Ölmek var, dönmek yok!

A -
A +
Türkiye çok önemli bir süreçten geçiyor. Buna ister darboğazdan deyin. İsterseniz, uçurumun eşiğinden.. Ne derseniz deyin. Ortadaki resim şu: Türkiye’yi yıkmak isteyen hainler kabuğundan çıktı. Yıllarca sinsice hazırladıkları plana uygulamaya koydular. Halktan eşi benzeri görülmemiş bir tokat yediler. Başarılı olamadılar. Yakalandılar, tutuklandılar.. Sayıları o kadar çok ki, hangi taşı kaldırsak altından onlar çıkıyor. FETÖ’cü temizliği devam ediyor. Ortaya tehlike bir tablo çıktı. Korkarım kısa süre sonra “Ona değmiş buna değmemiş” derken kurumlarda adam kalmayacak! Çok karmaşık, bir o kadar da bulaşık bir durum var. En canlı örnek: 15 Temmuz sonrası atanan bir general 1 ay sonra FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle gözaltına alınıyor. Haberleri okudukça; aman Allahım.. Sen de mi Brütüs demekten kendimizi alamıyoruz. Allah, helal süt emmiş bakanlarımıza, savcılarımızla hakimlerimize, polisimize, askerimize yardım etsin.. İşleri çok zor. Ülke tepeden tırnağa yeniden kurulmaya çalışılıyor...
İnsanlık tarihinin en büyük terör örgütü FETÖ’nün hedefi; Türkiye’yi en sağlam yerinden vurmak. Ekonomik dengelerini bozmak. Yatırımcıyı kaçırmak.. Dövizi patlatmak, faizi tavana çıkarmak, hisse senetlerini yerlerde süründürmek.. 15 Temmuz’da ağızlarının payını aldılar, yetmedi, şimdi paralı askerleri DAEŞ ve PKK’yı harekete geçirdiler. Terörü gündemde tutarak turizmi öldürmek istiyorlar. İş dünyasının gözünü korkutarak, yatırımları durdurmak istiyorlar. Buna pabuç bırakacak mıyız? Elbette ki hayır! Peki ne yapmalıyız.. Öncelikle ekonomiyi canlı tutmamız lazım. Bunun için faizleri aşağı çekmeliyiz. Merkez Bankası faiz koridorunu daraltıyor. 4 ayda 200 baz puanlık indirime gitti. Ağustos’ta büyük ihtimalle 50 baz puan daha aşağı çekecek. Bankaların zorunlu karşılık oranlarında düğmeye bastı. Fonlama faizi %8’e düştü… Emlak sektörü kampanya başlattı. Yıllık faizi %10’un altına düşürdü. Aylık faiz 0.70 düzeyine geriledi. Buraya kadar tamam. Ancak asıl sorun ticari kredi faiz oranlarında.. Bankalar bu faizleri düşürmeyi bırakın daha önce verdikleri kredileri geri çağırarak, sistemi kilitliyorlar. Olur mu? Olmaz tabii...
İş kamu bankalarına düşüyor. Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıflar Bankası şu anda en düşük %15 olan ticari kredi faizlerini derhal %10’un altına indirerek özel bankaları zorlamalıdır. Olağanüstü hâlde kâr etmek olmaz. Masraflar çıkarılsın yeter. Maksat vatansa gerisi hikâyedir. Siz böyle bir günde fedakârlık yapmayacaksınız da ne zaman yapacaksınız? Söyler misiniz?.. Ticari krediler düşerse, maliyetler azalır, zam oranları küçülür, tüketim artar, sanayinin çarkları hızlı döner, işsizlik azalır. Devletin gelirleri artar, bütçe fazla verir.
Sonuç: Türkiye tahminleri aşan ölçüde büyür. Büyüyen ülkeye sermaye akar.. Kredi kuruluşları bırakın not indirmeyi not arttırmaya mecbur kalır. Ekonomik iyileşme karşısında ülkeye gelen yabancı yatırımcılar, kendi hükümetlerine “Hoop efendiler, biz bu ülkeye para akıtıyoruz, kazancımızı size gönderiyoruz, terörü körüklemekten vazgeçin, işimizi bozmayın” demezler mi? Derler.. Peki o zaman daha ne bekliyoruz? Bankalar Birliği Başkanımız Sayın Hüseyin Aydın, lütfen kamu bankalarının genel müdürlerini çağırın ve onlara şunu söyleyin:
Beyler, bu bir savaştır. Tüm silahlarınızı çıkarın. Ülkenizi savunun.. Ölmek var dönmek yok!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.