Delikanlı olduk!

A -
A +
Büyüme hızında fark attık. Avrupa’nın en hızlı, dünyanın beşinci ülkesi olduk. Jeopolitik riskler, terör ve yıkıcı muhalefete rağmen, Türkiye güçlü performansını sürdürüyor, tam 26 çeyrekten beri kesintisiz büyüyoruz. Bakın hangi sektörler atağa kalkmış. İmalat sanayi %5.9; inşaat sektörü %6.6  genişlemiş. Halkın tüketimi yüzde 6.9, devletin tüketimi yüzde 10.9 artınca, yılın ilk 3 ayında yüzde 4.8 büyüdük... Büyüme üretime dayanır.. Ne kadar çok tüketirsek o kadar üretiriz. Tüketimi talep belirler. Talep çoksa tüketim çoğalır, talep azsa tüketim azalır. Talep ikiye ayrılır. İç talep, dış talep.. İç talep halkın harcama isteğidir. Dış talep yabancının tercihidir. Yılın ilk üç ayında büyüme hızını iç talep patlattı. sanayi üretim endeksi ocakta %3.6, şubatta %8.6, martta %4.7 arttı. Dış talep azalıyor, ithal mallara rağbet yok.. Sanayi bir ülke ekonomisinin kalbidir. Kalp sağlamsa, vücut sağlıklı kalır. İşte sanayinin çarkları hızlı dönüyor.
Peki talep niye artıyor! İnsanlar ceplerinde para varsa harcar! Demek ki yeteri kadar kazanç sağlanıyor. Sofralarımızdaki zenginliğe bakın, ekonomiyi görün.. Küresel büyüme hızındaki yavaşlama karşısında dünya ihracatında büyük daralma var. Bu yüzden ülkeler kendi pazarını kendi kuruyor, iç taleple büyümek için faizleri eksiye düşürüyor. Türkiye’nin borçlanma oranı %36 ile son derece düşük olduğu için insanlar rahat para harcıyor. Büyüyen ülkelere doğrudan sermaye gelir.. Niye? Yatırım yaparak bol para kazanmak için.. Büyük yatırımlar gerçekleşir, işsizlik azalır. Hem ülke kazanır, hem sermaye sahipleri...
Yılın ilk çeyreğinde vatandaşın yeni cep telefonu talebindeki canlılık ulaştırma ve haberleşme grubu harcamalarının yüzde 9.53 artarak 4.4 milyar liraya çıkmasına neden oldu. Sağlık harcamaları yüzde 22.1 artarak 1.6 milyar liraya yükseldi. Azalan tek harcama lokanta ve otel grubunda oldu. Üzerine kara hikâyeler yazılan turizm sektöründeki küçülme %1.2’de kaldı. Kamu harcamaları %11 artarak ilk sırada yer aldı. Büyümenin sağlıklı yapıya kavuştuğunu gösteren en önemli gelişme cari açıktaki daralma.. Cari açık yurt dışından satın aldığımız hizmet ve mala karşılık ödediğimiz dövize karşı, ihracatla elde ettiğimiz döviz arasındaki farktır. Geçen sene yılın ilk 4 ayında 14.4 milyar dolar olarak gerçekleşen cari açık bu sene aynı dönemde 10.8 milyar dolara düştü. Yani %25 azaldı. Önceden hatırlayın, ekonomi büyüyünce cari açık da büyürdü. 2016 yılının ilk 3 ayında ekonomi yüzde 4.8 büyürken, ithalatın ve cari açığın da artması beklenirdi. Halbuki 2016 yılında geçen yılın ithalat harcamasının yüzde 10.6 gerisinde. Cari açık ilk 3 ayda 10.9 milyar dolardan 7.8 milyar dolara geriledi. Bu tablo ekonominin ne kadar sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu gösteriyor. Ekonomik ve İşbirliği Kalkınma Örgütü'ne göre Türkiye büyümede ilk üçte yer alacak, 2017'de ise ikinci sıraya yükselecek. Utanmadan sıkılmadan buna "eğreti büyüme" diyenler çıkabiliyor. 
Türkiye, teröre, yıkıcı medyaya ve vatan hainlerine rağmen, dimdik yoluna devam ediyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.