Ona uyan da yandı!..

A -
A +
İslamiyetle zerre kadar alakası yok. İnsan kılığında bir şeytan. 3-5 Osmanlıca terim ezberlemiş, kendini bir halt sanıyor... İlimden zerre kadar nasibini almamış… Kibirli, iğrenç mahluk… Berbat bir üslubu var. Konuşuyor mu, kusuyor mu belli değil… Habaset yüzünden okunuyor. Tepeden tırnağa küfre bulaşmış. Tam bir münafık… Utanmadan sıkılmadan, Kur’an-ı kerime iğrenç Türkçesiyle mana vermeye çalıyor. Cenab-ı Hakk’ın ilahi kelamını kendine göre yorumluyor. Böylece kâinatın yüzsuyu hürmetine yaratıldığı Peygamber Efendimiz’den daha üstün olduğunu göstermeye çalışıyor. "Allah’la konuşuyorum" diyerek küfre düşüyor. Bazı cahiller, ahmaklar da bu yılanın söylediklerine inanıyor. Çok alçak bir sistem uyguluyor. Kutsal kitabımızı kendince tefsir ederek İslam dinini tepeden tırnağa dejenere ediyor. İnsanların itikadını bozuyor. Bu kadar büyük bir mikrop tarih boyunca yeryüzüne gelmedi. Firavun'dan, Şeddad’dan Nemrud’dan daha büyük bir zalim… Düşünün böyle bir hain, insanları, dinî duygularını kullanarak en zayıf yerinden vuruyor. Tabii buna inanacak kadar cahil olanları... Sözleri, kitapları zehir kusuyor. Bu zehri içenlerin hâlini gördünüz. Yerlerde sürünüyorlar. Kimi hapislerde çürüyor... Kimi çoluk çocuğunun yüzüne bakamıyor... Kimi vatanını terk ediyor, kâfirlerin poposunu öpüyor...
Bu canavar nefes alıp verdiği sürece, insanlık âlemi huzur bulamayacak. Derhâl temizlenmesi lazım. Müslümanlara bugüne kadar yapılabilecek en büyük kötülüğü yaptı. Sırtında papanın cübbesini, kalbinde istavroz taşıyor. Onun arkasından gidenler de ne kadar pişman olacaklar, onu sadece Rabbim bilir. 
Gerçek şu: Kur’an-ı kerimi en iyi anlayan Peygamber Efendimiz’dir. Onu en yakınlarına, eshabına anlatmıştır. Onlar da kendilerine yetişen İslam âlimlerine duyduklarını, bildiklerini aktarmıştır. İslam âlimleri de yazdıkları binlerce ilim kitabı ile bizim gibi mukallitlere doğru yolu göstermiştir. Sonuç: İslam âlimlerinin kitaplarını okuyup amel edenler Kur’an-ı kerimden kıl kadar ayrılmazlar... İslamiyeti tam ve doğru olarak yaşarlar… Dünyada da rahat ederler ahirette de... İslamiyet akıl dini değildir, nakil dinidir. Temiz kaynaklardan aktarılarak günümüze kadar bozulmadan gelmiştir. Akla göre olsaydı, milyonlarca din olurdu… Nakle göre olunca, nakledenin geçmişi, hocaları ön plana çıkıyor. Bir Müslüman, dinî bir meseleyi anlatırken, yanlış bir ifade kullanmamak için kitaptan okur. Kendinden söylerse yanılabilir ya da enaniyete kapılır, perişan olur. Bu inceliği iyi anlamak lazımdır. Lağım çukurundaki pislik, iğrenç Türkçesiyle her meseleyi şifahen anlatıyor. Kalbinde Allah korkusu yok ki…  Böyle alçakları gördükçe hakiki İslam âlimlerinin ne kadar kıymetli oldukları anlaşılıyor. Onların kıymetini bilelim. Kıymet bilmek söz dinlemekle olur, lafla değil. Ne mutlu, kalbinde ehlisünnet âlimlerinin sevgisiyle yaşayanlara...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.