CHP yine şaşırtmadı

A -
A +
Türkiye, Barış Pınarı Harekâtı ile beklenenden çok daha hızlı ve başarılı sonuçlar elde etti.
Terör örgütü PYD/YPG büyük kayıplar verdi. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Millî Ordusunun koordineli ve etkin operasyonu karşısında bir varlık gösteremedi. ABD’nin, terör devleti ve koridoru projesi suya düştü.
Küresel ve bölgesel aktörler Türkiye’nin bu kadar hızlı ve başarılı sonuç alacağını beklemedikleri için şaşkına uğradılar.
ABD yönetimi; uzun süredir iş tuttukları, yatırım yaptıkları ve birlikte gelecek planları kurdukları terör örgütü büyük kayıplar verince afalladı, panikledi. Ne söyleyeceğini, nasıl tavır alacağını ve terör örgütünü ne şekilde koruyacağını bilemedi.
Bu süreçte, kendilerinin de terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK’ya yardım yaptıklarını açıkça itiraf ettiler. Türkiye ekonomisini batırmak için operasyon çektiklerini açık açık söylemekten geri durmadılar. Çeşitli başlıklarda Türkiye’ye yaptırım uygulamak için arka arkaya açıklamalar yaptılar, kararlar aldılar. Tehdit üstüne tehdit yağdırdılar.
Tüm tehditlere rağmen, Erdoğan geri adım atmayınca ve harekât emrini verince; Trump, yardımcısı dâhil, bir kabine genişliğinde üst düzey ekibini Ankara’ya gönderdi.
Varılan mutabakat çerçevesinde ABD, Türkiye’nin güvenli bölge sınırlarını kabul etmek zorunda kaldı. Güvenli bölgeden kendi askerlerini çektiği gibi, uzun süredir yatırım yaptığı terör örgütünü de güvenli bölgeden çıkarma garantisi verdi. Kontrolün Türkiye tarafından yapılacağını kabul etti.
Trump’ı destekleyen ya da ona muhalif politikacılar, medya ve elitler Türkiye’nin mutabakattan kazançlı çıktığını söylediler. ABD Başkanı’na ağır suçlamalar yönelttiler.
Türkiye’nin başarılı olduğu görülünce, AB ülkeleri de eleştirilerini yutmaya başladılar. Erdoğan’la görüşmek için İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ı aracı tayin ederek randevu talep ettiler.
ABD ile mutabakatın ardından Erdoğan, Putin ile masaya oturdu. Altı buçuk saat süren müzakerenin ardından, Suriye’nin geleceği için tarihî bir mutabakata varıldı. Türkiye’nin sınırlarından terörün uzaklaştırılması konusunda, Putin garanti verdi. Barış Pınarı Harekâtı’nda ortaya çıkan mevcut fiilî durumu Rusya kabul etti. Yine Putin, tüm Türkiye-Suriye sınır hattında PYD’nin 32 kilometre derinliğin dışına çıkarılacağını taahhüt etti.
Tüm bunlar olurken, CHP ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yine şaşırtmadı.
Fırat Kalkanı Harekâtı hazırlıkları başladığında Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Cerablus’ta bataklığa sürükleneceğini söyleyerek, hükûmeti “sağduyuya” davet etmişti.
Zeytin Dalı Harekâtı başlayınca, Türkiye’nin “Afrin’in merkezine girmemesi” gerektiğini söylemişti.
Barış Pınarı Harekâtı için sınır ötesi tezkereye ise “içimiz yana yana evet diyeceğiz” dedi.
Operasyon başlayınca, daha önceki harekâtlarda gösterdiği tutumu değiştirecek gibi oldu. Harekâtı desteklediklerini açıkladı.
Ama ne olduysa çok geçmeden, CHP ve lideri harekâtın aleyhine olacak, Türkiye’nin uluslararası alanda elini zayıflatacak ve cephedeki ordunun moralini ve motivasyonunu azaltacak açıklamalar yapmaya başladı.
Suriye Millî Ordusunu terör örgütleri ile bir tuttu. Türkiye’nin teröre destek verdiğini iddia etti.
İşte en son, hükûmet Soçi’de Rusya ile müzakere hâlindeyken, CHP grup toplantısında Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin pozisyonunu zayıflatmak ve müzakerelere zarar vermek için her yolu denedi. Türkiye’nin teröre destek verdiğini bir kez daha söyledi.
Cevabı Barış Pınarı Harekâtı ile verilen, Trump’ın mektubunu Meclis kürsüsünden okudu.
Tüm bunları söylerken, daha önceki konuşmalarında da değinmediği YPG/PYD terör örgütünden yine bahsetmedi. Güvenli bölgenin gerekliliğine, Türkiye’nin meşru operasyonuna yönelik bir kelime bile söylemedi.
Türkiye’nin uluslararası çevrelerde, güvenli bölge ile ilgili elini güçlendirecek tek bir olumlu cümle kurmadı. Aksine devletin elini zayıflatacak iddiaları arkaya arkaya sıraladı.
Kuşkusuz muhalefet partileri iktidarları eleştirir. Ama dış politika gibi ülkenin bekasını ilgilendiren konularda kendi ülkesinin altını oyacak politikalar yürütmez.
Harekât, Erdoğan ve hükûmete yarayacak endişesi ile ülkesinin haklılığını zayıflatacak sözler söylemez. Bir muhalefet partisinin böyle davranması gerektiğini en iyi CHP’lilerin bilmesi gerekir.
Eğer hâlâ Mustafa Kemal’in kurduğu partinin devamı olduklarını iddia ediyorlarsa tabii…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.