Benimsenen siyaset tarzı CHP’nin kendisini vurdu

A -
A +
Uzun süredir sınırları çok geniş bir yankı odasında yaşıyorlardı.
“Ne yaparsak tutuyor, sonuç alıyoruz” diye düşünüyorlardı.
Kurmaca siyasetin tüm imkânlarından yararlanıyorlardı.
Siyaset mühendisliğine abanmışlardı. Post truth (hakikatin eğilip bükülerek yok edilmesi) söylemler üzerinden siyaset üretiminin her türlü alıcısının olduğuna inanmışlardı.
İktidara karşı içeride ürettikleri kullanışlı malzemenin uluslararası çevrelerde alıcısı vardı. Uluslararası çevrelerin Türkiye’ye yönelik manipülasyonlarını havada kapıp yeniden kullanışlı hâle getirerek iktidara karşı kullanma konforuna alışmışlardı.
Sosyal medyalar üzerinden, kendilerine yakın medya araçlarından ve iktidar karşıtı tüm çevrelerden yararlanarak topyekûn bir hamle ile siyasi bir ivme yakaladıklarını görüyorlardı.
Sosyal medyada adı sanı belli olmayan trollerin bile yalanlarını ve kurgularını sanki bir hakikatmiş gibi genelleştirerek, Erdoğan ve iktidar çevrelerine karşı kullanma kolaycılığına kaçabiliyorlardı.
Parti başkanı ve yöneticilerinin, birbiri ile çelişen, doğru olamayan, yalan yanlış açıklamalarını bile büyük bir iştahla savunabiliyorlardı.
Yani kısaca içeriden ya da uluslararası çevrelerden, Erdoğan’a, iktidara, kabineye, AK Partiye ve hatta en genel anlamda Türkiye’ye yönelik her türlü operasyonun, manipülasyonun, yalan haberin, siyaset dizaynının, siyaset mühendisliğinin gönüllü taşıyıcılığı ya da taşeronluğuna gönüllüydüler. Sorgulamadan, doğruluğu ve yanlışlığını test etmeden, Türkiye’ye zarar verip vermediğine bakmadan hareket ediyorlardı.
Onların, tüm bu konularda odaklandıkları, baktıkları, dikkate değer gördükleri tek bir husus vardı: Üretilen kurmaca siyasetin, çekilen operasyonların, devreye sokulan algı girişimlerinin ve kumpas malzemelerinin Erdoğan ve AK Parti’yi yıpratma ihtimali varsa onlar için yeterliydi.
O kadar ileri gitmişlerdi ki, FETÖ elebaşının “kontrollü darbe” söylemini bile sahiplenmekten geri durmadılar.
Sadece bu örnek bile meselenin ne kadar vahim boyuta ulaştığının kanıtıydı.
Özet olarak, burada işaret ettiğim hususlarda öz güvenleri tavan yapmıştı.
Böyle bir siyaset tarzının bumerang gibi geri dönüp bir gün kendilerini de vuracağını öngörmemişlerdi. Ya da öngörseler bile, bir şekilde işin içinden çıkabileceklerini düşünüyorlardı.
Hâlbuki bilmeleri gerekiyordu. Bir önceki genel başkanları olan Deniz Baykal’a FETÖ’nün kurduğu kaset kumpasından ders almaları lazımdı.
Ya da bunların hepsinin farkındaydılar. Manipülasyonu ve kurmaca siyaseti ve hatta kumpası bir “tarz-ı siyaset” olarak görüyorlardı. İşlevine de inanıyorlardı.
İşte en sonunda, bu siyaset tarzı kendi partileri olan CHP’yi vurdu. Parti içi iktidar mücadelesinde kurdukları kumpasın altında kendileri kaldılar.
Şimdi, parti içinde birbirlerine karşı son yıllarda yaptıkları kumpasların dökümünü anlatmaya başladılar. Hesaplaşmadan, CHP’nin “temizlenemeyeceğini” söylüyorlar.
Kendisine parti içinde kumpas kurulduğunu söyleyen Muharrem İnce“CHP Türkiye’de temiz siyaset istiyorsa önce bu pisliği temizlemelidir” diye haykırıyor.
Cumhurbaşkanı adaylığı döneminde ve sonrasında kendisi ve ekibine karşı kurulan tuzakları ifşa ediyor. Kurulan tuzaklar karşısında çaresiz kaldığı için “Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmeyi bile düşündüğü” itirafında bulunuyor.
Sonuç olarak, CHP’nin uzun süredir yürüttüğü siyaset tarzı bir kez daha kendisini vurdu. Pandoranın kutusu açıldı. Muharrem ince CHP içindeki bir “çete”den bahsediyor. Hesaplaşmanın yapılacağını söylüyor.
İki hafta önce Parti Meclisi üyesi İlhan Cihaner, bir internet gazetesine verdiği röportajda “Şu âna kadar parti yönetiminin hatalarıyla ilgili kapsamlı tartışmalar hiç yapılmadı. Önümüzde bu tartışmanın yapılmasını sağlayacak, uzun bir seçimsiz dönem ve dolayısıyla fırsat var. Önümüzde bir kurultay var. Bu süreçte partideki hesaplaşmayı yaparsak durumu netleştirir ve o zaman ‘parti bu değil, şudur’ diyebileceğiz. Sonra da herkes şapkasını önüne koyar” demişti.
Demek ki bugünlerin ipuçlarını veriyormuş.
CHP içinde son birkaç gündür yaşananlar ileriki günlerde yaşanacakların bir fragmanı olabilir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.