Golü kim atacak?

İster kabul edin, ister etmeyin. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin yetiştirdiği en üstün vasıflı siyasetçidir.. Seveni çok, sevmeyeni az. Her zaman gündemin ilk sırasında.. Muhalefet bütün sermayesini, iktidar bütün gücünü ondan alıyor. En karmaşık problemlere tek cümlede çözüm getiriyor. Müthiş hitabetiyle kitleleri etkiliyor. Yeri geliyor, aslan gibi kükrüyor, vurduğu yerden ses getiriyor; yeri geliyor, müşfik bir baba oluyor kanatlarını açıyor, kucaklıyor. 40 yıllık siyasi hayatı baştan sona mücadeleyle geçti. Her saati programlı, düzenli. Yağdanlık yapmıyorum gerçekleri yazıyorum. Kara kalem çığırtkanlıkla kimseyi kandırmayın.. Yiğidi öldürün ama hakkını verin.. Bir adam adalet terazisinde yargılanırken, kötü tarafları bir kefeye, iyi tarafları diğer kefeye konur.. Hüküm buna göre verilir. Şimdi Allah için elinizi kalbinizin üzerine koyun ve söyleyin, hangi taraf ağır.. insafsız olmayın, dostunuz kalmaz. Ahmak olmayın, ele güne maskara olursunuz. Sayın Erdoğan 12 sene başbakan olarak görev yaptı, Türkiye'ye tek kelimeyle çağ atlattı. Yalan mı? Başkanlık yapma diyorlar. Yahu Türk halkı onu Cumhurbaşkanı olarak seçmedi mi? Ne yapacak? Süs çiçeği gibi masada mı oturacak? AK Parti 7 Haziran seçimlerinden %41 oyla birinci parti çıktı, ama iktidarı kaybetti. Muhalefet bayram etti, %60 blokla biz koltuğa otururuz dedi.. Aradan 1 ay geçti, şapka düştü kel göründü. Blok yıkıldı, geriye iki kırık tuğla kaldı...

İlk golü Meclis Başkanlığında yediler.. Cumhurbaşkanı müthiş bir siyaset senaryosu yazarak,  3 partiyi saf dışı bıraktı. Nasıl mı? Herkes seçim şokunu yaşarken Erdoğan 10 Haziran'da CHP'nin müstafi başkanı Deniz Baykal'la sürpriz bir görüşme yaptı. Herkes AK Parti-CHP koalisyonunun temelinin atıldığını zannetti. Kılıçdaroğlu'nun ağzı kulaklarına vardı. Baykal'ı meclis başkan adayı yapmak zorunda kaldı, golü yedi. Oysa Cumhurbaşkanlığı yarışında çatı aday olan MHP'li Ekmeleddin İhsanoğlu'nu desteklemek boynunun borcuydu. MHP, HDP'yle aynı safta yer almayınca CHP nal topladı. Siyasi partiler oyunbozan olmamak için ilk turda perde önünde "son derece samimi ve dostane" resim verdiler. AK Parti muazzam bir siyaset izleyerek görülmemiş bir iyimserlikle koalisyonun tüm şartlarını zorluyor. Yani muhtemel bir erken seçime gidildiğinde kimse çıkıp da sizin niyetiniz zaten birlikte olmak değildi, seçimdi, diyemez. İkinci turda tabakta olan kaşığa çıkacak. CHP ümitsiz vak'a..  HDP seçim akşamı biz hiçbir şartta AK Partiyle birlikte olmayacağız, diyerek kendini bitirdi...

MHP'nin Türkiye'yi hükümetsiz bırakmayız sözünün arkasında ne var? Koalisyonda yer almayacaksa, ne yapacak? HDP'yle aynı bakanlar kurulunda bulunmayacağına göre ülkeyi kasımda seçime götürecek AK Parti azınlık hükümetine destek verecek. Bu seçim yapılmalı mı? Kesinlikle Evet!.. 7 Haziran sonuçlarının sağlaması şart.. Aynı sonuç ortaya çıkarsa bu defa siyasi partiler 4 yıl süreyle yapıcı, bir ortaklık kurmaya mecbur kalır, kırmızı çizgileri rafa kaldırır, ortak noktayı bulur, hükümet olurlar... %60 oy desteğine rağmen hükümet kuramayan muhalefet ağır bir tokat yerse -ki büyük ihtimalle böyle olacak- AK Parti verdiği emanet oyları geri alır, tek başına iktidarını sürdürür. Zaten bugünden %45'e ulaşmış durumda.  Türkiye rahat nefes alır, iş dünyası yatırımlara kaldığı yerden devam eder, sanayinin çarkları hızlı döner, büyüme artar, işsizlik azalır...

Gelecek hafta düğüm büyük ölçüde çözülecek. Erken seçim ihtimali güçlenirse, uluslararası kredi kuruluşu Moody's, 7 Ağustos toplantısında yatırım yapılabilir ülke notumuzu bir kademe aşağı çeker. Dolar atağa kalkar, borsa çakılır. Yatırımcılara tavsiyem, bu riski göze almayın, hisseleri satıp dolara geçin ve 1 aylık uzun tatile çıkın...