CHP neden kaybetmeye devam eder?

A -
A +
Bu soruya, CHP’liler kendileri de uzun süre cevap aradılar. Geçmiş dönemde Antalya’da CHP’nin yerel seçim kampanyasını yürütmüş bir reklamcı, “AKP neden kazanır CHP neden kaybeder?” diye bunun kitabını bile yazdı.
Aslında bu sorunun cevabını kendileri de çok net biliyorlar. Ama iş siyaset üretmeye gelince bocalıyorlar. Her seçim kampanyasına başlarken “bu sefer farklı olacağız” diyorlar. Ama söylediklerine kendileri de inanmıyorlar. Her seçim döneminde aynı hataları tekrar ediyorlar.
“CHP neden kaybeder” sorusu için çok derin siyasi ve toplumsal analizler yapmaya bile gerek yok. Son bir aylık dönemdeki çelişkilerine bakmak bile yeterince açıklayıcı…
Seçime tam üç ay var. CHP’liler “bu seçimde toplumun her kesimine ulaşacağız” diye söze başlıyorlar. Ama konuşmayı, AK Parti seçmenine hakaret ederek bitiriyorlar.
İstanbul gibi büyük bir metropole belediye başkanı gösteriyorlar. Gösterdikleri belediye başkanı herkesle uzlaşma söylemi adı altında, geçmişte İstanbul’da AK Parti’den belediye başkanlığı yapmış Kadir Topbaş’ın kapısını çalıyor. “Sizden öğreneceklerim var” diyor. “Siz İstanbul’a değer kattınız” diyor. Ama CHP yönetimi, daha ziyaret tamamlanmadan aynı kişiye hakaret ediyor. “Bizim onlardan öğrenecek bir şeyimiz yok” diyor.
Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ziyaret etmek için randevu ister. Randevu isteğine Erdoğan hızlı bir şekilde olumlu cevap verir.
Ama CHP lideri ve yönetimi, Erdoğan’a “bizim cumhurbaşkanımız değilsin” diye kampanya başlatır. Geçmişte darbe destekçilerinin siyasal mirası olan “meşruiyet tartışması”nı yeniden devreye sokar. Seçim sonrasına, seçimi niçin kaybettiklerinin gerekçesi için şimdiden yığınak yapar.
CHP’nin belediye başkan adayı olan Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da yüzde 51 ile seçimleri kazanacağını söyler. Ama aynı gün CHP’liler seçimleri yüzde 52 ile kazanan Erdoğan’ın aldığı oyların “meşruluğunu” tartışır.
15 Temmuz’da FETÖ’cü darbe girişimine direnmiş, ordunun FETÖ’cülerden arındırılmasında büyük çabalar harcamış, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı Harekâtı’nda ordunun komutanlığını yapmış Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’a, Meclis kürsüsünden kendilerince hakaret etmeye çalışırlar.
Ama Hulusi Akar’a söylediklerinin yarısını bile FETÖ’cü hainlere ve PKK yandaşlarına söylemezler.
Yine Hulusi Akar’ı, Türkiye’de farklı toplum kesimlerinin büyük saygı duyduğu “Kudüs Şairi” olarak bilinen yazar ve şair Nuri Pakdil’i ziyaret etti diye eleştirirler.
Ama Akar’ı TBMM’de eleştirdikleri tarihin bir hafta öncesinde, kendi liderleri PKK ve YPG’yi Alman meclisinde savunan, Alman kamuoyunu Türkiye’ye karşı kışkırtan hatta NATO’yu Türkiye’ye müdahaleye çağıran Alman Sosyal Demokrat milletvekili Sevim Dağdelen’le görüşmesini sorun etmezler.
Seçimlerde, Cumhur İttifakı karşıtlığında herkesle görüşebileceklerini söylerler. “Güç birliği”nden bahsederler. HDP ile arka kapı görüşmeleri yaparlar. Ama İyi Parti ile de ittifak yaptıkları için bunu çıkıp açıkça deklare edemezler. İstanbul’da farklı Ankara’da farklı bir söylemin, seçmen tarafından fark edilmeyeceğini düşünürler...
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
CHP bir önceki seçimde nasıl bir taktik ve strateji izlediyse bu seçimde de aynısını yapıyor. Geçen seçimde Muharrem İnce’nin “apolet sökme” söylemi ile CHP’li milletvekillerinin Hulusi Akar’a yönelik sözlerinin arasında hiçbir fark yok.
Ülkenin millî meselelerinde sırf hükûmete karşıtlık için başkalarının politik hedeflerine uyumlu sözler sarf etmek ve hükûmeti batılılara şikâyet etmek bir muhalefet partisine oy getirmez. Ya da 14 seçimi kazanmış, en son seçimde 26 milyonun üzerinde oy almış bir Cumhurbaşkanına “meşru değilsin” demek CHP’ye seçim kazandırmaz.
Bu tip sert söylemler, olsa olsa katı ideolojik tabanını hükûmete karşı biraz daha öfkelendirir. Onları bu sözler, belirli bir süre teskin eder. Taban bu tip söylemlerle, Kılıçdaroğlu eleştirilerini bir müddet erteler.
Ama CHP’nin bu siyaset tarzı, AK Parti tabanının daha da konsolide olmasından başka bir işe yaramaz. Bunu, bir kez değil, çok kez tecrübe ettik...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.