Erkekçe konuşun!

A -
A +
DÜNYANIN en büyük ikinci ekonomisi Çin artık eskisi gibi emtia, ara malı ve enerji ithal edemez hâle geldi. Para birimi Yuan aşırı değerlenince pahalı malları müşteri bulamadı, dış ticaret dengesi bozuldu, büyüme yavaşladı. 11 Ağustos'ta son 20 yılın en büyük devalüasyonunu yaptı ama iş işten geçti, geri dönüş çok zor. Çin'deki kriz ABD merkez bankasının faiz artırım kararıyla birleşince gelişmekte olan ülkeler ağır darbe yedi.. Neden? 2008 krizinden kurtulmak için FED piyasaları âdeta dolara boğdu. Bilançosu 4.5 trilyon doları aştı. Bu paranın büyük kısmı faizlerin yüksek olduğu gelişen ülkelere aktı. Şimdi rüzgâr tersten esmeye başlayınca yani dolar eve dönüş hazırlığına başlayınca tüm dengeler bozuldu. Son 5 yılda gelişmekte olan ülkelere giren toplam 2 trilyon dolarlık sermayenin 1 trilyonluk kısmı 13 ay içinde bu ülkeleri terk etti. Bu paranın gelirken sağladığı bolluk şimdi büyük sıkıntıya dönüşüyor. Geriye kalan 1 trilyon doların ne kadarının kalıcı hâle geleceği belli değil...
DÜNYA ticaretinin yaklaşık %40'lık kısmını karşılayan gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri bozuluyor. Halbuki para birimleri dolara karşı değer kaybetmiş durumda. Çin'deki büyük devalüasyondan sonra bu ülkelerin paraları birdenbire değerli hâle geldi. Eğer kur savaşına katılmak istiyorlarsa aynı oranda hatta daha fazla devalüasyon yapmak zorundalar. Son 1 yıl içinde Rusya, Kolombiya, Brezilya, Türkiye, Meksika gibi önemli ihracatçı ülkelerin paraları ABD Doları'na karşı yüzde 30 değer kaybetti. Ama yetmiyor, daha da düşürmeleri gerekiyor. İşte bu yüzden dolar 3 TL'ye ulaştı. Tartışılmaz bir kural var: Daha fazla ihracat istiyorsan, değersiz para birimine sahip olmalısın... Ki malların dolar bazında ucuzlasın, cazip hâle gelsin. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi, "para musluklarını biraz daha açacağız" dedi, euro çakıldı. Avrupa ülkeleri bayram etmeye başladı. Neden? Çünkü düşük euro sayesinde kolay mal satacaklar...

MERKEZ Bankasının bu aşamada hiç vakit kaybetmeden faiz oranlarını aşağı çekerek büyüme hızının artmasına yardımcısı olması lazım.. Niye mi? Bir defa faiz düşük olunca kredi kullanımı artıyor. İnsanlar daha düşük borçlanmayla daha çok alışveriş yapabiliyor. Talep artışı varlık değerlerinin yükselmesini sağlıyor. Emeğinin karşılığında aldığı malın prim yapması vatandaşa güven veriyor. Tüketimdeki artış karşısında sanayinin çarkları hızlı dönüyor. Devletin vergi gelirleri artıyor, bütçe açığı azalıyor. Üretim artışı ülke büyümesini beraberinde getiriyor. Büyüyen ülkeye yurt dışından sermaye girişi artıyor..

Görüyorsunuz, ülkeye fon akışını sağlamak için yüksek faiz silahını kullanmak gerekmiyor. Tam tersi düşük faizle yatırım sermayesi geliyor. Yüksek faize sıcak para yağıyor... Yatırım sermayesi işsizliği azaltıyor, Türk ekonomisine ivme kazandırıyor. Sıcak para serseri mayın gibi istediği zaman çıkıp gidiyor. Giderken de ortalığı duman ediyor. Şimdi soruyorum size, ama erkekçe cevap verin: (Bu genel bir tabirdir) Faiz arttırmak mı iyi, düşürmek mi?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.