İşte formül, uygula kurtul!

A -
A +
Dünyada dolar fırtınası bütün hızıyla devam ediyor. En büyük darbeyi gelişmekte olan ülkeler yiyor. Biz de bunların başında geliyoruz. Yılbaşından bu yana dolar kuru Türk lirası karşısında %20 değer kazanmış durumda. Herkes gibi hükümet de şaşkın. Türkiye bugün 5 cephede büyük savaş veriyor. Bir taraftan PKK belası ile uğraşıyoruz. Sınır ötesinde DAEŞ ve PYD’ye karşı müthiş bir savaş veriyoruz. Ekonomiyi yıkmak için başlatılan inanılmaz bir algı operasyonu var. Kredi kuruluşları başta olmak üzere topyekûn bir ekonomik saldırı altındayız. Yıkıcı medya da işin cabası. Buna karşı biz ne yapıyoruz? Ekonomideki durgunluğu aşmak için tedbir üzerine tedbir açıklıyoruz. İki kampanya öne çıkıyor. Birincisi vatandaşa dövizini sat TL’ye geç.. İkincisi komşu ülkelerle yerel para cinsinden ticaret yapılması. İlk tedbir yarayı kapatmaz ama akıntıyı biraz kesebilir. Daha doğrusu psikolojik destek sağlar. İkincisini hayata geçirmemiz TL’ye fayda sağlamaz tam tersi komşuların para birimlerini uçurur. Bu tedbir aleyhimizde sonuç verebilir. Yuan veya Ruble kurunu belirlerken neyi esas alacağız. Dolar/Yuan ile Dolar/Ruble kurunu herhâlde. O zaman biz yerel para ile ticaret mi yapmış oluyoruz? Kendimizi kandırmış olmayalım.
Bakınız, bir defa dolar bugün ister kabul edin ister etmeyin, dünyanın en güvenilir para birimi.. Bakın her olumsuz gelişmede insanlar otomatik olarak dolara koşuyor. Küresel merkez bankalarının %60’ı rezervlerini dolar olarak tutuyor. Tüm emtia fiyatları dolarla belirleniyor. O zaman ne oluyor? Dolar sürekli kesin ölçü olarak kabul ediliyor. Avrupa’da kriz oluyor, dolar yükseliyor. ABD’de göstergeler iyileşiyor, dolar değer kazanıyor. FED faiz artırıyor, dolar güçleniyor. Görüyorsunuz bütün yollar dolara çıkıyor. Peki biz niye aşırı olumsuz etkileniyoruz? Şunun için.. Türkiye bugün dünyanın en yüksek faiz veren ikinci ülkesi konumunda. Brezilya %12.5, Türkiye %8.5 faiz uyguluyor. Kolombiya bile bizden daha düşük faizi %7.75.. O zaman ne oluyor. Sıcak para bu faizden istifade etmek için ülkeye giriş yapıyor. Tahvil alıyor, hisse senedi alıyor. TL değer kazanıyor. Ama bu sıcak para kelimenin tam anlamıyla serseri bir mayın! Bugün olduğu gibi reel faizler düştüğü veya ABD'de ekonomik canlanma haberleri yoğunlaşınca bir anda ülkeyi terk edebiliyor. O zaman dolar/TL zirveye çıkıyor. Ortalık toz duman oluyor. Ülkedeki tüm dengeler bozuluyor, huzursuzluk artıyor. İş adamı kara kara düşünüyor.
Bu aşamada bizim yapmamız gereken tek bir yol var: DOLAR KURUNU SABİTLEMEK. Fırtına bir anda kesilir. Hükûmet "serbest kurdan sabit kura geçtik, hayırlı olsun" deyince meydanda kimse kalmaz. Belirsizlik azalır. Türk lirası istikrar kazanır. Fiyat devamlılığı sağlanır. İş dünyası rahat nefes alır. İthalatçı ve ihracatçı kârını zararını bilir ona göre strateji belirler. Kredi kuruluşlarının pabuçları dama atılır. Kimse suratlarına bakmaz. Kimse dolarla uğraşmaz.. Akaryakıt zamları durur. Hepsinden önemlisi, ne olur biliyor musunuz? Banka döviz hesaplarında 80 milyar tutan vatandaş bunu hızla bozdurur. Fiyatı sabitlenecek parayı niye saklasınlar ki.. Bunun 40 milyar doları ekonominin çarkları arasına girerse piyasalarda inanılmaz bir canlılık başlar. 
Burada yapılacak olan şudur. Her 6 ayda bir enflasyondaki artış kadar dolar kurunu belirlemek. Belki enflasyonun üzerine 1 puan ekstra katkı sağlanır. Herkes gül gibi geçinip gider. O zaman komşu ülkelerle yerel para cinsinden ticaret yapmaya da gerek kalmaz. 2000 yılına kadar 14 sene boyunca Türkiye sabit kurla yönetiliyordu. Ama enflasyon farkı üzerine konulmadığı için Türk lirasının gerçek değeri anlaşılmıyordu. Sonunda çok büyük devalüasyon yapılmak zorunda kalındı. 2001'de IMF ile stand by anlaşması imzaladık serbest kura geçtik. Sonuç ortada. Zaten bu IMF'den ne hayır gelir ki? Bu kötü mirastan da bu şekilde kurtuluruz.
Türkiye’de rekabet ortamı yok, kurlar bu yüzden çok dalgalı seyrediyor. Oligopol bir yapı var. Yani 8 tane banka aralarında oturup anlaşıyor, kurları belirliyor. O zaman da ortaya işte böyle bir korkunç bir manzara çıkıyor. Yıllık enflasyon bugün %7.. Ama dolardaki artış %20.. Aradaki 13 puanlık fark tamamen spekülatif, yani kasten yükseltilmiş. Normali TL’nin %7 değer kaybetmesi yani bugün dolar/TL’nin 3.12 olması lazım. Hükümet dolar için 3.10 alış, 3.12 satış fiyatı belirler. 6 ay sonra enflasyon ne kadar artmışsa o kadar kur yükseltilir. Kum gibi çoğalan döviz büfeleri de kapanır. İşimize bakarız. Görüyorsunuz her şey elimizde! Olması gereken irade..
Haydi Başbakanım, düğmeye basın, "kur rejimini değiştirdik" deyin, ülke dolar fırtınasından kurtulsun. Aynen yaz saati uygulaması gibi.. "Sabit kura geçtik. Bundan sonra serbest kur yok" deyin. Bizim dolarla kaybedilecek zamana değil büyümeye ihtiyacımız var. Bu sistemin belki mahzurları var. Ama yararları inanın çok fazla.. Şu aşamada bizim acil çözüme ihtiyacımız var. Bu yüzden tercihimizi bu yönde kullanmamız gerekiyor.. Her elimizi attığımızda karşımıza dolar duvarı çıkıyor. İş adamları ileriye dönük plan yapamıyor, elleri kolları bağlanıyor. Yeter artık, yeter!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.