Söylemedi demeyin!

A -
A +
ABD'nin en büyük gücü, rezerv para sahibi olarak uluslararası piyasalara yön vermesi. Askerî ve politik gücü ikinci planda yer alıyor. Çok net söylüyorum. Amerikan doları rezerv para olmasaydı, ABD giriştiği hiçbir savaşı, düşük faizlerle borçlanmaya devam ederek finanse edemezdi. Peki Amerika niçin Orta Doğu ve diğer tüm enerji güzergâhlarıyla bu kadar ilgili? ABD petrol ve enerji piyasalarını kontrolü altında tutarak aslında doların uluslararası emtia ve petrol ticaretinde kullanılan ana para birimi konumunu korumak istiyor. Zira ne petrole ne de enerjiye ihtiyacı var. ABD'nin en açık ara önde olduğu alan parasının ve uluslararası finans sisteminin kontrolünü elinden bırakmaması. İşte bunun için uzaydaki binlerce uydusu vasıtasıyla dünya ülkelerinin gizli saklı ne varsa  bilgi akışını sağlıyor, sonra da bunları koz olarak kullanıyor.. Çok defa da taşeron örgütleri yönlendiriyor. Bu ayrı bir konu ve oldukça uzun.. Asıl olaya gelelim...
Çin ile ABD arasında Trump’ın başkan seçilmesiyle ortaya çıkan büyük çatışmanın ardında Yuan’ın ciddi anlamda uluslararası para birimi olma yolunda attığı büyük adım var. Yuan’ın dünya ticaretinde gittikçe artan şekilde kullanılması ABD yönetimini çok ciddi anlamda endişelendiriyor. Yuan 2015’te dünya ticaretinde en çok kullanılan ikinci para birimi oldu. Çin ham madde ithalatında Yuan kullanımı için bastırmaya başlayınca Amerika’yı büyük korku kapladı. Uluslararası Para Fonu IMF 1 Ekim 2016’dan itibaren Yuan’ı (resmî adı Renminbi) SDR’ye (özel çekme hakları) sepetine dahil etti. Yuan böylece rezerv para olma yolundaki ilk adımı attı. Çin'in önünde tek engel, Yuan'ın konvertibl hâle getirilmesi. Yani dolar ve avro gibi uluslararası paralara hiçbir kısıtlama olmadan çevrilebilmesi. 5 yıl içinde bu hamlenin tamamlanacağı belirtiliyor. Bu durumda Çin ham madde ithalatında dolar yerine Yuan kullanılmaya başlanacak...
ABD mevcut Orta Doğu politikasını devam ettirirse bölge ülkeleri kolaylıkla Çin tarafından ikna edilecek. Trump bu yüzden Suriye’den geri adım attı. Rusya’nın bölgede ABD’den rol kapması bu trendi güçlendiriyor. Büyük resme bakıldığında, Türkiye ile Çin arasındaki yerel para birimi kullanma mutabakatının, çok ciddi sonuçları olacak. ABD bu işten hiç memnun değil. İşte Trump yönetimi ABD’nin Çin’e kaptırmakta olduğu bu hamle üstünlüğünü tersine çevirmek için büyük uğraş veriyor. Trump’ın önünde iki seçenek var: Ya Çin’in yükselişini kabul etmek. Ya da onunla büyük bir ticari savaşı başlatmak. Şu andaki manzaraya bakıldığında ikinci yolun tercih edildiği görülüyor. Çin’den ithal edilen mallara %45 vergi koyacağı vaadini gündemde tutuyor. Çin ve ABD arasında yıllık ticaret hacmi 620 milyar dolar. Çin, ABD’ye 480 milyar dolarlık mal satıyor. Buna karşılık 140 milyar dolarlık tarım ürünü alıyor… Özetle Çin, ABD ile ticaretinde 340 milyar dolarlık ticaret fazlası sağlıyor. Çin’in en büyük mal aldığı ikinci ülke 174 milyar dolarla Güney Kore. Onu 55 milyar dolarla Malezya, 40 milyar dolarla Endonezya ve 20 milyar dolarla Filipinler izliyor. ABD, Çin'e vergi duvarı örerse, bu ülkeler de olumsuz etkilenecek. Çin de ABD’ye misilleme olarak "292 adet Boeing siparişini iptal eder, gıda ithalatını durdururuz" diyor. Bu tablo -derinlik kazanırsa ki öyle görünüyor- dolara değer kaybettirir, ABD 10 yıllık tahvillerine alım getirir. Altını da uçurur. Söylemedi demeyin...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.