Ülkenin iç ve dış siyaseti ile ilgili mesajlar

A -
A +
Parlamenter sistemde hükûmet, kanun tasarılarının kanunlaştırma süreçlerinde Meclis’in içindeydi. Ayrıca komisyonlarda yürütmenin ağırlığı söz konusuydu.
Yeni sistemde yürütme organı, bütçe kanunu haricinde yasa tasarısı önerisinde bulunamıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nde yürütme, yasama organına doğrudan kanun teklifi sunamayacağından, etkin bir yürütme için ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemeleri dolaylı olarak Meclis gündemine getirir.
Bunun yollarından biri, anayasal olarak düzenlenen cumhurbaşkanının  “mesaj verme yetkisi”dir. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişte anayasanın 104. Maddesi’nde “Cumhurbaşkanı… Ülkenin iç ve dış siyaseti hakkında Meclis’e mesaj verir” şeklinde düzenlenmiştir.
Kuşkusuz mevcut durumda, Cumhurbaşkanı’nın kendi partisi çoğunlukta olduğu için, ihtiyaç duyduğu yasaların Meclis gündemine getirilmesi kolaydır. Yürütmenin, Cumhur İttifakı üzerinden yasamanın çoğunluğunun desteğine sahip olması da yasaların, Meclis’ten geçmesini kolaylaştırmaktadır.
Ancak bir siyasal sistemde yürütme her zaman yasama desteği bakımından çoğunluğa sahip olmayabilir. Kaldı ki, şu anda AK Parti tek başına Melis’te yasama çoğunluğuna sahip değildir.
Cumhur İttifakı olarak MHP’nin desteğini alamadığı bir durumda, ihtiyaç duyduğu yasaları Meclis’ten geçiremeyebilir.
Müzakere ederek, bazı düzenlemelerde diğer partilerin desteğini alabilir. Ancak ittifak içi uzlaşmanın sağlanamadığı hususlar çoğalırsa, ittifakın geleceği bu durumdan zarar göreceği için, ittifaklı yönetimlerde partiler bunu pek tercih etmezler.
Cumhurbaşkanlığı sisteminin birinci yılını henüz tamamladığımız için, hâlâ parlamenter sistemin mantığı üzerinden yasama ve yürütme ilişkilerini değerlendirenler çoğunlukta.
Yasamanın öneminin azaldığını belirtenler, şu an AK Parti’nin, Meclis’te ikinci bir partinin desteği olmadan yasa yapamayacağını görmek istemiyorlar.
Cumhurbaşkanı’nın “kararname” ile ülkeyi yönettiğini söyleyenler, Meclis’te yürütmenin çoğunluk desteğine sahip olmaması durumunda, yasama organının söz konusu kararnameleri geçersiz hâle getirebileceğini görmezden geliyorlar.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Meclis’e mesaj verir” yetkisinin bir gereği olarak, Meclis açılış konuşmasında, yasama organına yeni dönemle ilgili ülkenin iç ve dış meseleleri hakkında önemli mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında iç politikadan dış politikaya, ekonomiden eğitime kadar birçok başlığa değindi. Bu konular zaten medyada genişçe yer aldığı için tekrar etmeye gerek yok.
Tek tek konu başlıklarının ötesinde, konuşmanın öne çıkan teması ve genel çerçevesi, “Türkiye ittifakı” söyleminin içini dolduran ve bu çağrıyı güçlendiren bir mahiyette olmasıydı.
Erdoğan’ın konuşmasındaki “Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyan tüm kesimleri, millî meselelerde aynı ortak paydada buluşmaya davet ediyoruz. Bu hissiyatla hareket eden herkesle ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın tüm meselelerini konuşmaya, görüşmeye, birlikte hareket etmeye hazırız” cümleleri bunun en bariz göstergesiydi.  
Erdoğan’ın konuşmasında muhalefete yönelik sert eleştiriler yoktu. Ancak bazı konularda açıkça uyarılar vardı.
“Önce milletim, önce memleketim’ demeyen kimsenin bu kutlu kurumun çatısı altında yer almaya hakkı olmadığını düşünüyorum” cümlesinin muhatabı, terörle arasına mesafe koymayan HDP’lilerdi.
“Ekonomik olmaktan ziyade siyasi kriterlerle perde gerisinden ülkeleri yönetmeye kalkan IMF defterini, tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013’te kapattık” sözleri, son dönemde hem IMF yetkilileri ile gizlice görüşen, hem de hükûmeti “IMF’le tekrar masaya oturacak” şeklinde itham eden CHP’ye yönelikti.
Erken seçim tartışmalarını alttan alta başlatan muhalefetin tümüne ise “önümüzdeki seçimsiz 4 yılı en iyi şekilde değerlendireceğiz” diyerek, seçimin zamanında yapılacağını bir kez daha vurguladı.
TBMM’nin yeni yasama döneminde Erdoğan’ın konuşmasını aynı zamanda yeni siyasal sistemin bir gereği olarak “yasama organına mesaj verme” görevi üzerinden de değerlendirmek gerekir. Bu anlamda geçmiş dönemdeki cumhurbaşkanlarının TBMM açılış konuşmaları ile mahiyet açısından farklılık arz ettiğini göz önünde tutmak gerekir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.