Boğaların yılı

A -
A +
Türk ekonomisi 2015’te kelimenin tam anlamıyla uçurumun eşiğinden döndü. 7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan siyasi tablo tam bir hayal kırıklığı meydana getirdi. Borsa çöktü, döviz patladı. 5 ay süreyle Ankara’ya odaklandık. Koalisyon görüşmeleri fos çıkınca vatandaş 1 Kasım’da istikrardan yana oy kullandı, AK Parti %49.5 oyla yeniden koltuğa oturdu, kaostan kurtulduk. Bu yıla damga vuran en önemli iki olay var. Birincisi sınırımızı ihlal eden uçağının düşürülmesinden sonra Rusya’nın Türkiye’ye ekonomik savaş açması.. İkincisi ABD merkez bankasının 9 yıl aradan sonra ilk defa faiz artışına gitmesi. Türk ekonomisi yaşanan büyük siyasi olaylarla, kuduran teröre rağmen, yılın üçüncü çeyreğinde %4 büyüyerek, %2.7’lik beklentiyi geride bıraktı, muhalefet küçük dilini yuttu...

Bu yılın galibi şüphesiz tüm dünya para birimleri karşısında aşırı değer kazanan dolar. Yılbaşında 2.332 TL’den işlem gören ABD para birimi 3.070 TL’ye ulaştı, siyasi belirsizliğin sona ermesiyle 2.920 TL’ye döndü, ancak buna rağmen %25.2 değer kazanarak yatırımcısının yüzünü güldürdü. Euro (2.825-3.200=%13.3 artışla), 24 ayar külçe altın (89.50-100.50=%12.3 primle enflasyonu solladı.. Hisse senetleri %13.2 değer kaybetti. BIST 100 endeksi 85 bin 458 puandan 74 bin 200’e düşerek 11 bin 258 puan geriledi. Evet, Borsa İstanbul’un sert düşüş trendi dikkate alındığında 2016’nın Boğa Yılı olacağı net biçimde ortaya çıkıyor. Bunu son 4 yıllık performansa bakarak söylüyorum. BIST, yatırımcısına zarar ettirdiğinin yaklaşık 2 katını ertesi yıl kazandırıyor. 2011 yılında endeks %22 değer kaybetmişti. 2012’de %52 yükseldi. 2013’te %13 geriledi, 2014’te %26 arttı.. 2015’te %13 fire verdiği için 2016’da büyük ihtimalle %30 yükselecek, endeks 95 bin puanı görecek. En sağlam sektörler, ulaştırma, gıda, otomotiv, enerji ve bilişim. BIST'te pozisyon açın ve 1 yıl bekleyin...

2016 gündemine ilk sırada hükümetin yapısal reform paketini hayata geçirmesi var. Nisan ayında merkez bankası başkanı dahil yönetimin görev süresi doluyor. Rusya ile yaşanan gerilimin ilk çeyrek sonunda etkisini kaybetmesini bekliyorum. Jeopolitik riskler azalıyor. PKK terörü, genelkurmayın kararlı tutumu nedeniyle son demlerini yaşıyor. Dolar ve Euro’nun %5’lik enflasyon kadar artacağını tahmin ediyorum. Dolar 3.050, Euro 3.350 TL’ye ulaşabilir. Altının gramı, 105 lirayı görebilir. Yurt dışından fon akışında tahminleri aşan bir artış yaşanırsa -ki öyle görünüyor- rakamlar küçülür. Merkez Bankası faizleri aşağı çekerse inşaat ve otomotiv sektöründe patlama yaşanır. Türkiye’nin büyüme hızı %5’e dayanır. Kredi kuruluşları notumuzu yükseltir. Doğrudan sermaye girişi artar. Dışarıdaki en önemli olay ABD’deki seçimlerle FED’in faiz artış süreci. ABD’yi Pentagon yönettiği için, başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun önemli değil, dış politikası değişmez. Çin’deki bozulma devam ettiği için FED’in faiz artırımlarını düzenli bir şekilde gerçekleştirme şansı yok.

Uluslararası borsalarda dolar düşük kaldığı sürece gelişen ülkeler üzerindeki baskı hafifler. En büyük problem, küresel büyüme hızı.. Artmazsa emtia fiyatlarıyla petrol 30 doların altına inecek. Enerji faturamız küçülecek. Ama Putin koltuğunu kaybedecek.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.