Tahvil fırtınası!

A -
A +
Küresel yatırımcıların tahvilden kaçışı devam ediyor. Açıklanan verilerdeki iyileşme ve FED’in faiz artış ihtimalinin %73’e çıkması, beklentilerin değişmesine yol açtı. Deutsche Bank’ın zarar yerine kâr açıklaması, İngiltere ekonomisindeki büyüme hızının artması bunda etkili olan gelişmeler arasında. Tahvil satışında asıl gerekçe ABD başkanlık seçimlerinde Clinton’un kazanacağına kesin gözle bakılması. Para sahipleri bu tablo karşısında likid kalmayı tercih ediyor. Sadece tahvil değil, hisse senetlerinden de çıkış başladı. ABD'de büyüme verisi ekonominin hız kazandığını gösterdi.
Son üç haftada Türkiye devlet iç borçlanma senetlerinde yabancı satışı 1,3 milyar dolara ulaştı. 2 yıllık gösterge tahvilden çıkış devam ediyor. Faizler 9.21’e çıkmış durumda. Küresel risk iştahına duyarlı Türkiye piyasalarında satıcılı bir hava hakim. Türk lirasından başlayarak hisse senedi ve tahvile yayılan bir satış dalgası ile karşı karşıyayız. Döviz sepetinin 3.26 TL’ye yükselmesi, fon çıkışının devam ettiğini gösteriyor. Dolar 3.12 TL ile tarihî rekor kırdı. Borsa İstanbul’da endeks 78 bin desteğine çekildi. Son iki günden beri yükselen turizm sektöründeki %4.5’luk kayıp ilk sırada yer aldı. Onu enerji sektörü izledi...
Geçen hafta yabancı yatırımcılar 284.2 milyon dolarlık hisse senedi aldı, buna karşılık 188.7 milyon dolarlık tahvil sattı. Özetle söylemek gerekirse yabancılar tahvilden hisse senedine geçti. Toplam hisse stokları 41.6, tahvil stokları 34.1 milyar dolara yükseldi. Yabancı payında son bir haftada oluşan hızlı artış BIST’te son bir haftada oluşan yükselişin kuvvetli ve sağlıklı olduğuna işaret ediyor. Yabancı payı 2016 yılında en düşük % 61,46 seviyesini görürken, en yüksek %64,62 seviyesine ulaştı.. Endeksin orta vadeli pozitif trende girmesi için yabancı payının %63,3 seviyesinin üzerine çıktığını görmemiz gerekiyor. Merkezi kayıt kuruluşuna kaydettirilen şirket ortaklarına ait hisselerin yabancı payını düşürdüğünü ve yine toptan satışlar pazarında bazı şirketlerin yabancılara yaptığı hisse satışlarının da yabancı payını yükselttiğini hatırlatmakta fayda var...
Kısa vadeli finansman ihtiyacımız ve jeopolitik risklerdeki artış nedeniyle küresel 
dalgalara karşı duyarlılığımız yüksek olmaya devam ediyor. Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya’nın Enflasyon Raporu toplantısında verdiği mesajlar ile Türk lirasındaki kayıplar arasında ilişki kurulması doğru değil.. Başkan Çetinkaya para politikasında sadeleştirmenin sonuna yaklaşıldığını ve bundan sonraki adımın verilere bağlı olarak belirleneceğini vurguladı. Piyasa Çetinkaya’nın sözlerini esas alsaydı tam tersi bir tablo oluşurdu, yani TL değer kazanırdı. Sınır ötesi operasyonlar ile artan jeopolitik riskler, kırsal bölgelerde devam eden terör olayları, Başkanlık referandumu, Türk Lirasının negatif ayrışmasını sağlıyor...
ABD’de büyüme ve çekirdek kişisel tüketim harcamaları ile birlikte çok önemli verilerin açıklanacağı döneme girdik. 1-2 Kasım’da FED toplantısı, 4 Kasımda ABD tarım dışı istihdam verisi ile birlikte altını hareketli günler bekliyor. Altında talep çok güçlü değil. Güvenli liman olarak alınan 10 yıllık ABD hazine bonolarından çıkışın yoğunlaşması, altının 1266 dolarda kalmasını sağlıyor. ABD ekonomisinde büyüme hızı tahminleri aşarsa 1280 dolar gündeme gelecek. Kapalıçarşı’da 24 ayar külçenin gramı, 127 liradan satıldı. Piyasa gözlemcileri, altındaki geri çekilmenin alım fırsatı olarak kullanılmasını tavsiye ediyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.