarda da belirtmiştim. Kılıçdaroğlu’nun yerine İnce’nin dışında farklı bir genel başkan arayışının devam ettiğini de ayrıca yazmıştım. Bu son parti meclisi toplantısında hem Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından hem de toplantıda yapılan tartışmalardan bu arayış netleşmiş oldu. CHP’de parti içinde yaşanan tartışma sadece genel başkan değişimi ile ilgili değil. Aynı zamanda uzun süredir CHP’nin “ideolojik-politik eksenin” ne olması gerektiği ile ilgili de bir tartışma yürüyor. Parti içindeki sosyalist blok HDP siyasetine paralel, sert ve radikal bir muhalefetten yana. Bu grup aynı zamanda parti içinde sesi gür çıkanları oluşturuyor. Sosyalist medyada da epeyce bir destekçisi var. Seçimler öncesi, boykot dâhil bir “kopuş siyaseti”nden bahsediyorlardı. Seçimlerin ardından da seçimlerin sonucunun kabul edilmemesini ve sokak siyasetine başvurulmasını savundular. Kılıçdaroğlu’nun bu son toplantıda “Neymiş, küskünler seçimi boykot edecekmiş. Boykot etmek demek, AK Parti’ye oy vermek demektir. Böyle düşünenler boykot edeceğine gitsin, doğrudan AK Parti’ye oy versin” dediği gruplar bu sosyalist bloktaki partililer. Parti içinde İlhan Cihaner ve Selin Sayek Böke bu grubun öne çıkanlarından. CHP’de son yaşananların anlamı şu: CHP, yerel seçimlere de parti içi tartışmalarla gidecek. Seçim sonrasında ise İnce’ye karşı Kılıçdaroğlu dışında bir aday genel başkanlık için yarışacak.  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.