15 Temmuz’u hâlâ anlamayanlar...

A -
A +
15 Temmuz FETÖ’cü darbe ve işgal girişiminin üzerinden 3 yıl geçti.
Darbe girişimi ile ilgili gerçekliklerin büyük kısmı ayan beyan ortaya çıktı.
FETÖ’cülerin, 40 yıldan fazla bir sürede, devletin askeriye, mülkiye ve yargı gibi kritik kurumlarına nasıl sızdığı birçok yönüyle aydınlatıldı.
Geçmişte FETÖ içinde bulunanlar ve 15 Temmuz’dan sonra itirafçı olan bazı FETÖ’cüler itiraflarında; sınav sorularını nasıl çaldıklarını, rakiplerine nasıl kumpas kurduklarını “dinî cemaat” görüntüsü altında nasıl bir sapkınlık içinde olduklarını anlattılar.
Devlet; birçok yönü ile FETÖ’nün casusluk faaliyetlerini, başka ülkeler adına Türkiye’de yaptıkları operasyonları ve Türkiye içinde siyasi partilere, siyasetçilere, gazetecilere, bürokratlara ve devletin kurumlarına karşı kumpaslarını deşifre etti.
Örgütün hücresel yapılanmalarını ortaya çıkararak devlet ve millet için nasıl bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne serdi.
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine nasıl hazırlandığı, darbe planını nasıl oluşturduğu, darbe girişiminde başarılı olması hâlinde nasıl bir Türkiye’yi hedeflediği farklı yönleri ile ortaya çıkarıldı.
Daha önce farklı yazılarda da belirtmiştim. Kısaca hatırlayalım.
FETÖ, halkın en azından bir kısmını darbeye hazırlamak için, Gezi Parkı şiddet eylemlerinden itibaren kimlik ve ideolojik gruplar arasında çatışmacı bir ortamın oluşturulmasına yönelik birçok girişimde bulundu.
Uluslararası destek sağlamak için, AK Parti’nin “İslamcı bir ajandaya” sahip olduğu söylemi ve tezini, uluslararası medyaya ve çevrelere pazarladı.
Mevcut siyasi iktidara yönelik, toplumun desteğini azaltmak için “algı kampanyaları” düzenledi.
Siyasal partilere, parti liderlerine  kumpaslar kurularak, siyasi partileri dizayn etmeye çalıştı.
Ortak bir düşman oluşturmak için, AK Parti karşıtı farklı ideolojik ve kimlik grupları üzerinde toplum mühendisliği yaptı. Bu anlamda, siyasal farklılıkların aşırı siyasallaştırılması için sokak siyasetinin devreye girmesi için devletin içindeki ve medyadaki uzantılarını kullandı.
Darbeye destek verecek yeni medya mecraları oluşturarak, yeni birçok gazete ve internet sitesi kurdu ve hükûmet karşıtı farklı kesimlere kurdurdu. Yeni kurulan bu medya mecralarına farklı siyasi görüşteki akademisyenler, gazeteciler ve kanaat oluşturucular transfer edildi. Bu kişiler, ekonomik imkânlarla kendi propagandalarını yapacak kıvama getirildi.
Akademik kariyerini darbe karşıtlığı üzerinden yapan, bu konuda kitaplar yazan birçok kişi, 15 Temmuz öncesi FETÖ mecralarında darbe çığırtkanlığı yapmaya başladı. 
FETÖ ülke içinde ve dışında farklı odaklarla birlikte, MİT tırları ihanetinde ve 17-25 Aralık yargı darbesi girişiminde devletin kurumlarını çökertmeye çalıştı. Hükûmeti uluslararası mecralarda zor duruma düşürmek için kumpaslar hazırladı.
Ekonomiyi zayıflatmak için, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını harekete geçirerek ülkenin kredi notunun düşürülmesi için uğraştı.
Türkiye’nin diplomatik olarak izole olması için çaba sarf etti. Medya üzerinden psikolojik harbi yükseltti.
FETÖ, 15 Temmuz’da terör yöntemlerini kullanarak ve örtülü bir işgal girişimine kalkışarak; ülkenin Millî Meclisini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni, Emniyet'ini, Genelkurmay'ını ve halkını bombaladı. 251 insanımızı şehit etti. 2 bin 193 insanımızın yaralanmasına yol açtı.
Ama tüm bunlara rağmen…
Türkiye’nin ikinci büyük partisi CHP ve onun lideri 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” diyebildi. Söz konusu darbe ve işgal girişimini, FETÖ elebaşı ve FETÖ’cülerin söylemleri ile tanımlayabildi. Hâlâ bu konudaki ısrarından vazgeçip geçmediği bilinmiyor.
Üzerinden üç yıl geçmesine rağmen…
Bazı çevreler hâlâ, şehitlerimizin ve gazilerimizin haklarını arayacak yerde, FETÖ ve FETÖ’cülerin yargılanmasına kafayı takmış durumda.
15 Temmuz zafer ve destanını hâlâ sahiplenemiyor. “Ama”lı, “fakat”lı cümleler kurabiliyor.
Kırk dereden su getirerek 15 Temmuz’un önemini kendilerince azaltmaya çalışıyor.
Azınlıkta kalan bu çevrelere rağmen…
Ne mutlu ki, toplumun büyük çoğunluğu 15 Temmuz’un önemini biliyor. 
Her yıl 15 Temmuz’un yıl dönümünde tekrar meydanlara çıkıyor. Şehitlerini anıyor. Gazilerine sahip çıkıyor. FETÖ’ye bir kez daha lanet okuyor. Yani 15 Temmuz ruhunu devam ettiriyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.